Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İki Güzel Günahkar Bedia - Güzel Eleni / Ahmet Rasim

1864 yılında doğan ve 1932 yılında vefat eden Ahmet Rasim'den okuduğum ilk eser Bedia ve Güzel Eleni adlı iki öyküden oluşan İki Güzel Günahkar adlı kitap oldu. 96 sayfalık kitabın okuduğum 4. baskısı Arda yayınlarınca Ağustos 1988 tarihliydi.  Bedia ve Güzel Eleni öyküleri İstanbul'da geçen aşk ve tutku öyküleri. Her iki öyküde de etkileyici bir dil var. Duru cümleler, özellikle Güzel Eleni öyküsünde, çarpıcı benzetmelerle insanı içine çekiyor. Ahmet Rasim'in bu iki öyküsünde dönemin İstanbul'una dair izler bulabilirsiniz.  Bu yıl içinde becerebilirsem, Ahmet Rasim'den bir roman okumak istiyorum. 

yakında blogda / kitap - 2

Geçen ay başladığım bir diziye devam ediyorum. Yakında bloga eklemeyi düşündüğüm kitap notlarını önceden paylaşıyorum. Dizinin ilk yazısında bahsettiğim 4 kitabı okumaya başlamıştım. Bu kez öntanıtımını yaptığım 4 kitabın ise sadece bir tanesini okumaya başlamıştım bir zamanlar. Aradan çok mevsimler geçtiği için, bu kitabı da, en baştan okumalıyım. Lafı fazla uzattım gene, buyurun Şubat 2019 içerisinde notlarını eklemeyi umduğum 4 kitaba: 1. Beyninize Hoş Geldiniz / Sandra Aamondt - Sam Wang  ( 23 Mart 2019 tarihinde eklendi ) NTV yayınlarından çıkan kitabın 3. baskısını okumayı planlıyorum. Boğaç Erkan tercümesiyle yayınlanan kitabın ilk üç baskısı Şubat 2011 tarihli. Yazarların ikisi de nörobilimci. Arka kapağında şunlar yazılı: Mozart dinlemek gerçekten de bebeğinizi daha zeki yapar mı? Matematik söz konusu olduğunda, erkekler hakikaten kadınlardan daha mı başarılı? Yumurta kapıya dayandığında sınavdan önce pek çok bilgiyi yutmaya çalışmak işe yarar mı? Beyninize Hoş Geldin

eymir eymir ve gene eymir

Ankara'nın vahasıdır... #eymir #odtü #ankara

özel okullar üzerine uçuşan fikirler

Dizi/etiket olma yolunda emin adımlarla ilerliyor "uçuşan fikirler" başlıklı yazılarım. Sayısal radyo ve sayısal televizyon ile başlayan seri, "özel okul" ile sürüyor.  Öncelikle, eğitim/sağlık/adalet ve güvenlik alanında hizmetin devlet ve sadece devlet tarafından üretilmesi gerektiğine inandığımı yazarak başlayayım. Bu dört alanda aldığınız hizmetin kalitesi sizin ödemeye hazır/râzı olduğunuz bedelden bağımsız olması gerekiyor bence. Daha fazla para ödeyerek daha kaliteli bir elbise almak isteyebilirsiniz, ki bu sizin tercihinizdir, ancak daha fazla paranız yok diye ultrason çektirmek için altı ay beklemek zorunda olmak kabul edilemez. Aynı durum eğitim, adalet ve güvenlik için de geçerlidir. Bu tespiti yaptıktan sonra yaşadığımız hayatın dayattıkları üzerinden devam edebiliriz.  Herkes çocuğunun iyi eğitim almasını ister. Bu " iyi "nin ne olduğu ise kişiden kişiye değişiyor. Ülkemizde bu iyi'nin karşılığı, üniversite giriş sınavında çocuklar

Sayısal karasal televizyon üzerine uçuşan fikirler

Sapanca, 2019 Teknolojinin gelişmesine paralel olarak, her sektörde, büyüklü küçüklü dönüşümler meydana geliyor. Televizyon yayınlarının dağıtımı da teknolojik gelişmelerden nasibini aldı. Ülkemizde televizyon yayınlarına ulaşım için kullanılan ortam, %90 civarında pay ile, uydu. Kablo TV şebekesi ve IP'nin payı ise kabaca %10. Uydu şebekesine bu kadar bağımlı olmanın doğurabileceği sakıncaları yaşayarak gördük. Yayınların verici istasyonlarına fiber kablolar kullanılarak iletildiği bir sayısal karasal televizyon yayını şebekesi, uydu bağımlılığı sorununu ve ülkemizin yayın güvenliği sorununu çözecektir.  Lale Butik Otel / Sapanca Yazının devamını okumadan önce sayısal karasal televizyon nedir sorusunun en anlaşılır dille yanıtını vermeye çalıştığım iki yazımı okumanızı öneririm: Bir kez daha nedir bu sayısal karasal televizyon (2016) Bir kez daha sayısal karasal televizyon (2018) Sayısal karasal televizyon yayınının epey ayrıntılı bir geçmişi var ülkemizde. DVB-T

2019 hedefleri - ilk ay durum değerlendirmesi

2019 yılında yapmayı umduklarımı bir yazı ile ilan etmiştim. Benim neler yapmak istediğim kimi neden ilgilendirsin diye düşünmeden yaptığım bu paylaşımın devamını getirmek gerekir :) O zaman ilk ay değerlendirmesine buyurun: Yeni kitap satın almadım. Birisi kütüphaneden olmak üzere 6 kitap okudum. Bu 6 kitabın 4 tanesi uzun süredir evde duruyordu. Sporu daha ciddi yapıyorum. Özellikle uzun yürüyüşler ve yeni başladığım Tai Chi. Tai Chi üzerine ayrı bir yazı yayınlayacağım. Teknik etiketli yazılar henüz istediğim düzeyde değil. Ancak bu konuda çalışmaya devam ediyorum. Eski alfabe öğrenme isteğim sürüyor. Henüz bir girişimde bulunmadım.

Osmanlı'dan Milli Mücadele'ye Seçilmiş Mülakatlar / Sabahattin Özel - Işıl Çakan Hacıibrahimoğlu

İş Bankası Kültür Yayınları'nca basılan, yakın tarihimize dair bir çok eser okudum. Özel ve Çakan Hacıibrahimoğlu'nun çalışması, türü bakımından en sıradışı olanlarından. Anı kitapları, anı sahibinin olayların üzerinden bir süre geçtikten sonra kaleme aldığı metinler. İncelemeler ise olayların tümü yaşandıktan sonra, deyim yerindeyse filmin sonunu gördükten sonra, yaşanılanlar üzerine yapılan araştırmalara dayanıyor. Osmanlı'dan Milli Mücadele'ye Seçilmiş Mülakatlar ise yirminci yüzyılın başında, gazetelere verilmiş söyleşilerden oluşuyor. Dönemin kimi ayrıntıları tarih derslerinde anlatılmıyor ne yazık ki. Örneğin 23 Nisan 1920'de Ankara'da Millet Meclisi kurulduğunda, Mustafa Kemal Paşa, son Osmanlı Meclisi'nin Erzurum mebusu. Gerçi Meclis, İngiliz baskını sonrası 18 Mart 1920'de tatile girme kararı almış ve M.Kemal, Erzurum'u temsilen seçildiği bu son meclise hiç katılamamış. Başka örnekler de verebilirim, tarih derslerinde bizlere anlatılmaya