Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Le musée gourmand du Chocolat - Gurme Çikolata Müzesi Paris

Paris ve müze kelimeleri yanyana geldiğinde akla ilk gelen mekanlardan sayılmasa bile, en lezzetli olanı, hiç şüphesiz Gurme Çikolata Müzesidir. Çikolatanın ve dolayısıyla aslında kakao bitkisinin tarihiyle başlayan müze, üç bölümden oluşmuş. Milattan önce kakao ile başlayan hikaye, Amerika'nın keşfi ve kakaonun Avrupa'ya ulaşması sonrası başka bir boyut kazanmış. Müzeyi tanıtmak amaçlı bu kısa yazıda kakaonun tarihçesini anlatmam olacak iş değil elbette. Dönemleri, yörelerden gelen eşyalar ve fotoğraflar ile canlandırmışlar. Müzeyi gezmeniz bittiğinde ise sizi bir sürpriz bekliyor: Çikolata yapımı gösterisi. Hem de dilerseniz İngilizce anlatım ile :)

Kuğulu Park civarının yeni kahve dükkanı: Padam

Denk geldikçe keyifli vakit geçirdiğim mekanları siz kıymetli okuyucularımla paylaşıyorum. Bugüne değin iki kez kahve içtiğim Padam , Kuğulu Park yakınlarında özenli hazırlanmış kahveler ve yiyecekler sunan bir mekan.  Yerini tarif etmek gerekirse, Kuğulu Park'ın yanından Atatürk Bulvarı'na çıkan sokak desem sanırım yeterince açık olacak. Atatürk Bulvarı üzerindeki Dost Kitabevi'nin komşusu aynı zamanda. Başka bir tarif ise Kıtır'ı biraz geçince... Soğuk demleme kahvesini ve espresso bazlı kahvelerini özellikle öneririm. Soğuk demleme düzeneğini görmek için bile olsa, yolunuz oradan geçiyorken uğramalısınız. Buzlu suyun damlalar halinde dökülmesi ile hiçbir sıcak işleme tabi tutulmayan kahvenin filtreden geçmesi ile elde edilen kahve, bir gün kadar bekletildikten (dinlendirildikten) sonra sunuluyor.  soğuk kahve demleme düzeneği sol tarafta görülebilir Espresso makinesi, özel ayarlamalara izin veren bir modelmiş. Mekanın b aris tasının anlattığına gör

Technicolor ve beIN işbirliği ile 4K yayıncılıkta yeni dönem

Technicolor ve beIN şirketlerinin adlarını duymamış olabilirsiniz. Özellikle Technicolor, son kullanıcıya doğrudan hizmet / cihaz satışı yapmayan bir şirket. beIN ise, ülkemizin en fazla aboneye sahip payTV operatörü durumundaki Digitürk'ü satın alan grup. Geçtiğimiz hafta içerisinde, basın duyurusuyla Ultra High Definition (UHD) yayıncılıkta işbirliğine gittiklerini açıkladılar. Halihazırda devam eden Avrupa Futbol Şampiyonası Fransa 2016'da çeyrek final, yarı final ve final maçlarını (toplam 7 maç) ülkemizin de içinde bulunduğu MENA ( M iddle E ast & N orth A frica : Ortadoğu ve Kuzey Afrika) bölgesine 4K yayınlayacaklar.  Aşağıda, Türkçe olarak, şirketlerin basın açıklaması yer alıyor. 

Bayram Usta Yaprak Kebap, Yıldız / ANKARA

Ünü kulaktan kulağa yayılan mekanlardan birisi Bayram Usta. Çankaya'dan Oran yönüne giderken solunuzda Korman sitesini gördüğünüzde sol tarafa yanaşın. İlk kavşaktan sola döneceksiniz, Ukrayna caddesi, bu döndüğünüz yokuş aşağı doğru giden caddenin adı. İşte Ukrayna caddesinde sol kolunuzda kalacak Bayram Usta / Yaprak Kebap adlı mekan.  Oran yönünden Yıldız'a doğru inerken ise Yıldız dolmuşlarının son durağını referans noktası olarak alabilirsiniz. Yıldız dolmuşlarının son durağının olduğu kavşaktan sağa dönmeniz gerekiyor. Bir başka referans noktası ise elbette Hollanda Elçiliği. Elçilik ile yolun ters taraflarında kalıyor, buna dikkat etmek gerekli.  Bayram Usta, aslında Konya yolu üzerinde açılmış ilk olarak. Lezzetli kebaplarına ilişkin ilk yorumlar o günlerden. Yıldız'daki mekana gittiğimde servis oldukça hızlıydı.  Humus, yoğurtlu semiz, salata ve ezme ikram olarak sunuluyor Meşhur yaprak kebabı Adından anlaşılacağı üzere yaprak kebabı ile ünlü. Ant

Avrupa futbol şampiyonasını kim kazanır?

Paris, 2014 Bir hafta süren anket tamamlandığında, henüz gruplarda ilk iki maç bitmişti. Gruplardan çıkmayı garantileyen takımlar belli olsa bile, son 16'ya kimlerin kalacağı net değildi henüz. Ankette en çok oyu Almanya aldı. Fransa, İspanya ve Türkiye ise eşit sayıda oy aldılar. Bakalım, Fransa 2016'yı kim kazanacak... 17 Haziran 2016 saat 5.20 itibariyle Almanya'ya 3 oy gelmiş. Türkiye, Fransa ve İspanya için ise birer oy var. Kimbilir belki Galler şampiyon olur. Anketin tamamlanması için iki gün kaldı. Halen oy kullanabilir, oyunuzu değiştirebilirsiniz... Anketin ardından Taylan KARA'nın değişik isimli, değişik romanı "Cölanj" üzerine bir not yayınlayacağım. Sorumuz Avrupa futbol şampiyonasında kimin şampiyon olacağı. Ben dört artı bir aday sunuyorum. Adaylardan üç tanesi, kupayı kazanabileceğini düşündüğüm takımlardan, dördüncüsü gönlüm şampiyonu ve neden olmasın :) son takım ise bu dördün dışında bir takım şampiyon olur diyenler için. Açık uçlu

Televizyon yayınları AB üyesi ülkelerde sayısal karasaldan izleniyor

Ankara'da DVB-T2 modülasyonu ile 4K yayın denemelerinin başlaması , akıllara yeniden sayısal karasal televizyon tartışmalarını getirdi. Son dönemde, blogda konu ile ilgili bir kaç yazı yayınladım. Bu kez, Eurobarometer adlı rapor dizinden Mayıs 2016 tarihli E-Communications and the Digital Single Market başlıklı raporda yer alan iki istatistiği değerlendirmek istedim.  Eurobarometer raporlarını blogda daha önce de konu etmiştim . Televizyon yayınlarına erişim ile ilgili sayılar çok dikkat çekiciydi. Mayıs 2016'da yayınlanan ve 2015 verilerini içeren raporda , TV yayınlarına erişim ile ilgili oranlar ise daha da ilginç. Malum, bilgi sahibi olmadan ahkam kesmek ülkemizin geleneksel sporları arasında yer alır. Televizyon yayıncılığı, hele bu yayınların iletimi gibi, özel bilgi gerektiren bir konuda bile ahkam kesenlerden geçilmez. Sayısal karasal bitti, Avrupa'da kimse izlemiyor onu diyenlere eminim sizler de rastlamışsınızdır. Oysa rakamlar öyle söylemiyor. Aşağıdaki gr

Sayısal karasal televizyon yayınları tarihinde dönüm noktası: TRT 4K DVB-T2 platformunda

Gerçekten haber değeri olan, dünya çapında önemli bir gelişme: sayısal karasal televizyon yayıncılığında bir kilometre taşı. 2 Haziran 2016 tarihini bir yerlere not etmekte yarar var. Karasal da neymiş, bitmiş teknoloji diye birileri ahkam keserken, kaliteli yayının karasal platformdan yapılabileceğini gösterdi TRT.  Twitter'dan takip ettiğim hesaplardan birisinden ve TRT'nin haber bültenlerinden öğrendiğime göre 2 Haziran 2016 tarihinde TRT, 4K yayınlarını DVB-T2 HEVC formatında, Ankara'da UHF 56. kanaldan "ücretsiz" olarak yayınlamaya başladı.  TRT4K Yayını bugünden itibaren Karasal Verici DVB T2 ile Ankara Dikmen UHF56.kanaldan deneme yayınına başladı. pic.twitter.com/5XbVb2zjkG — Hikmet KOCAMAN (@HikmetKOCAMAN1) 2 Haziran 2016 Bu yayının DENEME yayını olduğunun altını çizmek gerekiyor. Düzenli bir yayın değil şimdilik. Bu yüzden kesintiler, sorunlar, format denemeleri yaşanabilir.  Bu noktada akıllara ilk gelecek soru yayını nasıl izle

Küçükkuyu'nun büyük lezzeti: Sole Mare Cafe

Meksikalı balıkçının hikayesini biliyorsunuzdur  muhtemelen. Meksika’nın sakin bir balıkçı köyüne tatil için gelen genç "girişimci" sabahları o günün ihtiyacı kadar balık tutup, geri kalan zamanını ailesiyle keyfince geçiren bir adam farketmiş. Bir sabah yolunu kesmiş: “ Kaç gündür seni izliyorum. Sabahları birkaç balık avlayıp sonrasında keyif yapıyorsun ailenle. Oysa avlayabileceğin daha tonlarca balık var. Seninle bir şirket kuralım, gemiler alalım ”.  Balıkçı, “ sonra ” demiş.  “ Sonra o gemilerden oluşan bir filo kurarsın. Sonra şirketini borsaya açarız ve sen de keyfin için balık tutup, günün geri kalan zamanında ailenle birlikte olursun .”  diye devam etmiş girişimci.  Balıkçı, “ ben zaten hergün bu son söylediğini yapıyorum ” demiş ve gitmiş. Elbette eğitimden sağlığa bir çok hizmetin paralı hale geldiği günümüz dünyasında, Meksikalı balıkçı gibi geleceğimizden endişe etmeden yaşama şansımız yok belki. Gene de paranın amaç mı araç mı olduğu kimilerince kar

Blogda en çok görüntülenen, kitap etiketli, üç yazı

Blogda hangi yazının kaç kez görüntülendiğini takip ediyorum. Derdim daha çok görüntülenen yazılar gibi yazılar hazırlamak değil. Sonuçta bir yazıyı ilginç kılan, daha çok görüntülenmesini sağlayan sadece yazının içeriği değil. Ülkenin gündemi de çok etkili.  Blogda belli başlı beş etiket bulunuyor. Aslında etiket sayısı çok, ancak yazıların konularını içeren etiket sayısı beş diyebiliriz. Diğer etiketler, aslında bu konuların alt başlıkları. Wordpress'te böyle bir sınıflandırma olanaklıydı, etiketler arası hiyerarşi. Blogger'da ise yok, en azından benim bildiğim kadarıyla yok.  Kitap, teknik, gezi, mekan ve Ankara blogda öne çıkan konular ve etiketler. Elbette bir dönem daha çok yazdığım tiyatro ve film etiketleri halen duruyor. Bu yazı ile birlikte, bu beş etiket için en çok ve en az görüntülenen beş yazıyı sıralayacağım. Yazının başlığının yanında, parantez içerisinde sırasıyla, yayın tarihi ve görüntülenme sayısı yer alacak. 11 Mayıs 2020 20.26  itibariyle Kitap

bir kez daha, nedir bu sayısal karasal televizyon?

Blog sayfamda DTT etiketiyle yayınlanmış 100'e yakın içerik bulunsa da, geçenlerde buluştuğumuz lise arkadaşlarımın sorusu üzerine, bir kez daha yazmaya karar verdim. Bilenler, okumadan geçebilir. Bilmeyenler ve sektörün uzağındaki kişiler düşünülerek hazırlanmış bir yazıdır.  Soru - yanıt şeklinde kurgulanmış yazılarımın daha çok okunduğu gözlemi üzerine, buyurun sık sorulan sorularla Sayısal Karasal Televizyon: Şimdi tam olarak neden bahsediyoruz? Çanak ile izlediğimiz televizyon mu?

Osmanlı'da Sosyalizm / İlhami Yangın

Paris, Osmanlı aydınına da ilham olmuş Bilgeoğuz yayınları tarafından 2009 yılında ilk baskısını yapan ilginç bir çalışma, Osmanlı'da Sosyalizm. Toprağın mülkiyetine ilişkin yıllar boyu süren anlayışın sonucu olarak Osmanlı hakimiyetindeki bölgelerde derebeylikleri görülmemiş. Avrupa'daki gelişmelere tezat bir durum oluşmuş bu yüzden. İsmail Cem'in, henüz okumayı bitiremediğim bir kitabında bu bahsettiğim durum sayılarla ortaya konuluyor.  İlhami Yangın'ın çalışması, Osmanlı'nın son dönemlerinden başlıyor. Kitabın odaklandığı konu, isminden de anlaşılacağı gibi, Osmanlı'da sosyalist akımlar. Hal böyle olunca, meşrutiyetler ve kurtuluş savaşı mücadelesi dönemi de, bugüne kadar hiç okumadığım bir bakış açısından, kitapta işlenmiş. Yangın, akademik bir çalışma titizliği ile yazdıklarına referans göstermiş. Kitap boyunca bir çok kez dip notlarla, bahsi geçen konuların ayrıntılarına dair bilgiler paylaşılmış. Kaynakça bölümünün 17 sayfa tutması, kitabın bu

Başka Bir Uygarlık İçin Manifesto / Fikret Başkaya

Salvador Dali'nin eseri, Paris 2013 Esere baktığınız yere göre gördüğünüz değişiyor. Yaşadığımız dünya için de geçerli bu durum. Demokrasi mesela, kimin için? Yordam yayınlarından Mart 2016'da yayınlanan 254 sayfalık çalışma, günümüzde tartışılmadan kabul edilen "büyüme", "üretim", "kalkınma" söylemlerini tartışıyor. Dünya gezegeninin doğal sınırlarını zorlamaya başlayan insanoğlunun, mevcut paradigma ile hayatını devam ettirmesi pek olası görünmüyor. Sürekli büyüme, daha fazla üretme ve tüketme döngüsüne bağlı kaldıkça, bu döngünün kendisini sorgulamadıkça işimiz kolay değil. Başkaya, bu noktadan hareket etmiş ve Nasıl Üretmeli, Nasıl Tüketmeli, Nasıl Yaşamalı sorularını tartışmış kitabında. 

bir hafta sürecek anketin sonucu: Teknik kazandı!

Merak üzerine, sayfanın sağ kenarında yer alan sütunun başına bir anket ekledim. Aslında yazıların okunma istatistiklerine bakınca hangi tür yazıların daha fazla ilgi çektiğini görebiliyorum. Ancak, bu istatistik, sayfanın düzenli ziyaretçilerinin (böyle birileri var mı, varsa kaç kişiler sorusuna yönelik ayrı çalışma yapmak gerekir belki) konu tercihlerini bilemiyorum. 

Ankara'da kalesinin eteğindeki sürpriz: Gökyay Vakfı Satranç Müzesi

Kentlerin tarihi turistlik mekanları hep "eski kent" olarak adlandırılan bölgeleri olur. Ankara'nın eski kent merkezi elbette Ulus semti ve özellikle kale civarı. Hisar mahallesi olarak geçiyor sanırım resmi adı. Burcunda bayrağımızın dalgalandığı alan dışında kale, ziyarete açık. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Koç Müzesi ve Erimtan Müzesi'nin ardından kale civarında bir müze daha var artık: Gökyay Vakfı tarafından inşaa edilen eski Ankara evi mimarisine sahip bir binada hizmet veren Satranç Müzesi . 

Sodom ve Gomore / Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Feriye, 2016 Yakın tarih okumalarına devam ediyorum. Bu kez, inceleme ya da anı değil okuduğum, bir roman. Dönemin, yakın tarih olarak adlandırdığım 1870-1930 arası dönemin, tanıdığı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun bir eseri: Sodom ve Gomore. Karaosmanoğlu'nun Yaban adlı romanını okumuştum yıllar önce. Sanırım lise yılları, nereden baksanız 25 yıldan fazla olmuş. Kiralık Konak, Hüküm Gecesi ve Yaban okunacaklar listesine yeni girenlerden. 

Cer Modern'de TCMB Başyapıtlar Sergisi

Cer Modern'in ev sahipliği yaptığı bir başka etkinlik ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın koleksiyonundan bir seçki: Başyapıtlar. Osmanlı'nın son dönemi ile başlayıp günümüze kadar süren bir tarih aralığının eserlerinden yapılan bir seçki sunuluyor. Abidin Dino, Komet, Fikret Mualla, Bedri Baykam adını daha önce duyduğum ressamlar. Dino'nun iki eseri var sergide. İtiraf ediyorum ki resim, benim "anladığım" bir sanat değil. Aslında belki "bilmek" kelimesini kullanmak daha doğru. Akımlar, dönemler, tarzlar... Sanırım bunları öğrenmek gerekiyor resimleri hakkıyla değerlendirmek için. Sergiyi gezerken sanat tarihi mezunu genç bir arkadaş yardımcı oluyor eserler konusunda. Onun yardımıyla kimi eserler ile ilgili ilk bakışta fark edemediğim ayrıntıları görmüş oldum. 

Kazım Karabekir Anlatıyor / Uğur Mumcu

Yakın tarihi anlamaya, öğrenmeye çalışmaya devam ediyorum. Okudukça şaşırıyorum. Kazım Karabekir, öğrenmeye çalıştığım dönemin sıradışı karakterlerinden birisi. Harp okulunu ve akademisini birincilikle bitiren, Mustafa Kemal'in şark orduları komutanı, ardından Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucu başkanı ve 1926'da İzmir Suikasti davasının sanığı. Karabekir'in yayınlanmış anılarından İttihat ve Terakki Cemiyeti adını taşıyanı okumuştum. Oradan öğrendiğime göre Enver Paşa ile birlikte, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin teşkilatlanmasını planlayan ve uygulayanların başında geliyor. 1926 - 1938 yılları arasını Erenköy'deki köşkünde inzivaya çekilerek geçirmek zorunda bırakılıyor. Bu dönemde, Mustafa Kemal ile gazeteler üzerinden tartışmaları sürüyor.  Cumhuriyetin kuruluşu, saltanatın ve ardından halifeliğin kaldırılması, devrimler... Mustafa Kemal ile Karabekir arasında yöntem ve zamanlama farkı var gibi görünüyor. Mumcu'nun yorumuna göre Mustafa K

Ayasofya'nın Gizli Tarihi / Pelin Çift - Erhan Altunay

fotograf Ayasofya'nın değil, yanlış olmasın Gündem Ötesi adlı televizyon programlarından hatırladığımız Pelin Çift ve gene programlarına konuk ettiği kişilerden Erhan Altunay tarafından hazırlanan bir kitap Ayasofya'nın Gizli Tarihi. 247 sayfalık eser, bol ve kaliteli fotograflarla bezenmiş. Beyaz Baykuş Yayınları tarafından Şubat 2016'da basılmış. Erhan Altunay, mitoloji ve paganizm konularında araştırmaları olan bir nükleer enerji mühendisi.  Kitap, son dönemde benim de ilgilendiğim İttihat ve Terakki ile de ilgili bir şekilde. Bildiğim kadarıyla, bugüne kadar arşivi ortaya çıkmamış bir yapı İttihat ve Terakki Cemiyeti. Masonlarla ilişkisi hep tartışılır. Cemiyet üyelerinin kimilerinin anılarında mason oldukları belirtilmiş, cemiyet ile mason locaları arasında yardımlaşmanın olduğu vurgulanmıştır.  Ayasofya'nın Gizli Tarihi kitabı, soru yanıt şeklinde düzenlenmiş. Pelin Çift soruyor, Erhan Altunay yanıtlıyor. Ancak bunu söylerken Çift'in sorularının k

EMO'da Yayın Teknolojileri Sunumu: Radyo ve Televizyon

"EMO benim için ne yapıyor?" Meslek odası konu olduğunda ilk söylenen ya da en çok söylenen yukarıdaki cümledir. Bu söze karşılık olarak her defasında; "Sen bugüne değil EMO'nun bir konuda bir şey yapmasını talep ettin mi?" sorusunu yöneltirim. Yanıt, bugüne kadar değişmedi: "O kadar çok işin var ki, bir de EMO'ya mı vakit ayırayım!" Kıymetli dostlar, meslektaşlar, Meslek odaları devletin bir parçası değildir. Gelirleri ve giderleri belli, üyeler arasından seçilen yönetim kurulları tarafınca idare edilen yapılardır. Profesyonel (maaş karşılığı çalışan) kadroları sınırlıdır. Çünkü gelirleri sınırlıdır. En önemli gelir kalemleri aslında üye aidatları olmalıdır. Aidatların, Odaların bir çok maaşlı üye çalıştıracağı kadar yüksek olması gerekir bana kalsa. Bu sayede meslek alanlarına dair tüm gelişmeleri maaşlı kadroları ile takip edip, üyeleri doğru ve zamanında bilgilerle besleyebilecek ekipler kurulabilir. Ancak, ülkemizdeki genel durum,

NAB 2016'nın en çok ses haberi neydi derseniz...

fotografta bir terslik var :) İki gün sonra, kısmet olursa, vereceğim eğitimin / seminerin yansılarını (slaytlarını) hazırlarken fark ettim bu başlığın konusunu. Daha önce de yazdığım gibi uzaktan da olsa, NAB 2016'yı takip ettim. Sony'nin NAB 2016 basın toplantısını da bu takip çalışmalarım kapsamında izledim. Aslında toplantıyı izledikten hemen sonra yazmam gereken bu yazı, ne yazık ki araya giren başka işler yüzünden, gecikti biraz kusura bakmayın.  Öncelikle kendimi tebrik edeyim izninizle. 18 Aralık 2015 tarihli yazımda , bu yazıya da konu olan, bir gelişmeyi yazmıştım. Alliance for IP Media Solutions adında bir organizasyon kurulduğunu okuyucularıma duyurmuştum. AIMS organizasyonunun kurucularına bakınca, yayıncılık dünyasına etkisinin büyük olacağını öngörmüştüm.  İşte, NAB 2016'nın en büyük gelişmesi Sony'nin de bu organizasyona üye olduğunu açıklaması. AIMS'in kurucuları arasında yer alan Grass Valley şirketinin basın duyurusunda konu ayrınt

Kıbrıs

Havayolu şirketinin kampanyası ve okul tatili birleşince, üç gün süren bir Kıbrıs gezisi yaptık. Kıbrıs'a gideceğimi söylediğimde arkadaşlardan Kıbrıs'ı görenler, "Orada ne yapacaksın, sıkılırsın" dediler. Ya onların gittiği başka bir ada ya benim gittiğim. LefkoşA, Gazi MaĞUsa, Girne ile Güzelyurt görebildiğimiz ilçeleriydi. Aklımızda Karpaz ve Lefke kaldı.  Kıbrıs'ın tarihi ve mevcut statüsü ile ilgili okumam gerektiğini fark ettim adaya gidince. Belki okuduktan sonra bir şeyler daha eklerim bu yazının altına. Şimdilik fotograflar olacak... Lapta'da Manolya Otel'in balkonundan bir manzara Daha fazla fotograf için aşağıdaki bağlantıya basınız:

Bir kez daha Yayıncılık konulu seminer.... Bu çarşamba EMO Ankara Şubesi'nde

İlk semineri hangi yılda verdiğimi tam hatırlamıyorum, ancak nereden baksanız 15 yıl olmuştur. Bir kez daha, bu gireceğimiz haftanın ilk çarşamba günü, radyo ve televizyon konulu seminer vereceğim kısmet olursa.  Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde MİSEM kapsamındaki MÜGE eğitimlerinden birisi olarak düzenlenecek etkinlikte iki, iki buçuk saat boyunca hem günlük hayatta herkesin ilgisini çeken konulardan hem de yayıncılık sektörü çalışanlarının ilgileneceği konulardan bahsetmeye çalışacağım. OTT, IPTV, Ultra HD TV, TA/TP/ PTY ya da RDS uygulamaları, sayısal radyo, sayısal karasal televizyon, SDI'dan IP'ye geçiş.... Etkinliğe katılamazsanız EMO Ankara Şubesi, internete video kaydını koyacak. Oradan da izleyebilirsiniz.  Vaktiniz olursa sizleri de beklerim. EMO'nun sayfasında kayıt için bir bağlantı var. 

NAB 2016 sonrası

Santiago / Şili, 2008 Yazının başlığına bakıp, demek ki Las Vegas'taydı yazarımız diye düşünmeyin lütfen. NAB konulu diğer yazılarım gibi bu yazıyı da başkentimizden yazıyorum. Ancak, teknoloji ve NAB sağolsun, gitmiş kadar oldum desem yeridir.  Basın olarak akredite olduğum bir etkinlikti NAB 2016. Böyle olunca, etkinliğin neredeyse tüm büyük katılımcılarının, basın duyuruları gönderildi posta kutuma. Bu yazıda, NAB 2016'da öne çıkan gelişmeleri aktarmaya çalışacağım. Elbette eksiklerim olacaktır. Yorumlarınız ile eksik / yanlış konularda katkılarınızı bekliyorum.  4K UltraHD: Geçenlerde bu konuda bir kaç yazı yazmıştım. Sonra, kıymetli meslektaşım Uygar Boynudelik'in sayfasındaki paylaşımını okudum . 4K, yayıncılık sektörünün itici gücü olmuş durumda. Kameradan montaj setlerine, yayın masalarından naklen yayın araçlarının ekipmanlarına tüm yayın zincirini yeniden tanımlayan bir gelişme 4K. İlerleyen yıllarda sırada ne olduğunu da bugünden biliyoruz: 8K. B

Siyasal Anılar / Hüseyin Cahit YALÇIN

Ankara Kalesi, 2014 Yakın tarihimiz ile ilgili kitapları okudukça bugün yaşananları daha iyi anlayabiliyorum. Neler anladığımı başka bir yazıya bırakıp Hüseyin Cahit Yalçın'ın İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayınlanan ve sahaflar sayesinde 1976 tarihli ilk baskısını bulduğum esere dair notlarıma geçeyim.  Öncelikle belirtmek isterim ki gerçekten çok zamanımı aldı Hüseyin Cahit'in anılarına ulaşmak. Aslında siyasal anıları demek daha doğru, çünkü Edebiyat Anıları adını taşıyan kitabının yeni baskıları raflarda mevcut. Siyasi Anılar ise, yanlış bilmiyorsam, en son 2000 yılında basılmış.  Hüseyin Cahit çok yönlü bir kişi . Siyasi kimliğinin yanısıra edebi eserleri ve gazeteciliği ile tarihimize damgasını vurmuş. Anılarını okuduktan sonra tek kelime ile Hüseyin Cahit'i tarif et deseler: Muhalif derdim. İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girmemiş ancak partinin milletvekilliği teklifini kabul etmiş. İki kez İstiklal Mahkemelerinde yargılanmış. Sürgüne gönder

Eymir Gölü

Gene tek cümlelik yazı, bırakalım fotograflar anlatsın Eymir'in güzelliklerini

NAB Show hakkında bir kaç bilgi

Ülkemizin ve dünyanın gündemi bambaşka olsa bile, Amerika Birleşik Devletleri'nin Las Vegas kentindeki NAB Show 2016 etkinliğinin fuar bölümü kapılarını açtı. NAB Show hakkında bir kaç bilgi paylaşmadan önce bu "N", "A" ve "B" harfleri neleri temsil ediyor oradan başlayayım: N ational (Ulusal) A ssociation of (Birlik) B roadcasters (Yayıncılar) kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor NAB . Bu bakımdan ülkemizdeki RATEM 'in ABD'deki benzeri diye düşünebilirsiniz. RATEM'in Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği olduğunu 800 üyesi olan bir kuruluş. NAB'nin televizyon, aslında daha geniş ifadesiyle video, dünyasının yeniliklerine odaklanmış NAB Show etkinliği dışında radyo dünyasına odaklanmış Radio Show adlı bir etkinliği de oluyor. Bu iki amiral gemisi etkinliğin yanısıra New York'ta Kasım ayında NAB Show New York ve aralık ayında NAB Show Şangay adlı buluşmaların da organizasyonunu yapıyorlar.  Dönelim yenide

1870 - 1930: dünyayı değiştiren 60 yıl

Gölgeler aydınlansın! İddialı ve bir o kadar saçma başlık. Dünyayı 60 yıl değiştirmedi elbette. Durmadan değişen, her gün farklılaşan hayatı, bir zaman dilimi ile sınırlamak anlamsız. Ancak, yaşadığımız coğrafyanın bugünkü kaderinin bu zaman diliminde büyük oranda değiştiği bir gerçek. İmparatorluklar çağının kapandığı ve ulus devletlerin, belki "masa başı devletlerinin" şekillendiği bir zaman dilimi. Bu döneme özel bir ilginiz yoksa, tarih derslerinde okuduklarınızla yetinenlerdenseniz, şu kadarını söyleyebilirim ki, bugün yaşadıklarımızı anlamlandırmanıza pek olanak yok.  Bir süredir bu konuları farklı kaynaklardan okuyorum. Okumaya devam edeceğim. Bugüne kadar okuduklarından ne anladın derseniz, yanıtım kısa ve net: Birileri bize kendi bakış açılarını tarih olarak öğretmiş . Bugüne kadar okuduğum kitapları YakınTarih etiketiyle işaretledim. Henüz tüm okuduklarımı etiketleyememiş olabilirim. Kısa süre içerisinde, YakınTarih etiketli kitap sayısında bir patlama ya

NAB 2016 başladı

Bir kez daha, yayıncılık alanında dünyanın en büyük fuar / konferansı Las Vegas'ta kapılarını açtı. NAB 'nin fuar ziyaretçilerinin bir gün daha beklemeleri gerekiyor gerçi. IBC 'de olduğu gibi NAB 'de de fuar başlamadan bir iki gün önce başlayan konferans bölümü var. Hatta NAB 'de eş zamanlı birden fazla konferans, yayıncılık dünyasının farklı alanlarına odaklananları bekliyor. 16 - 21 Nisan 2016 tarihleri arasında konferans, 18 - 21 Nisan 2016 tarihleri arasında ise fuar bölümleri düzenleniyor. Geçtiğimiz yıl sonunda, senelerin hayalini gerçekleştirip, IBC fuar / konferansına katılmıştım. Bir sabah IBC 'nin düzenlendiği alana doğru yola çıktığımda metroda, Amerika merkezli bir şirketin genel müdür teknik yardımcısı ile tanıştım. Ses konusunda, aslında sesin "loudness" olarak tanımlanan ses düzeylerindeki farklılıkları gidermek konusunda, çalışan bu firmanın üst yöneticisi NAB ve IBC arasındaki temel farkı söylemişti bana. IBC fuarı perşembe günü

İnsanı büyüleyen kent

Bu cümleden başka bir şey yazmayacağım, bu yazıda, fotograflar konuşsun, keyfini çıkartın :)

Gaziantep'i Ankara'ya taşımak: Beyran Entep Mutfağı Yıldız'da

Gaziantep, Zeugma müzesi, kalesi, çarşısı kadar mutfağıyla da ünlü bir kent. Tatlıları, kebapları, beyran, yuvarlama ve elbette lahmacunu çok özel. Ne mutlu ki artık bu özel tatları denemek için Antep'e kadar gitmenize gerek yok. Ankara'daysanız Yıldız'a gitmeniz yeterli.  Turan Güneş Bulvarı'nın paraleli olan cadde üzerinde, Hollanda elçiliğinin önünden geçip Çankaya yönünde aşağı doğru ilerlerken sol tarafınızda göreceksiniz Beyran - Entep Mutfağı adlı mekanı.  Antep usulü lahmacun Fazla çeşitli olmayan bir menüsü var. Odun ateşli taş fırında pişen lahmacunu Ankara'nın ne lezzetli Antep usulü lahmacunu. Malum, sarımsak da katılıyor içine Antep usulünün. Ancak Beyran'daki lahmacunu öne çıkartan sadece sarımsak değil, hamurun inceliği ve çıtırlığı.  Beyran Beyran, et suyu, sarımsak ve pirinç ile hazırlanan bir çorba. İçerisinde et de var. Antep'te harlı yanan ocağın üzerinden pense ile tutularak indirilip, olanca sıcaklığı ile servis