Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İnsan BU sitesi kurucusu Kaan Arslanoğlu ile e-söyleşi

Yıllar önce Kişilikler adlı romanıyla tanıdım Kaan Arslanoğlu'nu. Romanı çok sevmiştim. Sonra zaman içerisinde İnsancıl dergisindeki yazılarını, çıkan diğer romanlarını ve en çok da inceleme kitaplarını beğenerek okudum. Blog sayfasından haberdar olmam ise İthaki yayınlarından çıkan bir romanında sayfa sıralaması hatası olması nedeniyle gerçekleşti. Sağolsun, romanının imzalı bir kopyasını göndermişti. İnsan BU adlı sitesini, neredeyse kurulduğu günden beri takip ediyorum. Meraklıları için söyleyeyim, soruları göndereli bir ay kadar oluyor, yazıdaki fotograf Gaziantep'ten ve 4. sorunun güncel tartışmalarla ilgisi yok.  Lafı fazla uzatmadan buyurun söyleşiye. : 1. Bugüne dek bir çok romanınız ve inceleme kitabınız yayınlandı. Ancak ülkemizde okuma alışkanlığını ve okunan yazarları düşünerek sizi tanımayanlar için kısa bir şeyler söylemek isterseniz: Yayımlanmış 12 romanım ve 6 adet inceleme kitabım var. İnceleme derken siyaset, felsefe, psikoloji, edebiyat ağırlıklı

RTÜK üyesi Sn.Esat Çıplak DTT süreci ile ilgili açıklamalar yapmış

Arkadaşlar arasında Link Edin olarak bilinip anılan Linked In sitesinde bildiklerimi paylaşıyorum. Bu paylaşımlar tek yönlü olmuyor neyse ki. Dün Kenneth Wenzel'ın gönderdiği bir ileti ile haberdar oldum RTÜK üyelerinden Sn. Esat Çıplak'ın açıklamalarından.  Sn. Çıplak, sayısal karasal televizyon yayıncılığına geçiş sürecini eleştiriyor . Çıplak, frekansın verimli kullanılmasından yola çıkarak, analog karasal yayınların sonlandırılması ile boşa çıkacak kıymetli, kimilerine göre altın kadar değerli, bandın mobil operatörlerin kullanması amacıyla ihale edilmesini öneriyor. Buna gerekçe olarak sayısal karasal televizyon ( D igital T erretrial T elevision: DTT ) şebekesinin kurulması için gereken kaynağın büyüklüğüne dikkat çekiyor. EMO'da 2013 yılında düzenlediğimiz bir panelde ülke nüfusun %90'nına DTT ulaştırılması için gerekli şebeke yatırımının 1 milyar Avro civarında olacağı konuşulmuştu. Çıplak'a göre bu tutarda yatırım heba olacak. Çünkü artık kimse ana

Fransa ile ilgili her konuda yardımcı olabilecek bir şirket: A CONCEPT

Fransızca bilmemenin dilsizlik anlamına geldiğini Paris'te yaşamak durumunda kaldığınızda anlayacaksınız. Hizmet sektöründe en basit işlemlerin bile saatler / günler süreceğini, ev kiralamak için istenilen belgeleri, ödeme yapmak için çek kullanmanız gerektiğini, taksiye dört kişi binmek için ek para vereceğinizi yaşayarak da öğrenebilirsiniz elbette. Ancak, inanın bana, bu işlerde yardım almak için vereceğiniz her kuruşa değer/değdi.  Bu söyleşi, Paris'te Fransızca bilmeyen bir ailenin başına gelecek türlü zorlukları yaşamasını engelleyen bir dostumuzun şirketini tanıtmak amacıyla yapılmış ve yayınlanmıştır.  Cumhuriyet Gazetesi'nde zaman zaman Paris haberleri çıkan Aslı Ulusoy Pannuti sayesinde tanıdık Elvan Hanım'ı ve şirketi A Concept 'i.  Bizimle aynı dili konuşan birisinin, başımız sıkıştığında yardım edebileceğini bilmek bile öyle rahatlatmıştı ki bizi. Gittiğimizin haftasında evimizi kiraladıysak, aile büyüklerimiz geldiğinde Paris'i onlarla do

Körfezin incisi Küçükkuyu'da: Baykuş Bar

Baykuş Bar kapandı. Söyleşiyi, bu güzel mekânı hatırlattığı için blogda tutuyorum . Küçükkuyu Belediyesi'nin sloganı "Ege'nin başladığı yer". Edremit Körfezi'nin en batı ucu Küçükkuyu. Bu şirin belediyelik, Çanakkale'nin güney doğu sınırını da oluşturuyor. Mıhlı çayını Edremit yönüne doğru geçtiğinizde artık Altınoluk'a, ki kendisi Balıkesir'e bağlı, girmiş oluyorsunuz.  Baykuş Bar, 2013 yılı yazının ortasında açıldı. İnşaatını gün gün izledik. Temmuz ve ağustos, Küçükkuyu'nun en dolu olduğu aylar. Baykuş, 2013 ağustosunun ortasında açıldı. Zaman zaman oturduğumuz ve güzel müzik çalan farklı mekanın sahibi Semih Göksel ile bir söyleşi gerçekleştirdim. Semih Abi, Ankara kaçkını. Söyleşide yer alan fotografları da kendisi gönderdi. Peynir tabağı fotografı bana ait sadece. Karşınızda Baykuş Bar.  Herkese iyi pazarlar. Bir önemli not, kıymetli sosyal medya takipçilerime. Evet, ülkede bunlar yaşanırken ben bunlarla uğraşıyorum. En azından bir

Cüneyt Ayral Söyleşisi volume 1

Cüneyt Ayral ismini, 2013'ün sonlarında bir yıl için Paris'e gideceğimiz kesinleşince, internetten, adında Paris geçen kitapları satın aldığımda öğrendim. Paris Notları 1 ve 2, okuyup benim de notlar çıkarttığım kitaplardı. Gidiş öncesi, elektronik ortamda tanışıp, karşılıklı e-postalar alıp/gönderdik. Paris benim hayal ettiğim gibi geçmeyince orada görüşmeyi planladığım kimseyi aramadım. Döndükten bir süre sonra, yeniden eski ben oldum. Yarım kalan işler eski bağlantılar derken, Ayral'ın üzerinde çalıştığı Benim Paris'im adlı eserinin bittiğini öğrendim. Aşağıda okuyacağınız söyleşi, henüz kitaba ulaşamamışken yapıldı. Ayral'dan söz aldım, kitabı bitirdiğimde yeni bir söyleşi yapacağız. Bu yazıdaki Paris fotografları Dilara KUTAY'a ait. Kitapta yazılana göre 1993 doğumlu genç bir sanatçı Kutay. Kitapta yer alan tüm fotograflar kendisine aitmiş. Ayral baskı kalitesinden çok tatmin olmamış olsa bile, kitabın genel havasını fotograf dilince anlatıyor her biri. Bu