Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Harika Çocuk nasıl yetiştirilir?, Tim SELDIN

Kaknüs yayınlarından çıkmış Montessori eğitimi ile ilgili bir kitap Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir? Kitabın anlattığı Montessori eğitiminin felsefesine pek uygun düşmeyen bir isim seçilmiş gibi geldi bana. Bu yanlış ve bence itici isim, çevirmenden ziyade Seldin'in hatası gibi görünüyor. Kitabın orijinal ismi: How To Rise an Amazing Child? Montessori'de kim diyenler için kısacık bilgi aktarıp ayrıntılar için bir iki bağlantı adresi vereyim.  Maria Montessori 1870-1952 yılları arasında İtalya'da yaşamış, zamanın bir çok olanaksızlığına karşın mücadele ederek tıp doktoru olmuş ve kendini çocukların erken yaştaki eğitimine adamış bir bilim insanıdır. Mussolini faşizmi döneminde ülkesinden ayrılmak zorunda bırakılan İtalya'nın ilk kadın doktoru, kadın hakları için verdiği mücadeleler ile de anılır. 1952 yılında vefatının ardından 1898 doğumlu oğlu Mario, Montessori eğitiminin yaygınlaştırılması, sistematikleştirilmesi ve sürdürülmesi için çalışmış. Yeniliklere açık,

bayram bitti tatil başlıyor

Yazının başlığını görüp, yanlış yazıldığını düşünebilirsiniz. İki bebek ile bakıcısız, yardımcısız bir hafta geçirince, insan işi tatil gibi görmeye başlıyor. Yıllar önce yüksek lisans tez çalışmamı bitirmeye uğraşırken danışmanım olan profesör neyse ki pazartesi geldi  derdi de anlamazdım. Artık yürümeye başlayan ve tam keşfetme döneminde olan kızlarımız, deyim yerindeyse bir dakika yerlerinde oturmuyor. Hal böyle olunca, yemeklerini hazırlamak, ortalığı toplamak, bulaşıkları/çamaşırları yıkamak için onların uyudukları kısa süreler dışında fırsat olmuyor.  Bebek sahibi olmayı düşünenlere önerim bebekli bir aile ile bir tam gün geçirmeleri :) Böylesi bir gün geçirmenin ülke nüfus artış hızını dizginleyeceği kesin. Böyle yazdığıma bakıp çok bunalmış diyenler için söyleyeyim. Bunaldığım zamanlar olsa bile bu yaşıma kadar aldığım kararlar içerisinde en doğrusu çocuk sahibi olmak diyebilirim. Takvime baktık, önümüzdeki şeker/ramazan bayramına kadar uzun tatil yok :) Herkese iyi tatiller..

Her Temas İz Bırakır, Emrah SERBES

2006 yılında İletişim Yayınları tarafından bizlerle buluşturulan Bir Ankara Polisiyesi alt başlıklı Her Temas İz Bırakır , heyecanla okunan bir polisiye. Ankara'da yaşayanlar için okuması daha bir keyifli. Bildiğimiz mekanlar, iyi betimlenmiş Ankara ayazı, hayatın içinden karakterlerle birleştirilmiş. 1981 yılı doğumlu genç yazarlardan Serbes'in bu ilk romanı, yayınlandığı tarihlerde kitap eklerinde konuşulmuştu. Kitab ı alalı epey zaman oluyor. Kütüphaneyi karıştırırken bulunca, bir solukta okuyamadım. Malum kurban bayramı, bakıcımız izinli. İki bebeğin fırsat verdiği anlarda okuyabildiysem bile bir kaç günde bitirdim.  Romanın akıcı, heyecanlı, gerçekçi olması gibi özelliklerinin yanına bir de diziye konu olması eklendi yakın zamanda. Tahmin ettiğiniz gibi Bir Ankara Polisiyesi Behzat Ç. tam olarak kitaptan diziye aktarılmış bir karakter. Kitaptaki tarife tıpatıp benzeyen Akbaba, Hayalet, Eda, Harun ve diğer karakterler ile Star TV'de yeni yayın saati ve günüyle Salı

Çocuğunuz Sizden Ne Bekliyor? Sağlıklı büyüme ve gelişim için 250 soru-cevap ŞULE YAZGAN / YANKI YAZGAN

Bebekler olduktan sonra insanın hayatı değişiyor. Bu değişim, ev dışarısında geçirilen zamanın kısıtlanmasından, uyku düzeninin değişmesine farklı boyutları içeriyor. Bir başka değişim, ilgide ortaya çıkıyor. Gittiğiniz alış veriş merkezlerinin, daha önceleri koşar adım uzaklaşılan, çocuklara yönelik mağazaların olduğu bölümler dikkatli dikkatli dolaşılıyor. Okuduğunuz kitapların büyük bölümü çocuk/bebek büyütme konulu olmaya başlıyor. Kitap okumaya ayırdığınız zamanın azaldığını göz önüne alınca, okunacak kitabın seçimi konusu daha bir önem kazanıyor. Çocuğunuz sizden ne bekliyor? bu kısıtlı zamanda okunması gereken ilk kitaplardan birisi. Şule - Yankı Yazgan çifti, kitaplarının önsözünde kendilerinin de belirttiği gibi, bir çoklarınca bebek/çocuk büyütme konusunda ideal bilgi/donanıma sahip bir çift olarak düşünülür. Şule Yazgan çocuk doktoru, Yankı Yazgan çocuk psikiyatristi. Ruh ve beden sağlığına yönelik tüm olası durumlarda anında müdahale olanakları var :) Bu duruma ilişki

Tas Kebabı

Osmanlı tariflerine merak salmış olmamın en önemli nedeni tariflerin tutması. Tali neden ise günümüzde unuttuğumuz farklı lezzetler tatma olanağını yaratıyor olması. Bu hafta ismi çok tanıdık, tarifi ise hiç tanıdık gelmeyen bir lezzet: Tas Kebabı. Diyeceksiniz ki bunun tarifinde ne var. Bildiğimiz salçalı, kimi kez patatesli, kuşbaşı et. Bu tespitinizi akılda tutup malzemelere göz atın öncelikle. Bu hafta şarabın dışında pek fotograf yok. Pillerin azizliği. Doğru düzgün bir şarj cihazı almalıyım bir an önce :) Malzemeler: 500 gr kuşbaşı et. Tarifte koyun diyor ancak ben gene dana kullandım. 1 demet maydanoz, 1/2 demet nane, 2 orta boy kuru soğan, 2 tatlı kaşığı anason, 1 tatlı kaşığı tarçın, 1 tatlı kaşığı kaküle, 1/2 bardak su, karabiber, tuz, 2 kaşık tereyağı Yapılışı: Malzemeleri görünce farklı bir tas kebabı olacağını hissettiniz sanırım. Yapılışını okuyunca daha da şaşıracaksınız. Öncelikle maydanoz ve naneyi yıkayıp temizliyoruz (saplarını ayıklıyoruz). Yeşilli

IPTV World Forum Ardından, Teknik Değerlendirme - 2

Üzerinden epey zaman geçti gerçi etkinliğin. Söz vermeme karşın teknik değerlendirmelere devam edemedim. Yeni etkinlikler, biriken işler, yetiştirilmesi gereken evraklar engel oldu. Bu sabah fırsat bulunca ertelemeyeyim istedim. Bu yazı, dizinin ikinci ve son yazısı olacak. Bu yazıda Vestel ve Air Ties ile ilgili bir iki tespitimi sizlerle paylaşacağım. Etkinliğin küçük fuar alanında önemli alanı dolduran iki Türk firmasını görmek sevindiriciydi. Etkinlik İstanbul'da yapılmakla birlikte Doğu Avrupa ve Avrasya'ya yönelik bir etkinlik. Düzenleyicisi ise İngiltere kökenli bir şirket. Katılımcıların arasında yabancılar da var. Vestel, Beko ile birlikte ülkemizin medarı iftarı. Manisa'daki üretim üssünü gezmek isterim. Eğer unutmazlarsa fuar alanında tanıştığım Vestel yetkilileri Manisa'daki tesislere davet ettiler. Beko'nun aksine, yurt dışında OEM ürünlerle (kendi markası yerine başka markalar adına üretim yaparak) var olmuş. Bu stratejilerinde değişikliğe gidecekle

pazar yemeği: Çerkez Salatası

Yemek yapma günü yeniden pazara döndü.  Çerkez Salatası var menümüzde. Öncelikle salatayı tarif ile başlayayım. Baştan söyleyeyim bu tarif de Marianna Yerasimos'un 500 yıllık Osmanlı Mutfağı adlı kitabından. Boyut yayın grubunun mutfaklarımıza hediyesi bir kitap.  Çerkez tavuğunu herkes bilir. Bir çoğumuz adını bilmeden yemişizdir. Çerkez salatası adını gördüğümde, tavuklu bir tarif ile karşılaşacağımı düşünmüştüm. Oysa tarifimiz taze fasulyeli. Öncelikle malzemeler:   Malzemelerimizi sayarsak: Yarım kilo kadar taze fasulye  2 - 3 dilim bayatlamış ekmek 6-8 diş sarmısak 150 gr fındık içi 2 kahve fincanı zeytinyağı tuz ve kekik Yapılışına gelince, öncelikle fasulyeleri yıkayıp temizliyoruz. Kılçıkları varsa almaya çalışıyoruz. Bu işlemi tamamlayınca, fasulyeleri kaynayan suda kısa süreliğine haşlıyoruz. Fasulyelerin diri kalması gerektiği için haşlama süresini abartmıyoruz. Sıra taratorumuzu hazırlamaya geldi. Bayatlamış ekmeğin kenarlarındaki sert

kırmızı sonbahar

Silivri Toplama Kampı, Zulümhane / Mustafa Balbay

Cumhuriyet gazetesinin Ankara temsilcisi ve köşe yazarı Balbay'ın yeni çıkan anı kitabının adı başlıktaki. Gündemi takip edenler bilecektir 600 günü aşkın bir süredir tutuklu Balbay. Kitabı üç bölümden oluşuyor. İlk iki bölüm sürmekte olan dava ile ilgili. Son bölüm ise hapishane gözlemlerine dayanıyor.  Sevdiğinize koşarken hiç cama çarptınız mı başlıklı yazıyı bir baba olarak okurken göz yaşlarım yanağımı ıslattı, boğazım düğümlendi.

Trafik lambasız kent: Ankara.

Ankara, 3 dönemdir devam eden yönetim anlayışıyla, otomobil öncelikli bir kent haline geldi. İş yerimden evime 21 km'lik yol var. Normal bir kentte bu uzunluktaki bir yolda kimbilir kaç tane trafik lambasından geçilir. Kent plancısı olmadığım için bu konuda bir standart falan var mı bilmiyorum. Gezdiğim gördüğüm kentlerdeki izlenimlerimden hareketle trafik akışının hızını kesmek için, kavşaklarda trafik lambalarının kasıtlı olarak kullanıldığına şahit oldum. Hollanda'da Amsterdam'ın bir banliyösünde gördüğüm kavşak daha ilginç idi. Kavşakta lamba yoktu. Ancak yolu düz geçebilmeniz de olanaklı değildi. Kavşağa geldiğinizde karşıya geçmek için önce yarın tur göbekten dönmeniz gerekiyordu.  Şimdi Ankara trafiğini yavaşlatmak için sabit radarlar konuldu bir çok yere. Radara yaklaşırken yavaşlayan trafik radarı geçer geçmez eski hızına ulaşıyor. Ben evime giderken 21 km'lik yol boyunca bir tek trafik lambasına denk geliyorum. O da yolumun sonlarında. 21 km'de tek lamba,

sarı sonbahara devam

en sevdiğim mevsimdir sarı sonbahar

  Sokaklar yere düşmüş yaprakların oluşturduğu tepelerden geçit vermez oldu. Ağaçlarda sararmaya direnen yeşiller olsa bile artık onların da fazla zamanı kalmadı. Bir kaç güne kalmaz onlar da arkadaşlarının yanında yerlerini alırlar. Cam arkasında ısıtan güneşli günler, Tarkan'ın şarkısındaki kış güneşi artık. Cam arkasında ısıtsa bile havayı ısıtacak kadar güçlü değil. Kış yaklaşıyor. Eskiden hüzün veren sarı sonbahara bu sene ilk baharın müjdecisi olarak bakıyorum. Öyle ya, sonbaharın ardından gelecek kış, arkası tekrar bahar. 

evlerde çoğalmaya başlayan yeni teknolojik oyuncak: media player (medya oynatıcı)

Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun yaptırdığı iki araştırmanın sonuçları kıyaslandığında bile ülkemizde televizyon izleme sürelerinin azaldığı görülecektir. İkizlerden sonra bu sonbahar ile birlikte televizyon izlemeyenler kervanına katılan birisi olarak bu süreci yakından izliyorum. Bundan 10 yıl önce televizyonda tartışma programları ve haberler dışında bir şey izlemez, iş yerinde yapılan dizi sohbetlerine katıl(a)mazdım. Bundan 5 yıl önce, dönemin tüm dizilerinin sıkı takipçisi olmuş ve bundan ötürü büyük huzursuzluk duymaya başlamıştım. Bu kez iş yerindeki dizi sohbetlerine gönül rahatlığı ile katılmaya başlamıştım. Etrafımda televizyon izlemediğini, hatta evinde televizyonu olmadığını ileri sürüp geçen akşamki dizinin yorumlarına hararetle dahil olanları görüp epey eğlendiğimi hatılıyorum. Ne anlatacaktım, laf nereye geldi. Efendim konumuz ev içi eğlence ekipmanlarının yenilerinden (belki de benim yeni fark ettiklerimden :) medya oynatıcısı. Televizyonun, değiştirilemeyen yayın a

bu işi öğreniyorum galiba: Helva tarifi

Mutfakta zaman geçirmeyi gittikçe daha çok seviyorum. Bu kez bir tatlı ile karşınızdayım: helva. Ne yazık ki helvamızın yapılış sürecini fotograflama projem, pillerin su koyuvermesi ile proje aşamasından öteye gidemedi. Gene de merak edenler için söyleyeyim tadı ve görüntüsü yerinde bir helva yapmayı başardım. Efendim lafı uzatmadan tarife geçelim. Önce malzemelerimiz: Yarım bardak un, Yarım bardak buğday nişastası, Yarım bardak pirinç unu, 3 bardak süt, badem ve/veya fındık, 2 bardak şeker, tereyağı, öncelikle sütümüze şekeri ilave edip ısıtıyoruz. Bulduğum tarifte kaynatın diyor ancak zaten pastörize süt kullandığım için ayrıca kaynatmaya ihtiyaç duymadım. Şekeri eritecek kadar ısıtılan süt yeterli oldu. 3 çeşit unumuzu karıştırıyoruz. Tarife uygun olarak 3 çeşit yazdım ama evde buğday nişastası yerine mısır nişastası varmış. Onu koymadım. Diğer iki unun miktarlarını arttırdım. Tereyağını, tarifte 125 gr diyor, eritip biraz soğumaya bırakıyoruz. Yağın bir süre soğumasını bekl

Takunyalı Führer, Ergün Poyraz

Bu kitaba ilişkin bir şeyler yazıp yazmamak konusunda kararsız kaldım uzun süre. Bu kararsız kalışım bile epey anlamlı. İnsan okuduğu bir kitaba ilişkin bir iki not düşmek isterken bu kadar düşünür mü? Neyse, kitabın konusu malum. Konusu hakkında bir şeyler yazmayacağım. Tek ve bence en önemli özelliği, toplumsal belleğimizin ne kadar zayıf olduğunu hatırlatması. Kitapta yazılanların neredeyse tamamı başka kaynaklarda zamanında yayınlanmış bilgiler. Alt alta okuyunca ve hatırlayınca ilginç oluyor...

IPTV World Forum Ardından, Teknik Değerlendirme - 1

Yazının başlığını Teknik Değerlendirme - 1 dedim. Bunun bir dizi yazının ilki olduğunu düşünerek öyle yazdım. Pek uzun yazmayacağı, dizi yapmayı düşündüğüm için. Öncelikle Türk Telekom ve TTNet üzerine görüşlerimi yazayım. Etkinliğin ana destekçilerindendi her iki şirket. Türk Telekom'un üst şirket olarak görürsek, ki öyle aslında, Argela, TTNet ile birlikte sergi alanında büyük yer almışlardı. Argela, yazılım geliştirme alanında çalışıyor. TTNet, malum internet servis sağlayıcısı. Türk Telekom'un etkinlikte açıkladığı stratejisine göre IPTV , internet ve Voice over IP (IP üzerinden ses:VOIP) hizmetini TTNet üzerinden sunacak. İnternet ve telefonu tek faturada birleştirmeyen Türk Telekom, üç hizmet için tek fatura dönemine geçmeyi planlıyor. IPTV'yi itici güç olarak kullanacak. 3 farklı ekrandan (telefon, televizyon ve bilgisayar) televizyon izlemenin olanaklı olacağı ileri sürülüyor. Planlaması kolay, uygulaması ise zor bir hizmet IPTV. Multicast broadband internet bağl

Üç Küçük Kuzucuk, Pembe Kurbağa Tiyatrosu

Bloga tiyatro oyunu yorumu girmeyeli epey zaman olmuş. Blogdaki kayıtlara göre en son 15 Şubat 2009 tarihinde Ölüm ve Kız adlı Ankara Sanat Tiyatrosu'nun sahnelediği oyunu izlemişim. Bir yıldan uzun süre sonra yeni bir oyun ile karşınızdayım: Üç Küçük Kuzucuk. Daha önce tek perdelik oyunlar izlemiştim. İlk kez bu kadar kısa bir tek perdelik oyun izledim: 30 dakika. İzleyiciler, yani oyunun asıl hitabettiği kesim, bizim ufaklıklar ve kimi onlardan bir kaç ay büyük kimi bir kaç ay küçük akranları. Pembe Kurbağa Çocuk (belki bebek demek daha doğru) Tiyatrosu'nun oyununu izledik ailecek. Bebek/çocuklara yönelik oyun nasıl olurmuş görmüş olduk. Bol müzikli, bol alkışlı, bol tekrarlı ve bol mesajlı. Hepsinin ötesinde bol eğlenceli :) Küçük bir salonu dolduran, kimi minderin kimi halının üzerinde oturmuş bücürükler ile kimi sıkıntıdan patlayan kimi eğlenen yanlarındaki velileri. Sahnede yaptığı işi önemsediği ve aynı zamanda keyif aldığı hissedilen Ali Nihat Yavşan ile ismini bilmed

3Ç: Çarşamba Çibo çılgınlık

3G özellikli cep telefonum yok ancak 3Ç özellikli hayatım var. Takipçileri beni anlayacaktır. Çarşamba günleri alışveriş merkezlerinin açılış saati olan 10.00'da tıklım tıklım dolan Tchibo (okunuşu ile Çibo)'dan bahsediyorum. Web sayfasındaki bilgilere göre 1949 yılında kurulan şirket günümüzde 60 ülkede 1300 mağaza ve 120.000 satış noktasında, ülkemizde her hafta değişen temalarıyla farklı ihtiyaçlara yanıt veriyor. Çarşamba günleri, eğer kadın ve/veya çocuğa yönelik bir tema var ise Tchibo mağazaları görülmeye değer. Birbirinin elinden ürün kapma telaşındaki insanların arasına bu çarşamba bendeniz de katıldı. Rafların derinliklerinde kaptığım iki çift bebek botu ve birinin bırakmasını fırsat bilip yapıştığım diz altı çoraplarını sıkı sıkı kucaklayarak 30-35 dakika kasa kuyruğunu bekledim.  Sonra ne mi oldu? Birçokları gibi perşembe günü aldığım botları iade ettim. Çünkü en küçük boy bile bizimkilere büyük geldi. Diz altı çoraplarının numarasına hiç bakmadığımı fark ettim eve