Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Viyana notları - 2 / Hotel Sacher

Tembellik en kötü özelliklerimden. 2008 yılı temmuz ayı sonlarında 4 günlük Viyana gezime ilişkin ilk yazıları döner dönmez yazmış ve takip edenlerin en kısa sürede sayfamda yer alacağını vaadetmiştim . Neredeyse iki yıl sonra vaadimi yerine getiriyorum. Aşağıda okuyacağınız notları gezi sırasında tutmuştum. İtalik mavi ile yazılan kısımlar notların orijinal halinde var. İtalik olmayan bölümleri ise (ki çoğunlukla açıklamalar) sonradan ekledim... 25 Temmuz 2008 21.44 Hotel Sacher'in cafesinde oturuyoruz.  Viyana'daki ikinci günümün akşamında yorgunluk var. Biraz da orijinal sacher'in doğurduğu merak. Orijinal sacher torte'nin fiyatı 4,90€. Yanında içtiğimiz Wiener Melange ise 4,20 €.  Sacher de ne, melange neyin nesi diyenler için ikisini de kısaca tanıtmaya çalışayım. Önce sacher'den başlamam gerekiyor. Ülkemizde de pastanelerde satılan çikolata kaplı bir pasta. İçerisinde kakaolu kek ve kayısı marmelatı var. Viyana ve Salzburg'da şubesi bulunan Hotel Sacher

Altınpark, Altındağ Ankara

Ankara'nın parklarını dolaşmaya ve becerebildiğimce tanıtmaya devam. Bu kez durağımız havaalanı yolu üzerindeki Altınpark. Doğruyu söylemek gerekirse bebekler olmadan önce ki algımız ile sonrasındaki algımız çok değişti. Önceden beğenmediğimiz yerler şimdilerde çok hoşumuza gitmeye başladı. Altınpark, böyle yerlerden birisi. İrfan Baştuğ caddesi üzerinde yer alıyor. Birden fazla girişi olan büyük bir park. İnternette yer alan bilgilere göre 640.000 m2'lik alana sahipmiş. Yeşil alan miktarı 261.000 m2 ve 32.700 m2'lik gölet alanı bulunuyormuş. Aslında golf alanı olarak Ankara İmar Planı'na dahil edilen bölge, 1985 yılında dönemin belediye başkanı Mehmet Altınsoy tarafından açılan proje yarışması sonucu park olarak düzenlenmiş. Projenin uygulanmasına 1987 yılında başlanmış. 1993 yılında hizmete açılmış. Yıllar içerisinde olimpik yüzme havuzu ve diğer bir takım tesislerin eklenmesiyle bugünkü halini almış. Parkın adı Mehmet Altınsoy'dan gelmekteymiş. Altınpark'ı se

Lozan Parkı, Çankaya, Ankara

Aşağıdaki yazının hazırlandığı ve yayınlandığı tarihe baktım 11 Temmuz 2010. Blog yazmanın güzelliklerinin başında, kişisel arşivinizi tutmak geliyor bence. 2010 yılının yazındaki gündemimiz bebeklerle gidilebilecek parklardı elbette. Lozan Park, Ankara'nın vahalarından bir tanesiydi o dönem. Pek bakımlı olduğu söylenemezdi ve yazıda da bu durumdan bahsetmiştim. Parkın şimdiki (Nisan 2016) hali ise her türlü övgüyü hak edecek cinsten. Oyun alanları yenilenmiş, hele bir halata tutunup havada dolaşma aleti var ki benim bile aklım gitti.  Park ile ilgili aşağıdaki yazıyı güncelleme ihtiyacı ise park içerisindeki kafenin kapanmış olması. Keyifli bir mekandı kafe. Muhtemelen kira sözleşmesinin bitmesinden kaynaklıdır bu durum ve umarım geçicidir.  11 Temmuz 2010 tarihli yazı: Ankara'da bebeklerle gidilebilecek parkları gezmeye ve tanıtmaya devam edeyim. Lozan Parkı, Çankaya Belediyesi'ne ait parklardan birisi. Çankaya Belediyesi'nin parkları neden genelde bakımsız olur

Chloe, Büyük Hata

Julianne Moore, Liam Neeson ve Amanda Seyfried'ın başrollerini paylaştığı dram gerilim tarzı bir film. İzlemeyenler için filmin sonunu çağrıştıracak yorumlardan kaçınarak tek cümle ile özetlemek gerekirse: eşine güvenmezsen başına neler geleceğini bilemezsin . Erkeklerin ve kadınların aldatmadan ne anladığına ilişkin bir takım dokunmaları bir kenara bırakırsak mısır patlağı tadında bir film. İzlerken keyif veriyor, geriye bir şey bırakmıyor. 50 yaşına gelmiş Moore'ın vücuduna ne kadar iyi baktığını gösteren sahneler, sinemalarda değilse bile, televizyon gösterimlerinde makaslanacaktır. Bu sahneleri soft lezbiyen pornografisi olarak yorumlamak mümkün. Fİlmi izlerken hep ben bu filmi izlemiştim deyip durdum. İnternette filmle ilgili bilgilere bakınca 2009 yılı yapımı bu filmin, aslında 2003 yılı yapımı Nathalie'nin yeniden çekimi olduğunu öğrendim ve tahmin ettiğiniz gibi 2003 yılı yapımı filmi izlemişim :) Hatta kısa not da almışım o filmle ilgili. Nathalie'nin erotik

Anketin sonuçları = gönüllerin şampiyonu: Arjantin, kupanın şampiyonu: İspanya

Dünya kupasıyla ilgili anketin sonuna gelirken (kupanın bitimiyle anlet de bitecek) bugünkü sonuçlara bakarak yukarıdaki başlığı yazdım. Diğer seçeneğini (yani bu durumda Hollanda'yı) işaretleyen olmadığına göre okuyuculara göre şampiyon İspanya. En çok oyu alan ise Arjantin. Bence de kupayı Arjantin almalıydı.

Blog'da yeni yayın dönemi başlıyor...

Televizyonlarda olur ya yeni yayın döneminin tanıtıcı fragmanları. Yeni yayın dönemindeki dizilerden, programlardan bahseder. Bir nevi kendi reklamını yapar kanallar. Bu yazı da öyle bir yazı. Sadeceözgür adlı blogda uzunca bir süredir ara vermek zorunda kaldığım teknik etiketli yazılar ağustos 2010 ile çoğalacak. Herşey planladığım şekilde gelişirse nitelikli teknik yazılarda ciddi bir artış göreceğiz. Yazılar çoğunlukla yayıncılık sektöründeki teknolojik gelişmelerle ilgili olacak. Yazıların bu alanda Türkçe içerik sıkıntısına bir nebze çare olacağını umuyorum.  Zaman zaman çeşitli geri dönüşler alıyorum teknik içerikli yazılarla ilgili. Kimi çalışmalarda atıf verildiğini de gördüm. En çok bunlar motive ediyor. Ağustos 2010 ile başlayacak yeni yayın döneminde gene bir süredir boşladığım kitap etiketli yazılara da yeniden başlamayı umuyorum. 76 sayısını yıl sonuna dek 100'e ulaştırmayı hedef olarak belirledim. Yılın ikinci yarısının ilk ayının bittiğini düşününce çok gerçekci bir

dünya kupasında portakal damgası

Maçı izlememiş olmakla birlikte sonuca şaşırdım. Brezilya'nın en azından yarı finali göreceğini düşünüyordum. Ankette elenen takımların olduğunu biliyorum. Ne yazık ki anketin seçeneklerini kaldırmak olanaklı değil. Gana ve Hollanda yarı finalist olmasına karşın ankette bulunmayan iki ülke. Bu ülkelerin kupayı alacağını düşünenler için diğer seçeneğini işaretlemekten başka yol yok :)

Ev yapımı minik hamburger, cheeseburger / çizburger

vde yaptığımız minik hamburgerler. Önce fotograflar, sonra tarifler...

Ev yapımı sakallı

Önce fotograflar. Tarifler sonra....

Arjantin-Brezilya finali olanaklıymış

Bir önceki yazıyı gönderdikten sonra merak edip fifa'nın sitesine baktım. Brezilya-Arjantin finali olanaklı görünüyor. Çeyrek finalde Arjantin Almanya'yı, Brezilya ise Hollanda'yı evine gönderir ve yarı finalde rakiplerini (ki muhtemelen Uruguay ve İspanya olacaktır) geçerlerse seyrine doyum olmayan bir final izleriz...

Dünya kupası ve anket devam ediyor

Daha önce de dediğim gibi dünya kupasını yakından takip etmiyorum. Bildiğim kadarıyla grup maçları bitti. Hatta ikinci tur maçlarının bir bölümü de oynandı. Yan taraftaki anketime ilginize şimdiden teşekkür ederim. Favori olabileceğini düşündüğüm takımlarla, sürpriz olarak Slovenya'yı koymuştum seçeneklere. Diğer'i işaretleyen olmamış. Demek ki favori olduğunu düşündüğüm takımlar, anketi yanıtlayanlar için yeterli olmuş. Benim favorim Brezilya. Fikstüre bakmadım, bu nedenle söylediğim olanaksız olabilir. Keşke Arjantin-Brezilya finali seyretsek. Bakalım anketin birincisi ile dünya kupası sahibi aynı ülke olacak mı?

Evrim Açısından Devrim, Kaan Arslanoğlu

Bugüne kadar yayımlanmış tüm kitaplarını okuduğum ender yazarlardan birisi Kaan Arslanoğlu. Romanları gibi inceleme kitaplarını da ilgiyle okudum. Arslanoğlu'ndan ilk okuduğum kitap Kimlik adlı romanıydı. Epey sene geçmiş üzerinden. Arslanoğlu'ndan okuduğum kitapların üç tanesiyle ilgili kısa notlar düşmüşüm blog sayfama. Merak edenler için: Karşı Devrimciler , Sessizlik Kuleleri 2084 , Politik Psikiyatri  ile 5. Sanattan 5. Kola Orhan Pamuk Son kitabı İthaki yayınlardan Ocak 2010'da çıktı: Evrim Açısından Devrim. İdefix sayesinde yazarın imzalı kitabına Şubat 2010'da erişmeme karşın günlerin koşuşturmacası, bebeklerin bakımı derken okumayı bitirip hakkında bir şeyler yazmam bugüne kadar kaldı. İthaki yayınlarının Tarih, Toplum, Kuram dizisinden yayınlanan kitap, diziye uygun şekilde içinde hem tarihe hem topluma hem kurama ilişkin yorumlar, tespitler barındırıyor. Dört bölümden oluşuyor Evrim Açısından Devrim. İlk bölüm Dr. Hikmet Kıvılcımlı'ya ayrılmış. Bö

Ankara metrosu bitecek mi yoksa?

Ankara'da yaşayanlar bilecektir. Önce Çayyolu'na doğru bir kazı yapıldı, İnönü bulvarının kenarından. Kazı sırasında Eskişehir yolu olarak bilinen İnönü bulvarında trafiği epey sıkıntı çekilmişti. Daha sonra Keçiören ve Eryaman/Sincan yönlerine bitmeyen metro inşaatları başlatıldı. Aslında inşaatlar biteli yıllar oluyor ancak metronun bitmesine ilişkin olumlu bir haber yok/yoktu desek daha doğru olacak. Hürriyet gazetesinin internet sitesindeki habere göre   "Büyükşehir belediyeleri tarafından yapımına başlanan, ancak bitirilemeyen metro ve benzeri raylı sistemlerin yapımı Ulaştırma Bakanlığınca tamamlanacak." Karayolları Genel Müdürlüğü'nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı Meclis'teki görüşmeleri tamamlanmış ve kabul edilmiş. Hürriyet tarafından öne çıkartılan karayollarındaki hız sınırının arttırılması olmuş. Ancak Ankara'da yaşayanlar için yukarıda alıntıladığım kısmı daha önemli sanırım. Ankara'da 4. dönemini yaşayan İbrahim Melih Gökç

Üzüm pekmezli hindi eti

İşte yeni bir tarif. Tarifin orijinalinde kuzu eti kullanılıyor. Ben kuşbaşı hindi ile pişirdim. Belki kuzu ile pişse daha farklı olabilir. Gelelim malzemelere: Oldukça az malzemeli bir tarif.  yarım kilo hindi eti, 1 ortaboy soğan, tereyağı (sıvı yağ da kullanabilirsiniz bence), 1 yemek kaşığı üzüm pekmezi (ben 1 yemek kaşığı koydum ama 1,5 / 2 kaşığı denemek lazım pekmezin etkisi pek hissedilmiyordu benim pişirdiğimde) yarım bardak su tarçın, yenibahar ve tuz Önce yağı eritip hindileri (kuşbaşı doğranmış) çeviriyoruz. Bu aşamada ateşin altını çok kısmayın. Ancak hindileri karıştırmayı unutmayın. Ardından tarife göre hindileri çıkartıp yemeklik doğranmış soğanı koymak gerekiyor ama ben soğanı hindilere ekledim. Bir sorun olmadı. Hem daha pratik oluyor böylesi, hem de yarı pişmiş hindileri koymak için ayrı kap kirletmekten kurtarıyor insanı :) Soğan ve hindi birlikte bir süre çevrildikten sonra yarım su bardağı suyumuza (ılık olursa daha iyi) pekmezi katıp karıştırıyoruz. Pekmez

Al Oyna Ver

Geçenlerde bahsetmiştim Al Oyna Ver adlı internet sitesinden. Seçtiğiniz oyuncakları, belirlediğiniz süre için kiralamanız üzerine kurulmuş bir internet sitesi. O yazıyı yazdığımda sistemi denememiştik henüz. Bu yazıyı ise sistemin kullanıcılarından birisi olarak yazıyorum. Öncelikle merak edilebilecek soruyu yanıtlayarak başlayayım: Gelen oyuncaklar temiz görünüyor. Elimizde temizliğini ölçecek bir araç olmadığından sadece bizde bıraktığı izlenim açısından değerlendirebiliyoruz. İnternet sitesi bilgi verici. Oyuncaklarla ilgili kısa açıklamalar var. Oyuncaklar, kurulum / kullanım kılavuzu ile birlikte geliyor.  Çocukların sevdikleri oyuncakları yeniden kiralama / piyasanın altında bir fiyata satın alma olanağınız var. Oyuncakların size gelişi ve şirkete geri dönüşü sırasındaki kargo ücretleri kiralama bedelinin içerisinde. Ayrıca kargo ücreti alınmıyor. Gelen kolinin içerisinden bir kontrol listesi çıkıyor. Bu sayede oyuncağı yeniden kargolarken eksik parça kaldı mı endişeniz çözüm

Türkiye'siz Dünya Kupası

Futbol ile yakından ilgilendiğim söylenemez. Takımların kadrolarını bilmem. Hangi futbolcu transfer edilmiş haberdar değilimdir. Dünya kupası maçlarını izlemiyor olmama şaşmamak gerek. Ancak gazetelerin internet sitelerine bakınca, bu yıl kupanın fazla ilgi çekmediği sonucuna ulaştım. Türkiye'nin kupada yer almaması bunun en önemli sebebi diye düşünüyorum. Yan tarafa yeni bir anket koydum. Sizce dünya kupasını kim kazanır diye. Seçenekleri benim favori gördüğüm takımlardan oluşturdum. Seçenekleri beğenmeyenler için diğer seçeneği var. Bakalım okuyucular ne düşünüyor...

Limon Peltesi

Bu yazı ile birlikte yeni bir etiket sadeceozgur sayfalarında yer buluyor: tarif . Aslına bakarsanız daha önceki yazılarda da çeşitli tariflere yer vermiştim. Bu yazıyla birlikte tarifler için ayrı bir etiket oluşturmamın sebebi, bundan sonra sayılarının çoğalacağına yönelik planlarım. Geçenlerde izlediğim bir film ile başladı bu tarif ekleme sevdası. Hangi film, neden tarif sorularını şimdilik yanıtsız bırakayım. Gelelim ilk tarife. Marianna Yerasimos'un kıymetli çalışmaları ile ortaya çıkan Boyut Yayınları tarafından yayınlanan 500 Yıllık Osmanlı Mutfağı  adlı kitabından 15. yüzyıla ait bir tarif denedim: Limon Peltesi. Önce malzemeler. 2 adet sulu limon 8 kaşık pudra şekeri 3 kaşık buğday nişastası 2 bardak su üzerini süslemek için tuzsuz antep fıstığı Öncelikle limonları yıkayıp kuruluyoruz. Ardından kabuklarını rendeleyip bir kenara ayırıyoruz. Kabukları rendelenmiş limonlarımızın suyunu da sıkıp bir su bardağının tamamına yakın kadarını dolduracak kadar lim

Sokak sanatçıları, Ankara

Yeni operatör yeni abukluklar

Kontürden TL'ye geçince değiştirmeye karar verdim operatörümü. Yeni operatörümde artık faturalı bir hat sahibiyim. Sabit bir ücret ödeyerek belirli süreli dakikadan oluşan paketlerden birisine abone oldum. Abone olduğum paket için aylık 12 TL ödüyorum. Bunun karşılığında aylık her yöne 90 dakika konuşma hakkım var. Buraya kadar sorun yok. Ödediğim rakam belli karşılığında alacağım hizmet belli. Peki, ay içerisinde acaba kaç dakikalık görüşme yapmışım diye merak edip operatörün belirttiği kısa mesaj numarasından sorgulama yaparsanız bu hizmetin ( kaç dakika kaldığını sorgulamanın ) bedeli nedir? Benim tahminim bedelsiz olduğu yönündeydi. Söz konusu cep telefonu operatörleri olunca bedelsiz bir hizmet beklemenin safdillik olduğunu yaşayarak öğrendim. Aylık 12 TL'ye 90 dakika konuşma için öderken, kaç dakika diye sorgulamanın bedeli 0,99 TL. Yani ay içerisinde 3 kez sorgulama yapsanız bir üst paketin ücreti olan 15 TL ödemiş oluyorsunuz toplamda. Eğer sorgulamayı kısa mesaj yerin

Yeni RTÜK Yasası ve sayısal karasal yayıncılığa ilişkin önemli bilgiler

Uzunca süredir hazırlıkları süren yeni Radyo Televizyon Üst Kurulu Yasası çalışmaları tamamlanarak RTÜK Kanun tasarısı Başbakanlık web sayfasına eklenmiş. İlgilenenler tasarı metnine  buradan ulaşabilir. Tasarı mevcut haliyle yasalaşırsa sayısal karasal yayıncılığa geçiş tarihiyle ile ilgili belirsizlikler ortadan kalkmış olacak. Tasarının Geçici 4. maddesinin 2. fıkrası şöyle: Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde Üst Kurulca karasal yayın lisanslarının verilmesi amacıyla sayısal televizyon multipleks kapasitesi sıralama ihalesi yapılır. Sıralama ihalesinde karasal sayısal televizyon multipleks kapasitesi tahsisine hak kazanan kuruluşlardan bir bölümüne, ihaledeki sıraları ve analog kanal kapasitesi dikkate alınarak en fazla üç yıl süreyle sayısal yayının yanı sıra analog televizyon yayını yapmalarına da imkân tanınır. Tahsisi müteakip en geç üç yıllık süre sonunda analog karasal televizyon yayınları ülke genelinde tümüyle sonlandırılır ve analog karasal tel

Fenerbahçe - Trabzonspor maçının sonucu ne olur?

Maç yarın oynanacak. Skor tahminlerim hiç tutmasa bile tarihe not düşmek ve belki bir kez daha yanıldığımı görmek/göstermek adına maç 1-1 biter diyorum. İlk golü Trabzonspor atar, maçın ikinci yarısında beraberlik golü gelir. Şampiyon kim mi olur? İşte zor bir soru daha. Madem tahminde bulunuyorum devam edeyim. Maç 1-1 bitmesine karşın Fenerbahçe şampiyon olur. Bakalım bu kez tahminlerim tutacak mı?

Hayata yeniden gelmek ister misiniz?

İlk bakışta yanıtlaması kolay gibi görünmekle birlikte derinlemesine düşündüğünüzde kafanızı karıştıracak bir soru: Hayata yeniden gelmek ister misiniz? Psikiyatrist değilim. Psikoloji ile ilgili okumuşluğum da yok. Felsefe konusunda bilgim sınırlı. Sadece bir vatandaş olarak böylesi bir soruya düşünmeden vereceğim yanıt: Elbette . Düşündükten sonra ise ilk aklıma gelen ikinci gelişimdeki koşullar oluyor. Koşullar derken mesela daha önce dünyaya gelişime ilişkin bilgilere sahip olarak mı yeniden dünyaya geleceğim? Ya da dünyaya bu gelişimde ilk gelişime (yani sanırım bugüne) göre daha iyi bir konumda mı dünyaya geleceğim? Vesaire vesaire... Neyse, lafı uzatmayayım. Düşündükten sonra verdiğim yanıt ise şu ana kadar yaşadıklarımın benzerini yaşayacaksam yeniden gelirdim şeklinde oldu. Elbette bugüne kadar aldığım kararların hepsini aynı şekilde almazdım / uygulamazdım. Ama mesele o değil.

yazı aratmayan havalar

Bugünlerde havalar bir acayipleşti. Daha Mayıs ayının ilk yarısı bitmeden sıcaklık 30 dereceye yaklaştı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün sayfasına bakınca pazar günü için (16 Mayıs 2010) tahmin edilen en yüksek sıcaklığın 32 derece olduğu görülüyor. 32 derece, eğer tahmin doğru çıkarsa, 16 mayıs için tarihte gerçekleşen en yüksek sıcaklık değeri olacak.

Anket

Bugünlerde moda. Hemen her site CHP'nin başına kim geçsin anketi düzenliyor. Ben de bir anket düzenledim. Benim sorumun CHP'nin başkanıyla ilgisi yok. Geçen senelerde de sorduğum ve aslında sonucunu az çok tahmin edebildiğim bir soru var gene. Sayfama nasıl ulaştınız. 4 yanıt seçeneği var. Google'da ararken, Takip ettiğim bir sayfa, Başka bir sayfadaki link ile ve Diğer... Bence sonuç google'da ararken çıkacak. Sanırım sonucu gene bileceğim...

Yerini seven kaktüsümüz çiçek açtı

İlkbahar doğanın kendini yenilediği bir mevsim. En azından bizim yaşamakta olduğumuz kuzey yarı kürede. Evdeki çiçeklerden kaktüs, bu baharı boş geçmedi. İki tomurcuğundan birisi patladı ve kaktüsten beklenmeyecek kadar güzel kırmızı çiçeğini açtı. Öğleden sonra Ankara güneşini görünce, hele ki bugünlerde, diğer tomurcuğunun açması için çok beklemeyeceğiz sanırım.

Trabzonspor Ziraat Türkiye Kupası'nın sahibi

1996 yılındaki unutulmaz maç aklıma geldi bugün. O maçı Ankara'da, yanlış hatırlamıyorsam Konur sokaktaki bir birahanede izlemiştik. Yanımda abim ve halamın oğlu. İkisi de koyu Fenerbahçe'li. Ben, belki abime inat, belki yaşım gereği Trabzonspor taraftarı. İlk golü hatırlıyorum. Nasıl da sevinmiştim. Sonra gelen beraberlik golü ve yüklenmeye devam eden Şenol Güneş yönetimindeki Trabzonspor. İzlerken biz hayretlere düşmüştük. Az kalsın maça gidecektim bir de. İkinci gol sonrası şaşkınlık, hüzün, isyan. Ve bence takım için dönüm noktası. Kıl payı kaçan şampiyonluk. Tarih 5 Mayıs 1996. Bugün aradan geçen 14 yıl sonra artık soranlara takım tutmadığını söyleyen ben, halen Fenerbahçe'nin koyu taraftarı abim ve halamın oğlu. Şimdi 14 yıl öncesine göre radikal değişikliklere uğramış hayatlarımız ve bir kez daha final niteliğinde bir maç: Trabzonspor-Fenerbahçe. Bu kez lig finali olmasa bile Ziraat Türkiye Kupası finali. Trabzon'da değil maç, Siirt'te. Bu kez izleyemedim maç

İnternet tarayıcısının giriş sayfası kilitlendi mi?

Benim başıma gelmemiş olsa bile yakınlarımın kullandıkları bilgisayarlarda sıklıkla karşılaştığım bir sorun. Çeşitli uyduruk siteler, reklam trafiğini kendilerine çekebilmek için google'ın arama sayfasının benzerini oluşturup bilgisayarların internet tarayıcısı programlarının açılış sayfalarını kilitliyorlar. Ne zaman internet tarayıcısını açsanız bu uyduruk siteleri ziyaret etmiş oluyorsunuz. Açılış sayfanızı, başka bir ifadeyle giriş sayfanızı (home page) değiştirmenize de engel olunuyor. Açılış sayfasının yazılı olduğu bölge gri hale getirilmiş oluyor. Can sıkıcı, bilgisayarınızı yavaşlatan bir durum. Öncelikle bilmeniz gereken tek olmadığınız. Kullanıcıları bu sorunlardan kurtarmak için bir program var. Ücretsiz sürümünü indirip kullandım. Herhangi bir sorun ile karşılaşmadım. Kilitli açılış sayfası problemini çözdü. Başka işler için de kullanabileceğiniz özelliklere sahip bir program. Adı: Browser Hijack Recover (BHR). Adresini aşağıya yazdım. Umarım benzer sorunlarla karşılaş

Ankara'yı fotograflamaya devam: Dikmen Vadisi

Epey zaman önce yapmak istediğim Ankara'nın fotograflarını çekme projemi, yavaş yavaş da olsa hayata geçiyorum. Daha önce Picasa'daki Ankara albümüne eklediğim fotograflara, olabildiğince doğru, harita bilgisi ekledim. Yeni fotograf makinelerinin kimilerinde çekilen fotografın koordinat bilgileri de kaydediliyormuş. Benim kullanmakta olduğum makinenin ( Canon PowerShot A590IS ) böyle bir özelliği yok ne yazık ki. Bu nedenle harita bilgilerinde küçük kaymalar olabilir. Gene de genel anlamda fikir verecektir. Bugünkü fotograflar Dikmen Vadisi'ne ait. Ankara'nın iki eski semti arasında kalan vadi etap etap yenileniyor. Dikmen ile Ayrancı semtleri arasında kalan vadinin adı neden Ayrancı vadisi değil de Dikmen vadisi bilemiyorum. Belki Dikrancı ya da Aymen vadisi olmalıydı iki semte de haksızlık olmasın diye. Yeşilin farklı tonlarda ağaçlar, çiçeklerle süslü, bebek arabası ve tekerlekli sandalyelerin rahatça geçebileceği rampalarla dolu yürüyüş alanı ve ortasında havuzlar,

Ankara'da 30 Nisan günü meydana gelen depremin merkezi.

30 Nisan 2010 cuma akşamüstü meydana gelen depreme ilişkin yeni bilgiler var. Kandilli'nin sayfasındaki bilgilerde düzeltmeler yapılmışç Öncelikle depremin derinliği 2,9 değil 4 km'ymiş. İkinci olarak depremin meydana geldiği yer olarak Yenimahalle yazılıydı. Bu bilgi Etimesgut olarak düzeltilmiş. Kandilli'nin sayfasındaki enlem boylamı Google Maps'e girdiğinizde karşınıza depremin merkez üssü çıkıyor. Batıkent'e yakın bir yerde meydana gelmiş deprem. Eskişehir yolu ile İstanbul yolu arasında bir yerde. Aşağıda Yeşil Ok ile gösterilen depremin merkez üssü. Ankara'da meydana gelen depremin merkezi neresi diye merak edenlere kolaylık olsun dedim. View Larger Map

Ankara depreminin ayrıntıları belli oldu

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathane'sinin verilerine göre depremin ayrıntıları şu şekilde: Tarih             Saat        Enlem     Boylam       Derinlik     Büyüklük             Yer 2010.04.30 19:36:54      39.9423     32.7575       2.9 -.-       3.5 -.-            YENİMAHALLE

Kontürden kuruşa geçince ilk iş operatörü değiştirmek oldu

1 Nisan'dan itibaren kontürden kuruşa geçildi. Daha önce azaldıkça 150 kontür yüklerdim kaç liraya mal olduğunu, kaç günde bittiğini anlamadan. Kontürden kuruşa geçtikten sonra her konuşmanın sonunda konuşmanın kaç dakika sürdüğü, kaç kuruşa mal olduğunu gösteren mesajlar gelmeye başladı. Televizyonda izlediğim reklamlar, internet sitelerindeki kısa incelemeler sonucu birden farkettim ki ciddi anlamda pahalıya konuşuyormuşum. Aslına bakarsanız cep telefonundan uzun konuşanlardan değilim. Eve gelince telefonumu kapatırım. Buna karşın aylık kontür harcamam 30 lirayı geçiyormuş. Neyse, yarın sabahtan itibaren yeni operatörümde yeni tarifemle aylık 12 liraya 90 dakika konuşacağım. Bu güne kadar verdiğim fazla paraları cahillik primi olarak değerlendireceğim. Zararın neresinden dönsem kardır diyorum.

Güney Kore'de etkileşimli televizyon kullanımına ilişkin bir örnek

Güney Kore, teknolojinin kullanımı konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre Güney Kore e-Devlet uygulamaları konusunda 2007 yılında olduğu gibi birinci sırada yer almıştır. Teknolojinin kullanımının yanı sıra geliştirilmesi boyutunda birçok Güney Kore şirketi dünya çapında pazarlanan ürünlere sahiptir. Hyundai, Samsung, LG gibi şirketler ilk akla gelenler olarak sıralanabilir. Güney Kore’nin e-Devlet konusundaki önderliğine bir katkı da Gangnam bölgesindeki sayısal televizyon tabanlı etkileşimli uygulamanın e-Devlet hizmetlerinde kullanımı eklenmiştir. New York merkezli Intelligent Community Forum (Akıllı Topluluklar Forumu) tarafından 2008 yılında ilk 7 topluluk arasında seçilen Gangnam bölgesi hizmetlerini elektronik ortama taşıma konusundaki çalışmalarında 1995 yılında başlamıştır. 1997 yılında yerel alan ağıyla birbirine bağlı hükümet ofislerine ve kiosklardan vergi ödeme işlemlerinin gerçekleştirilebildiği bir altyap

Connected TV Summit

Televizyon dünyası yeniliklere gebe. Artan bant genişlikleri, ucuzlayan bağlantı ücretleri (ülkemizde olmasa bile dünyada bağlantı ücretleri düşüyor) ve artan genişbant abone sayısı klasik televizyon yayıncılığının sonunun yaklaştığının habercisi. Geçenlerde mavidizi.com adresinden bahsetmiştim . Takip ettiğiniz dizileri, istediğiniz saatte, istediğiniz günde, reklamsız (mavidizi.com'da bant reklamları dışında reklam yok, gerçi ileride göreceğimiz uygulamalarda büyük olasılıkla farklı formatlarda reklamlara rastlanacaktır), istediğiniz yerinde durdurup tekrar başlatarak izlemek istemez misiniz? Mavidizi.com gibi sitelerdeki diziyi bilgisayar ekranından izleme sorunu yeni gelişmelerle çoktan aşıldı. Yakında başlatılacağı beklenilen IPTV servislerinde televizyona bağlanacak bir kutu (Set Üstü Kutusu - Set Top Box STB) sayesinde televizyon ekranını kullanmaya devam edeceğiz. Televizyon dünyasında Prime Time (en kıymetli saat, reklam bedellerinin en yüksek olduğu aralık) diye bir teri

Yeni favori sitem: www.ZAYTUNG.com

Zeitung Almanca gazete anlamına gelen bir kelime. Telafuzu zaytung. Aslında tam olarak z yerine tz gibi bir ses çıkartmak gerekiyor. Neyse, şimdi konumuz zeitung'un okunuşu değil. İnternette bir çok haber sitesi var. Bir çoğu içerik açısından yeni bir şey söylemeyen tekrar siteler. Zaytung ise bambaşka bir haber sitesi. Güncel haberler veriyor. Ancak verdiği haberlerin hiç biri gerçek değil. Hatta sitedeki ifadesiyle html kodları bile yalan :)  Sıkıldığınızda bakıp gülümsemeniz için: http://www.zaytung.com

Ferzan Özpetek'in son filmi: Serseri Mayınlar

İtalya'da yaşayan Ferzan Özpetek'in çizmenin güneyinde, topuğunda, yer alan Lecce'de çektiği son filmi Serseri Mayınlar escinsellik, aile, toplumsal baskı konularını ele alıyor. Babanın oğlunun escinsel olduğunu öğrendikten sonra kentteki dolaşması, diğer oğluna karşı tavırları ve Roma'dan gelen escinsel arkadaşların yer aldığı sahneler eğlendirici. Filmin sonunda Sezen Aksu'nun şarkısı ve hüzün var. Özpetek'in filmlerinde görmeye alışık olduğumuz Serra Yılmaz Serseri Mayınlar 'da yok. Filmi izlemeyi düşünüyorsanız acele edin. Uzun oynamayacak gibi görünüyor. İzlediğimiz sinemanın küçük bir salonunda oynamasına karşın salonun büyük bölümü boştu ne yazık ki.

Oyuncak kiralama sitesi

Çocuklar çabuk sıkılan canlılar. Oyuncaklardan özellikle, çabuk sıkılıyor. Sıkıldığı oyuncağın kaç liraya alındığını düşünmüyor yavrucak :) Bir yanda oynanmadığı halde evde biriken oyuncaklar bir yanda oyuncak isteyen başka yavrucaklar. Hep düşünmüşümdür bu ikili bir araya gelemez mi diye. Tam benim düşündüğüm gibi olmasa bile bu tip sorunlara yönelik bir site kurulmuş. Adı kendini açıklıyor aslında: Al Oyna Ver . Sistemi henüz denemedik ama denemeyi düşünüyoruz. Oyuncağı (oyuncakları)  seçip belirleyeceğiniz süreyle kiralıyorsunuz. Kira boyunca oyuncak sizde. Oyuncağın gelişi ve gidişi ücretsiz kargo ile sağlanıyor. Hemen akla gelen, bizim de halen aklımıza takılan, hijyen. Hayattaki en değerli varlıklarımızın oynarken zarar görmesi en son isteyeceğimiz şeydir. Sitedeki bilgiye göre oyuncaklar özel ürünlerle temizlendikten sonra 100 derecede steril edilip paketleniyormuş. Karar sizin. Sitenin adresini vereyim: http://www.aloynaver.com/

DVB - Sayısal Video Yayıncılığı (Digital Video Broadcasting)

Günümüzde Avrupa'da kullanılmakta olan sayısal televizyon standartlarını geliştiren kuruluş DVB , Eylül 1993 yılında bir araya gelen Avrupalı üreticiler ve yayıncılardan 80 üyeli bir grup tarafından kurulmuştur. 1 Öncelikle sayısal uydu yayıncılığında kullanılan Digital Video Broadcasting – Satellite (DVB-S) standardını geliştirmiş ve DVB-S standardı Aralık 1993'te onaylanmıştır. Kablo ortamında yapılan sayısal yayıncılığın standardını tanımlayan Digital Video Broadcasting – Cable (DVB-C) ise Mart 1994'de onaylanmıştır. 1994 yılı eylül ayı itibariyle kuruluşunun üzerinden geçen bir yıl içerisinde DVB'nin üye sayısı 80 'den 147 'ye ulaşmıştır. Aynı yılın kasım ayında Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), DVB-S'i sayısal uydu televizyon standardı olarak önermiştir. Sayısal karasal yayıncılık için standart geliştirme çalışmaları 1995 Aralık ayında sonuçlanmış ve Sayısal Video Yayıncılığı – Karasal (DVB-T) standardı onaylanmıştır. Sayısal yayıncılı

Birleşik Krallık'ta e-Devlet uygulama örneği: INtouch Kirklees uygulaması

Birleşik Krallık'ta (United Kingdom : UK) etkileşimli sayısal televizyonun e-Devlet uygulamalarında kullanımına ilişkin en başarılı örneklerden birisi olan INtouch Kirklees projesiyle ilgili hazırladığım bir metni blog sayfama da koyayım istedim. Ola ki birilerinin işine yarar. Kirklees , İngiltere’nin kuzeyinde yeralan 400.000 civarında nüfusa sahip bir yerleşim alanıdır. 2002 yılında başlatılan projenin amacı sayısal televizyon (Digital Television : DTV) üzerinden sunulacak etkileşimli televizyon hizmetleri ile kamu hizmetlerinin sunumunda alternatif bir kanal yaratabilmektir. Sayısal kablo ile sağlanan DTV sunulan 501 hane ile pilot olarak Temmuz 2002’de başlatılan projeye ait değerlendirme raporu, projenin pilot bölümünün tamamlandığı Ağustos 2003 tarihine aittir. INtouch ile vatandaşlara sunulan hizmetler konut, asayiş, ulaşım, iş bulma gibi genel konulara ait formlar, bilgilerin yanı sıra politikacılara sorular, günün oylaması, kütüphanedeki kitapların sorgulanması gibi uygul

Etkileşimli Televizyon

Etkileşimli televizyon hizmetleri genel olarak 3 farklı tipte sunulduğu söylenebilir. Bunlar: • Basit Hizmetler, • Gelişmiş Hizmetler, • Etkileşimli Hizmetler Basit hizmetler olarak adlandırılan hizmet türünde, tam olarak etkileşimli televizyon hizmetinden söz etmek olanaklı değildir. Basit hizmet olarak kastedilen, Sayısal Televizyonun (Digital Television:DTV) DTV’nin bir kanalından sunulan, genellikle izleyiciyi bilgilendirme amacını taşıyan televizyon yayınıdır. Bu yayında izleyicinin gönderilen içeriğin değiştirilmesine yönelik herhangi bir etkisi yoktur. Ayrıca gönderilen içeriğin televizyon yayını dışında bir bileşeni de mevcut değildir. İzleyicilerin DTV’nin bu kanalını seçerek, kanalda yayınlanan hizmet tanıtımlarından yararlanması amaçlanmaktadır. DTV’nin getirdiği olanakların hiçbirisinin kullanılmadığı basit hizmetlere örnek olarak Eylül 2005 tarihinde BSkyB platformu üzerinde hizmete giren Yerel Yönetimler TV Kanalı gösterilmiştir. Bu programda yerel yönetimlere ilişki

Mart kapıdan baktırıyor

Malum atasözünü bilmeyen yoktur: " Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır ". Bugün sözün gerçekliğini bir kez daha yaşayarak gördük. Dışarıda soğuk soğuk esen bir rüzgar ve arada yüzünü gösteren kış güneşi var. Camın arkasında ısıtıyor, ancak havanın soğukluğunu azaltabilecek gücü yok.

Lazerli göz ameliyatının riskleri konusunda

Lazer ile miyop ameliyatının riskleri konusunda bir araştırma yaparken bulduğum sayfa ilginç geldi. Ülkemizdeki göz kliniklerinin cezbeden yazılarla süslü sayfalarıyla kıyasladığımda bulduğum sayfadaki bilgiler düşündürücü geldi.  Konu göz olunca paylaşayım istedim. Sayfa ne yazık ki İngilizce. Sayfanın adresinin çevirisi Lasik Komplikasyonları. Google'ın çeviri hizmetinden yararlanıp, biraz bozuk da olsa, Türkçe olarak çevrilmiş haline bağlantıyı da koydum.  http://www.lasikcomplications.com http://translate.google.com/translate?hl=tr&sl=en&tl=tr&u=http%3A%2F%2Fwww.lasikcomplications.com%2F  

Şili depreminin düşündürdükleri

2008 yılının sonbaharında 5 günlük gezimiz aklıma geldi. Santiago ve Valparaiso'yu ziyaret etme şansı bulduğumuz gezimizde çektiğim fotografları Picasa 'daki sayfama yüklemiştim. Nerden nereye...

TTNet'ten WebTV: tivibu

Türk Telekom'dan uzunca süredir beklenen IPTV hizmetinin duyurusu henüz yapılmadan WebTV hizmeti tivibu 'nun reklamları televizyon kanallarında dönmeye başladı. Birçok internet sitesinde WebTV ile IPTV arasındaki farkların ne olduğuna ilişkin bilgiler bulabilirsiniz. Oralara bakmaya üşenenler olur diye ikisini ayıran en temel noktaları belirteyim istedim. IPTV, yayını almaya uygun ek bir cihaz (set üstü kutusu - set top box) yardımı ile televizyondan izlenir. WebTV, bilgisayardan ya da internete bağlanabilen cep telefonu, cep bilgisayarı vb cihazlardan izlenir. IPTV'de hizmet kalitesi (Quality of Service) garantisi vardır. WebTV'de internet bağlantısında yaşanabilecek yığılmalar hizmetin kalitesini düşürebilir. Oldukça uygun fiyatlarıyla sunulmaya başlanan Tivibu hizmetini almayı düşünenlerin ilgili sayfadaki Sıkça Sorulan Sorular bölümünü dikkatli okumalarını öneririm. TTNet'e kotalı abone olanların, Sıkça Sorulan Sorular bölümünde de yanıtlandığı üzere Tivibu

İngiltere'nin e-Devlet Kapısı: DirectGov

İngiltere'nin e-Devlet kapısı http://www.direct.gov.uk/ adresi incelendiğinde vatandaşlara yönelik bir çok hizmetin sunulduğu görülmektedir. Bu hizmetlerin eğitim, araçlar, vergi, iş bulma, suç ve adalet, engelliler, insan hakları gibi başlıklar altında tasniflenmiştir. Büyük ölçüde konu ile ilgili ayrıntılı bilgilerin sunulduğu web sayfasında Çevrimiçi Yap (Do It Online) bağlantısıyla, çevrimiçi olarak yapılabilen hizmetlerin ilgili web sayfalarına yönlendirilmeleri sağlanmıştır. DirectGov'un internet üzerinden sunduğu hizmetlerin bir bölümüne mobil telefonlar aracılığıyla erişim olanaklıdır. Mobil telefonlarla internete girerek DirectGov hizmetlerine ulaşılabildiği gibi kısa mesaj göndererek kimi konularda sorgulama yapılabilmektedir. İnternet ve mobil telefonlar dışında e-Devlet kapısı DirectGov'a erişim için bir diğer seçenek ise televizyondur. İngiltere'de Sky ve Virgin Media adlı sayısal uydu platformlarından, Freeview adlı sayısal karasal yayın platformundan ve

Türk Telekom'dan IPTV, Türksat'tan VOIP

Telefon, televizyon ve internetten oluşan 3 hizmetin tek fatura ile aynı şirket tarafından sunulmasına İngilizce'de Triple Play deniyor. Kelime kelime tercüme edildiğinde üçlü oyun şeklinde ifade edilebilecek böylesi bir hizmetin dünyada bir çok uygulaması olmasına karşın ülkemizde örneği yoktu. Haberlere bakılırsa yakın zamanda iki farklı şirket 3 hizmet - tek fatura dönemini başlatacak. Ses ve internet hizmetini vermekte olan Türk Telekom, televizyon işine girerken; televizyon ve internet hizmetini veren Türksat, telefon işine girecekmiş . Umalım ki bu rekabet tüketicilere indirim olarak yansısın.

Kayıp Sembol, Dan Brown

Dijital Kale, İhanet Noktası , Melekler ve Şeytanlar, Da Vinci Şifresi romanlarından sonra Dan Brown bir çok satan roman daha yayınladı. Orijinal adı Lost Symbol olan romanın Türkçe çevirisi Kayıp Sembol olarak Altın Kitaplar'dan çıktı. Türkçe çeviri 527 sayfa. Melekler ve Şeytanlar ile Da Vinci Şifresi'nde olduğu gibi kahramanımız gene Robert Langdon. Bu kez masonların sakladığı bir sırrın peşine düşüyor. Washington'ın tarihi binaları, meydanları, heykelleri arasında CIA'in de karıştığı bir maceraya atılıyor. Roman, Brown'un 12 saatlik macerasını anlatıyor. Brown'un daha önce okuduğum kitaplarıyla kıyasladığımda Da Vinci Şifresi bir numaradaki yerini koruyor. Kitapla ilgili İngilizce bir site var: http://www.thelostsymbol.com/main.html . Bu sayfada sembollerle ilgili bir oyuna da yer verilmiş. Kitapta uzunca yer verilen ve genelde yanlış anlaşıldığı ileri sürülen masonluk konusunda bilgi edinmek isteyenlere Wikipedia'nın ilgili maddesini öneririm. Tür

hayatı en iyi özetleyen şarkı ve sözleri...Pink Floyd'dan TIME (Zaman)

Time - Pink Floyd Yükleyen popi_vazeou . - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası. Ticking away the moments that make up a dull day Fritter and waste the hours in an offhand way Kicking around on a piece of ground in your home town Waiting for someone or something to show you the way Tired of lying in the sunshine staying home to watch the rain And you are young and life is long and there is time to kill today And then one day you find ten years have got behind you No one told you when to run, you missed the starting gun And you run and you run to catch up with the sun, but it's sinking Racing around to come up behind you again The sun is the same in a relative way, but you're older Shorter of breath and one day closer to death Every year is getting shorter, never seem to find the time Plans that either come to naught or half a page of scribbled lines Hanging on in quiet desperation is the English way The time is gone, the song is