Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yeni operatör yeni abukluklar

Kontürden TL'ye geçince değiştirmeye karar verdim operatörümü. Yeni operatörümde artık faturalı bir hat sahibiyim. Sabit bir ücret ödeyerek belirli süreli dakikadan oluşan paketlerden birisine abone oldum. Abone olduğum paket için aylık 12 TL ödüyorum. Bunun karşılığında aylık her yöne 90 dakika konuşma hakkım var. Buraya kadar sorun yok. Ödediğim rakam belli karşılığında alacağım hizmet belli. Peki, ay içerisinde acaba kaç dakikalık görüşme yapmışım diye merak edip operatörün belirttiği kısa mesaj numarasından sorgulama yaparsanız bu hizmetin ( kaç dakika kaldığını sorgulamanın ) bedeli nedir? Benim tahminim bedelsiz olduğu yönündeydi. Söz konusu cep telefonu operatörleri olunca bedelsiz bir hizmet beklemenin safdillik olduğunu yaşayarak öğrendim. Aylık 12 TL'ye 90 dakika konuşma için öderken, kaç dakika diye sorgulamanın bedeli 0,99 TL. Yani ay içerisinde 3 kez sorgulama yapsanız bir üst paketin ücreti olan 15 TL ödemiş oluyorsunuz toplamda. Eğer sorgulamayı kısa mesaj yerin

Yeni RTÜK Yasası ve sayısal karasal yayıncılığa ilişkin önemli bilgiler

Uzunca süredir hazırlıkları süren yeni Radyo Televizyon Üst Kurulu Yasası çalışmaları tamamlanarak RTÜK Kanun tasarısı Başbakanlık web sayfasına eklenmiş. İlgilenenler tasarı metnine  buradan ulaşabilir. Tasarı mevcut haliyle yasalaşırsa sayısal karasal yayıncılığa geçiş tarihiyle ile ilgili belirsizlikler ortadan kalkmış olacak. Tasarının Geçici 4. maddesinin 2. fıkrası şöyle: Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde Üst Kurulca karasal yayın lisanslarının verilmesi amacıyla sayısal televizyon multipleks kapasitesi sıralama ihalesi yapılır. Sıralama ihalesinde karasal sayısal televizyon multipleks kapasitesi tahsisine hak kazanan kuruluşlardan bir bölümüne, ihaledeki sıraları ve analog kanal kapasitesi dikkate alınarak en fazla üç yıl süreyle sayısal yayının yanı sıra analog televizyon yayını yapmalarına da imkân tanınır. Tahsisi müteakip en geç üç yıllık süre sonunda analog karasal televizyon yayınları ülke genelinde tümüyle sonlandırılır ve analog karasal tel

Fenerbahçe - Trabzonspor maçının sonucu ne olur?

Maç yarın oynanacak. Skor tahminlerim hiç tutmasa bile tarihe not düşmek ve belki bir kez daha yanıldığımı görmek/göstermek adına maç 1-1 biter diyorum. İlk golü Trabzonspor atar, maçın ikinci yarısında beraberlik golü gelir. Şampiyon kim mi olur? İşte zor bir soru daha. Madem tahminde bulunuyorum devam edeyim. Maç 1-1 bitmesine karşın Fenerbahçe şampiyon olur. Bakalım bu kez tahminlerim tutacak mı?

Hayata yeniden gelmek ister misiniz?

İlk bakışta yanıtlaması kolay gibi görünmekle birlikte derinlemesine düşündüğünüzde kafanızı karıştıracak bir soru: Hayata yeniden gelmek ister misiniz? Psikiyatrist değilim. Psikoloji ile ilgili okumuşluğum da yok. Felsefe konusunda bilgim sınırlı. Sadece bir vatandaş olarak böylesi bir soruya düşünmeden vereceğim yanıt: Elbette . Düşündükten sonra ise ilk aklıma gelen ikinci gelişimdeki koşullar oluyor. Koşullar derken mesela daha önce dünyaya gelişime ilişkin bilgilere sahip olarak mı yeniden dünyaya geleceğim? Ya da dünyaya bu gelişimde ilk gelişime (yani sanırım bugüne) göre daha iyi bir konumda mı dünyaya geleceğim? Vesaire vesaire... Neyse, lafı uzatmayayım. Düşündükten sonra verdiğim yanıt ise şu ana kadar yaşadıklarımın benzerini yaşayacaksam yeniden gelirdim şeklinde oldu. Elbette bugüne kadar aldığım kararların hepsini aynı şekilde almazdım / uygulamazdım. Ama mesele o değil.

yazı aratmayan havalar

Bugünlerde havalar bir acayipleşti. Daha Mayıs ayının ilk yarısı bitmeden sıcaklık 30 dereceye yaklaştı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün sayfasına bakınca pazar günü için (16 Mayıs 2010) tahmin edilen en yüksek sıcaklığın 32 derece olduğu görülüyor. 32 derece, eğer tahmin doğru çıkarsa, 16 mayıs için tarihte gerçekleşen en yüksek sıcaklık değeri olacak.

Anket

Bugünlerde moda. Hemen her site CHP'nin başına kim geçsin anketi düzenliyor. Ben de bir anket düzenledim. Benim sorumun CHP'nin başkanıyla ilgisi yok. Geçen senelerde de sorduğum ve aslında sonucunu az çok tahmin edebildiğim bir soru var gene. Sayfama nasıl ulaştınız. 4 yanıt seçeneği var. Google'da ararken, Takip ettiğim bir sayfa, Başka bir sayfadaki link ile ve Diğer... Bence sonuç google'da ararken çıkacak. Sanırım sonucu gene bileceğim...

Yerini seven kaktüsümüz çiçek açtı

İlkbahar doğanın kendini yenilediği bir mevsim. En azından bizim yaşamakta olduğumuz kuzey yarı kürede. Evdeki çiçeklerden kaktüs, bu baharı boş geçmedi. İki tomurcuğundan birisi patladı ve kaktüsten beklenmeyecek kadar güzel kırmızı çiçeğini açtı. Öğleden sonra Ankara güneşini görünce, hele ki bugünlerde, diğer tomurcuğunun açması için çok beklemeyeceğiz sanırım.

Trabzonspor Ziraat Türkiye Kupası'nın sahibi

1996 yılındaki unutulmaz maç aklıma geldi bugün. O maçı Ankara'da, yanlış hatırlamıyorsam Konur sokaktaki bir birahanede izlemiştik. Yanımda abim ve halamın oğlu. İkisi de koyu Fenerbahçe'li. Ben, belki abime inat, belki yaşım gereği Trabzonspor taraftarı. İlk golü hatırlıyorum. Nasıl da sevinmiştim. Sonra gelen beraberlik golü ve yüklenmeye devam eden Şenol Güneş yönetimindeki Trabzonspor. İzlerken biz hayretlere düşmüştük. Az kalsın maça gidecektim bir de. İkinci gol sonrası şaşkınlık, hüzün, isyan. Ve bence takım için dönüm noktası. Kıl payı kaçan şampiyonluk. Tarih 5 Mayıs 1996. Bugün aradan geçen 14 yıl sonra artık soranlara takım tutmadığını söyleyen ben, halen Fenerbahçe'nin koyu taraftarı abim ve halamın oğlu. Şimdi 14 yıl öncesine göre radikal değişikliklere uğramış hayatlarımız ve bir kez daha final niteliğinde bir maç: Trabzonspor-Fenerbahçe. Bu kez lig finali olmasa bile Ziraat Türkiye Kupası finali. Trabzon'da değil maç, Siirt'te. Bu kez izleyemedim maç

İnternet tarayıcısının giriş sayfası kilitlendi mi?

Benim başıma gelmemiş olsa bile yakınlarımın kullandıkları bilgisayarlarda sıklıkla karşılaştığım bir sorun. Çeşitli uyduruk siteler, reklam trafiğini kendilerine çekebilmek için google'ın arama sayfasının benzerini oluşturup bilgisayarların internet tarayıcısı programlarının açılış sayfalarını kilitliyorlar. Ne zaman internet tarayıcısını açsanız bu uyduruk siteleri ziyaret etmiş oluyorsunuz. Açılış sayfanızı, başka bir ifadeyle giriş sayfanızı (home page) değiştirmenize de engel olunuyor. Açılış sayfasının yazılı olduğu bölge gri hale getirilmiş oluyor. Can sıkıcı, bilgisayarınızı yavaşlatan bir durum. Öncelikle bilmeniz gereken tek olmadığınız. Kullanıcıları bu sorunlardan kurtarmak için bir program var. Ücretsiz sürümünü indirip kullandım. Herhangi bir sorun ile karşılaşmadım. Kilitli açılış sayfası problemini çözdü. Başka işler için de kullanabileceğiniz özelliklere sahip bir program. Adı: Browser Hijack Recover (BHR). Adresini aşağıya yazdım. Umarım benzer sorunlarla karşılaş

Ankara'yı fotograflamaya devam: Dikmen Vadisi

Epey zaman önce yapmak istediğim Ankara'nın fotograflarını çekme projemi, yavaş yavaş da olsa hayata geçiyorum. Daha önce Picasa'daki Ankara albümüne eklediğim fotograflara, olabildiğince doğru, harita bilgisi ekledim. Yeni fotograf makinelerinin kimilerinde çekilen fotografın koordinat bilgileri de kaydediliyormuş. Benim kullanmakta olduğum makinenin ( Canon PowerShot A590IS ) böyle bir özelliği yok ne yazık ki. Bu nedenle harita bilgilerinde küçük kaymalar olabilir. Gene de genel anlamda fikir verecektir. Bugünkü fotograflar Dikmen Vadisi'ne ait. Ankara'nın iki eski semti arasında kalan vadi etap etap yenileniyor. Dikmen ile Ayrancı semtleri arasında kalan vadinin adı neden Ayrancı vadisi değil de Dikmen vadisi bilemiyorum. Belki Dikrancı ya da Aymen vadisi olmalıydı iki semte de haksızlık olmasın diye. Yeşilin farklı tonlarda ağaçlar, çiçeklerle süslü, bebek arabası ve tekerlekli sandalyelerin rahatça geçebileceği rampalarla dolu yürüyüş alanı ve ortasında havuzlar,

Ankara'da 30 Nisan günü meydana gelen depremin merkezi.

30 Nisan 2010 cuma akşamüstü meydana gelen depreme ilişkin yeni bilgiler var. Kandilli'nin sayfasındaki bilgilerde düzeltmeler yapılmışç Öncelikle depremin derinliği 2,9 değil 4 km'ymiş. İkinci olarak depremin meydana geldiği yer olarak Yenimahalle yazılıydı. Bu bilgi Etimesgut olarak düzeltilmiş. Kandilli'nin sayfasındaki enlem boylamı Google Maps'e girdiğinizde karşınıza depremin merkez üssü çıkıyor. Batıkent'e yakın bir yerde meydana gelmiş deprem. Eskişehir yolu ile İstanbul yolu arasında bir yerde. Aşağıda Yeşil Ok ile gösterilen depremin merkez üssü. Ankara'da meydana gelen depremin merkezi neresi diye merak edenlere kolaylık olsun dedim. View Larger Map

Ankara depreminin ayrıntıları belli oldu

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathane'sinin verilerine göre depremin ayrıntıları şu şekilde: Tarih             Saat        Enlem     Boylam       Derinlik     Büyüklük             Yer 2010.04.30 19:36:54      39.9423     32.7575       2.9 -.-       3.5 -.-            YENİMAHALLE

Kontürden kuruşa geçince ilk iş operatörü değiştirmek oldu

1 Nisan'dan itibaren kontürden kuruşa geçildi. Daha önce azaldıkça 150 kontür yüklerdim kaç liraya mal olduğunu, kaç günde bittiğini anlamadan. Kontürden kuruşa geçtikten sonra her konuşmanın sonunda konuşmanın kaç dakika sürdüğü, kaç kuruşa mal olduğunu gösteren mesajlar gelmeye başladı. Televizyonda izlediğim reklamlar, internet sitelerindeki kısa incelemeler sonucu birden farkettim ki ciddi anlamda pahalıya konuşuyormuşum. Aslına bakarsanız cep telefonundan uzun konuşanlardan değilim. Eve gelince telefonumu kapatırım. Buna karşın aylık kontür harcamam 30 lirayı geçiyormuş. Neyse, yarın sabahtan itibaren yeni operatörümde yeni tarifemle aylık 12 liraya 90 dakika konuşacağım. Bu güne kadar verdiğim fazla paraları cahillik primi olarak değerlendireceğim. Zararın neresinden dönsem kardır diyorum.

Güney Kore'de etkileşimli televizyon kullanımına ilişkin bir örnek

Güney Kore, teknolojinin kullanımı konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer almaktadır. 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre Güney Kore e-Devlet uygulamaları konusunda 2007 yılında olduğu gibi birinci sırada yer almıştır. Teknolojinin kullanımının yanı sıra geliştirilmesi boyutunda birçok Güney Kore şirketi dünya çapında pazarlanan ürünlere sahiptir. Hyundai, Samsung, LG gibi şirketler ilk akla gelenler olarak sıralanabilir. Güney Kore’nin e-Devlet konusundaki önderliğine bir katkı da Gangnam bölgesindeki sayısal televizyon tabanlı etkileşimli uygulamanın e-Devlet hizmetlerinde kullanımı eklenmiştir. New York merkezli Intelligent Community Forum (Akıllı Topluluklar Forumu) tarafından 2008 yılında ilk 7 topluluk arasında seçilen Gangnam bölgesi hizmetlerini elektronik ortama taşıma konusundaki çalışmalarında 1995 yılında başlamıştır. 1997 yılında yerel alan ağıyla birbirine bağlı hükümet ofislerine ve kiosklardan vergi ödeme işlemlerinin gerçekleştirilebildiği bir altyap

Connected TV Summit

Televizyon dünyası yeniliklere gebe. Artan bant genişlikleri, ucuzlayan bağlantı ücretleri (ülkemizde olmasa bile dünyada bağlantı ücretleri düşüyor) ve artan genişbant abone sayısı klasik televizyon yayıncılığının sonunun yaklaştığının habercisi. Geçenlerde mavidizi.com adresinden bahsetmiştim . Takip ettiğiniz dizileri, istediğiniz saatte, istediğiniz günde, reklamsız (mavidizi.com'da bant reklamları dışında reklam yok, gerçi ileride göreceğimiz uygulamalarda büyük olasılıkla farklı formatlarda reklamlara rastlanacaktır), istediğiniz yerinde durdurup tekrar başlatarak izlemek istemez misiniz? Mavidizi.com gibi sitelerdeki diziyi bilgisayar ekranından izleme sorunu yeni gelişmelerle çoktan aşıldı. Yakında başlatılacağı beklenilen IPTV servislerinde televizyona bağlanacak bir kutu (Set Üstü Kutusu - Set Top Box STB) sayesinde televizyon ekranını kullanmaya devam edeceğiz. Televizyon dünyasında Prime Time (en kıymetli saat, reklam bedellerinin en yüksek olduğu aralık) diye bir teri

Yeni favori sitem: www.ZAYTUNG.com

Zeitung Almanca gazete anlamına gelen bir kelime. Telafuzu zaytung. Aslında tam olarak z yerine tz gibi bir ses çıkartmak gerekiyor. Neyse, şimdi konumuz zeitung'un okunuşu değil. İnternette bir çok haber sitesi var. Bir çoğu içerik açısından yeni bir şey söylemeyen tekrar siteler. Zaytung ise bambaşka bir haber sitesi. Güncel haberler veriyor. Ancak verdiği haberlerin hiç biri gerçek değil. Hatta sitedeki ifadesiyle html kodları bile yalan :)  Sıkıldığınızda bakıp gülümsemeniz için: http://www.zaytung.com

Ferzan Özpetek'in son filmi: Serseri Mayınlar

İtalya'da yaşayan Ferzan Özpetek'in çizmenin güneyinde, topuğunda, yer alan Lecce'de çektiği son filmi Serseri Mayınlar escinsellik, aile, toplumsal baskı konularını ele alıyor. Babanın oğlunun escinsel olduğunu öğrendikten sonra kentteki dolaşması, diğer oğluna karşı tavırları ve Roma'dan gelen escinsel arkadaşların yer aldığı sahneler eğlendirici. Filmin sonunda Sezen Aksu'nun şarkısı ve hüzün var. Özpetek'in filmlerinde görmeye alışık olduğumuz Serra Yılmaz Serseri Mayınlar 'da yok. Filmi izlemeyi düşünüyorsanız acele edin. Uzun oynamayacak gibi görünüyor. İzlediğimiz sinemanın küçük bir salonunda oynamasına karşın salonun büyük bölümü boştu ne yazık ki.

Oyuncak kiralama sitesi

Çocuklar çabuk sıkılan canlılar. Oyuncaklardan özellikle, çabuk sıkılıyor. Sıkıldığı oyuncağın kaç liraya alındığını düşünmüyor yavrucak :) Bir yanda oynanmadığı halde evde biriken oyuncaklar bir yanda oyuncak isteyen başka yavrucaklar. Hep düşünmüşümdür bu ikili bir araya gelemez mi diye. Tam benim düşündüğüm gibi olmasa bile bu tip sorunlara yönelik bir site kurulmuş. Adı kendini açıklıyor aslında: Al Oyna Ver . Sistemi henüz denemedik ama denemeyi düşünüyoruz. Oyuncağı (oyuncakları)  seçip belirleyeceğiniz süreyle kiralıyorsunuz. Kira boyunca oyuncak sizde. Oyuncağın gelişi ve gidişi ücretsiz kargo ile sağlanıyor. Hemen akla gelen, bizim de halen aklımıza takılan, hijyen. Hayattaki en değerli varlıklarımızın oynarken zarar görmesi en son isteyeceğimiz şeydir. Sitedeki bilgiye göre oyuncaklar özel ürünlerle temizlendikten sonra 100 derecede steril edilip paketleniyormuş. Karar sizin. Sitenin adresini vereyim: http://www.aloynaver.com/

DVB - Sayısal Video Yayıncılığı (Digital Video Broadcasting)

Günümüzde Avrupa'da kullanılmakta olan sayısal televizyon standartlarını geliştiren kuruluş DVB , Eylül 1993 yılında bir araya gelen Avrupalı üreticiler ve yayıncılardan 80 üyeli bir grup tarafından kurulmuştur. 1 Öncelikle sayısal uydu yayıncılığında kullanılan Digital Video Broadcasting – Satellite (DVB-S) standardını geliştirmiş ve DVB-S standardı Aralık 1993'te onaylanmıştır. Kablo ortamında yapılan sayısal yayıncılığın standardını tanımlayan Digital Video Broadcasting – Cable (DVB-C) ise Mart 1994'de onaylanmıştır. 1994 yılı eylül ayı itibariyle kuruluşunun üzerinden geçen bir yıl içerisinde DVB'nin üye sayısı 80 'den 147 'ye ulaşmıştır. Aynı yılın kasım ayında Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU), DVB-S'i sayısal uydu televizyon standardı olarak önermiştir. Sayısal karasal yayıncılık için standart geliştirme çalışmaları 1995 Aralık ayında sonuçlanmış ve Sayısal Video Yayıncılığı – Karasal (DVB-T) standardı onaylanmıştır. Sayısal yayıncılı

Birleşik Krallık'ta e-Devlet uygulama örneği: INtouch Kirklees uygulaması

Birleşik Krallık'ta (United Kingdom : UK) etkileşimli sayısal televizyonun e-Devlet uygulamalarında kullanımına ilişkin en başarılı örneklerden birisi olan INtouch Kirklees projesiyle ilgili hazırladığım bir metni blog sayfama da koyayım istedim. Ola ki birilerinin işine yarar. Kirklees , İngiltere’nin kuzeyinde yeralan 400.000 civarında nüfusa sahip bir yerleşim alanıdır. 2002 yılında başlatılan projenin amacı sayısal televizyon (Digital Television : DTV) üzerinden sunulacak etkileşimli televizyon hizmetleri ile kamu hizmetlerinin sunumunda alternatif bir kanal yaratabilmektir. Sayısal kablo ile sağlanan DTV sunulan 501 hane ile pilot olarak Temmuz 2002’de başlatılan projeye ait değerlendirme raporu, projenin pilot bölümünün tamamlandığı Ağustos 2003 tarihine aittir. INtouch ile vatandaşlara sunulan hizmetler konut, asayiş, ulaşım, iş bulma gibi genel konulara ait formlar, bilgilerin yanı sıra politikacılara sorular, günün oylaması, kütüphanedeki kitapların sorgulanması gibi uygul

Etkileşimli Televizyon

Etkileşimli televizyon hizmetleri genel olarak 3 farklı tipte sunulduğu söylenebilir. Bunlar: • Basit Hizmetler, • Gelişmiş Hizmetler, • Etkileşimli Hizmetler Basit hizmetler olarak adlandırılan hizmet türünde, tam olarak etkileşimli televizyon hizmetinden söz etmek olanaklı değildir. Basit hizmet olarak kastedilen, Sayısal Televizyonun (Digital Television:DTV) DTV’nin bir kanalından sunulan, genellikle izleyiciyi bilgilendirme amacını taşıyan televizyon yayınıdır. Bu yayında izleyicinin gönderilen içeriğin değiştirilmesine yönelik herhangi bir etkisi yoktur. Ayrıca gönderilen içeriğin televizyon yayını dışında bir bileşeni de mevcut değildir. İzleyicilerin DTV’nin bu kanalını seçerek, kanalda yayınlanan hizmet tanıtımlarından yararlanması amaçlanmaktadır. DTV’nin getirdiği olanakların hiçbirisinin kullanılmadığı basit hizmetlere örnek olarak Eylül 2005 tarihinde BSkyB platformu üzerinde hizmete giren Yerel Yönetimler TV Kanalı gösterilmiştir. Bu programda yerel yönetimlere ilişki

Mart kapıdan baktırıyor

Malum atasözünü bilmeyen yoktur: " Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır ". Bugün sözün gerçekliğini bir kez daha yaşayarak gördük. Dışarıda soğuk soğuk esen bir rüzgar ve arada yüzünü gösteren kış güneşi var. Camın arkasında ısıtıyor, ancak havanın soğukluğunu azaltabilecek gücü yok.

Lazerli göz ameliyatının riskleri konusunda

Lazer ile miyop ameliyatının riskleri konusunda bir araştırma yaparken bulduğum sayfa ilginç geldi. Ülkemizdeki göz kliniklerinin cezbeden yazılarla süslü sayfalarıyla kıyasladığımda bulduğum sayfadaki bilgiler düşündürücü geldi.  Konu göz olunca paylaşayım istedim. Sayfa ne yazık ki İngilizce. Sayfanın adresinin çevirisi Lasik Komplikasyonları. Google'ın çeviri hizmetinden yararlanıp, biraz bozuk da olsa, Türkçe olarak çevrilmiş haline bağlantıyı da koydum.  http://www.lasikcomplications.com http://translate.google.com/translate?hl=tr&sl=en&tl=tr&u=http%3A%2F%2Fwww.lasikcomplications.com%2F  

Şili depreminin düşündürdükleri

2008 yılının sonbaharında 5 günlük gezimiz aklıma geldi. Santiago ve Valparaiso'yu ziyaret etme şansı bulduğumuz gezimizde çektiğim fotografları Picasa 'daki sayfama yüklemiştim. Nerden nereye...

TTNet'ten WebTV: tivibu

Türk Telekom'dan uzunca süredir beklenen IPTV hizmetinin duyurusu henüz yapılmadan WebTV hizmeti tivibu 'nun reklamları televizyon kanallarında dönmeye başladı. Birçok internet sitesinde WebTV ile IPTV arasındaki farkların ne olduğuna ilişkin bilgiler bulabilirsiniz. Oralara bakmaya üşenenler olur diye ikisini ayıran en temel noktaları belirteyim istedim. IPTV, yayını almaya uygun ek bir cihaz (set üstü kutusu - set top box) yardımı ile televizyondan izlenir. WebTV, bilgisayardan ya da internete bağlanabilen cep telefonu, cep bilgisayarı vb cihazlardan izlenir. IPTV'de hizmet kalitesi (Quality of Service) garantisi vardır. WebTV'de internet bağlantısında yaşanabilecek yığılmalar hizmetin kalitesini düşürebilir. Oldukça uygun fiyatlarıyla sunulmaya başlanan Tivibu hizmetini almayı düşünenlerin ilgili sayfadaki Sıkça Sorulan Sorular bölümünü dikkatli okumalarını öneririm. TTNet'e kotalı abone olanların, Sıkça Sorulan Sorular bölümünde de yanıtlandığı üzere Tivibu

İngiltere'nin e-Devlet Kapısı: DirectGov

İngiltere'nin e-Devlet kapısı http://www.direct.gov.uk/ adresi incelendiğinde vatandaşlara yönelik bir çok hizmetin sunulduğu görülmektedir. Bu hizmetlerin eğitim, araçlar, vergi, iş bulma, suç ve adalet, engelliler, insan hakları gibi başlıklar altında tasniflenmiştir. Büyük ölçüde konu ile ilgili ayrıntılı bilgilerin sunulduğu web sayfasında Çevrimiçi Yap (Do It Online) bağlantısıyla, çevrimiçi olarak yapılabilen hizmetlerin ilgili web sayfalarına yönlendirilmeleri sağlanmıştır. DirectGov'un internet üzerinden sunduğu hizmetlerin bir bölümüne mobil telefonlar aracılığıyla erişim olanaklıdır. Mobil telefonlarla internete girerek DirectGov hizmetlerine ulaşılabildiği gibi kısa mesaj göndererek kimi konularda sorgulama yapılabilmektedir. İnternet ve mobil telefonlar dışında e-Devlet kapısı DirectGov'a erişim için bir diğer seçenek ise televizyondur. İngiltere'de Sky ve Virgin Media adlı sayısal uydu platformlarından, Freeview adlı sayısal karasal yayın platformundan ve

Türk Telekom'dan IPTV, Türksat'tan VOIP

Telefon, televizyon ve internetten oluşan 3 hizmetin tek fatura ile aynı şirket tarafından sunulmasına İngilizce'de Triple Play deniyor. Kelime kelime tercüme edildiğinde üçlü oyun şeklinde ifade edilebilecek böylesi bir hizmetin dünyada bir çok uygulaması olmasına karşın ülkemizde örneği yoktu. Haberlere bakılırsa yakın zamanda iki farklı şirket 3 hizmet - tek fatura dönemini başlatacak. Ses ve internet hizmetini vermekte olan Türk Telekom, televizyon işine girerken; televizyon ve internet hizmetini veren Türksat, telefon işine girecekmiş . Umalım ki bu rekabet tüketicilere indirim olarak yansısın.

Kayıp Sembol, Dan Brown

Dijital Kale, İhanet Noktası , Melekler ve Şeytanlar, Da Vinci Şifresi romanlarından sonra Dan Brown bir çok satan roman daha yayınladı. Orijinal adı Lost Symbol olan romanın Türkçe çevirisi Kayıp Sembol olarak Altın Kitaplar'dan çıktı. Türkçe çeviri 527 sayfa. Melekler ve Şeytanlar ile Da Vinci Şifresi'nde olduğu gibi kahramanımız gene Robert Langdon. Bu kez masonların sakladığı bir sırrın peşine düşüyor. Washington'ın tarihi binaları, meydanları, heykelleri arasında CIA'in de karıştığı bir maceraya atılıyor. Roman, Brown'un 12 saatlik macerasını anlatıyor. Brown'un daha önce okuduğum kitaplarıyla kıyasladığımda Da Vinci Şifresi bir numaradaki yerini koruyor. Kitapla ilgili İngilizce bir site var: http://www.thelostsymbol.com/main.html . Bu sayfada sembollerle ilgili bir oyuna da yer verilmiş. Kitapta uzunca yer verilen ve genelde yanlış anlaşıldığı ileri sürülen masonluk konusunda bilgi edinmek isteyenlere Wikipedia'nın ilgili maddesini öneririm. Tür

hayatı en iyi özetleyen şarkı ve sözleri...Pink Floyd'dan TIME (Zaman)

Time - Pink Floyd Yükleyen popi_vazeou . - Video klipler, sanatçı röportajları, konserler ve çok daha fazlası. Ticking away the moments that make up a dull day Fritter and waste the hours in an offhand way Kicking around on a piece of ground in your home town Waiting for someone or something to show you the way Tired of lying in the sunshine staying home to watch the rain And you are young and life is long and there is time to kill today And then one day you find ten years have got behind you No one told you when to run, you missed the starting gun And you run and you run to catch up with the sun, but it's sinking Racing around to come up behind you again The sun is the same in a relative way, but you're older Shorter of breath and one day closer to death Every year is getting shorter, never seem to find the time Plans that either come to naught or half a page of scribbled lines Hanging on in quiet desperation is the English way The time is gone, the song is

Neşeli Hayat

Yılmaz Erdoğan'ın yazıp yönettiği ve başrolünü oynadığı son filmi Neşeli Hayat 'ı biraz geç de olsa izledim. Film, yıllar önce izlediğim Kemal Sunal'ın Düttürü Dünya adlı filminin yarattığı duyguyu hatırlattı. Neşeli Hayat adlı multi-level marketing şirketi tarafından dolandırılan, bu multi level marketingin ne olduğunu merak ediyorsanız buraya bakabilirsiniz, günlük bulduğu işlerle geçimini sağlamaya ve ayakta kalmaya çabalayan Rıza'nın traji komik öyküsü olarak özetlenebilir filmin konusu. Hüzünle ancak sıkılmadan izleyip, verdiğiniz paraya pişman olmadan sinemadan ayrılmak istiyorsanız gidip izleyin.

Go! Ekolojik Diktatörlük, Dirk C. Fleck

Geçen dönem aldığım derslerin birinde okumamız istendiği için haberdar olduğum ve içeriği nedeniyle iç bunaltısı ile okuduğum bilim kurgu Go! Ekolojik Diktatörlük. Ankara'lı yayınevi Ayraç Yayınları tarafından 1998 yılında yayınlanmış. Benim aldığım ilk baskısıydı, sanırım çok ilgi çekmemiş. Ankara'da yaşayıp kitabı almak isterseniz Selanik Caddesi'ndeki Metropol sinemasının yanındaki kitapevinde bulabilirsiniz. Gelelim kitaba. 1993 yılında Almanya'da çevre, ekoloji konularında çalışmaları olan gazeteci Fleck tarafından kaleme alınan Ekolojik Diktatörlük kara ütopya olarak adlandırılabilecek bir bilim kurgu. 2050'li yıllardaki dünyaya ilişkin karamsar, gerçekçi diye de nitelendirilebilir, bir tablo çiziliyor. Dünyanın büyük bir kısmı yaşanmaz hale gelmiş. Bir grup devlet Global Observer (Küresel Gözlemci) adı altında birleşmiş ve çevreyi koruyabilme adına konulan çok sıkı kurallarla insanları yöneterek hayatta kalmaya çalışıyor. Kitabın uyandırdığı iç bulantısı

TÜİK Çocuk

Boyun, kilon yaşıtlarınla kıyaslandığında ülke ortancasına göre ne durumda? Seninle aynı adı taşıyan, yaşadığın kentte ve ülkede kaç kişi var? Senin yaşında yaşadığın kentte ve ülkede en yaygın isimler neler? Senin yaşında yaşadığın kentte ve ülkede kaç kişi yaşıyor? Peki ülkemizde en çok kullanılan 5 isim hangileri? (Bu son sorunun yanıtını herkes tahmin edecektir :) Ahmet, Mehmet, Mustafa ile Ayşe ve Fatma) Yukarıdaki soruların yanıtı bir TIK ötenizde. Eski adıyla Devlet İstatistis Enstitüsü yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu, ya da kısaca TÜİK, web sayfasında çok güzel grafiklerle süslenmiş bir çocuk bölümü açmış. Burayı tıklayarak sayfaya ulaşabilirsiniz. Bağlantı çalışmazda diye sayfanın adresini aşağıya yazdım: http://www.tuik.gov.tr/TuikCocuk/Start.do Merak eden olur mu bilmem ama benim adımda Türkiye'de 88 278 kişi yaşıyormuş. Benim yaşımda Ankara'da en yaygın isim Murat'mış. Ankara'da en yaygın isim ise Ahmet'miş. Benim yaşımdaki kişiler arasında ülkemi

Çöplüğün Generali, Oya Baydar

Oya Baydar'ın geçtiğimiz sene yazında yayınlanan son romanı Çöplüğün Generali'ni yakın zamanda okudum. Malum davayı hatırlatan yarı kurgusal, yarı belgesel gibi bir roman. Baydar'ın yazdığı roman gelecek zamanda geçiyor. Büyük deprem olarak anılan bir felaket sonrası insanlar yeni bir bölgede kurulan modern kentte yaşamlarını sürdürmektedir. Teknolojinin gelişmiş olanaklarından yararlanıp, sakin bir hayat geçiren romanın kahramanı bir gün havaalanına giderken sapmaması gereken bir yola sapar. Bu noktadan sonra romanın içinde bir başka roman okumaya başlıyoruz. Bu ikinci romanın yazarı büyük deprem öncesi yaşayan yazarlardan birisine ait. Bugünlerin meşhur davasında yeralan iddialara fazlasıyla benzer şeyler yaşanır bu ikinci romanda. Yarı belgesel gibi diye nitelendirdiğim bölüm bu roman içindeki romanda aktarılmış. Sonuna kadar ilgiyle okunan, sürükleyici bir roman Çöplüğün Generali. Bugünlerde yaşananlara ilişkin göndermeler, yorumlar düşündürücü. İnsanları denetleyen, f

Göksu Restaruant

Göksu Restaurant ile yazdığım ve yayınladığım yazılar çok okunuyor. Mekana gidip beğenen ve beğenmeyenler yorumlarıyla iletiyi renklendiriyor(du). Blogger'ın kötü özelliklerinden birisi yayınlanmasına izin verdiğiniz bir yorumu sonradan silemiyorsunuz. Göksu Restaurant yazılarının birisine yapılan yorumların birinde kişilerle ilgili konulara girildiğini ne yazık ki geç fark ettim. Bu gün gelen bir yorum ile bu hatamı fark edince yorumu silmek istedim ancak bu mümkün olmadı. Ben de çözüm olarak o iletiyi yorumlara kapattım ve daha önce yapılan yorumlarının tümünü gizledim. Diğer yorumlayanların görüşleri de gizlenmiş oldu... Bundan sonra yorumları yayınlarken daha dikkatli olacağım. Tüm okuyucularıma duyurmak istedim...

2009'u uğurlamaya hazırlanırken

Yıllar birbirini kovalamaya devam ediyor. Şöyle bir durup bakınca çok uzakmış gibi gelen yaşlara geldiğimi farkediyorum. Şimdi merak edenler olacaktır kaçmış o çok uzak gelen yaşlar diye. Şairin yolun yarısı eder dediği yaşı geride bırakmak üzereyim. Yolun yarısı eder mi bilmem ama bana hep uzakmış gibi gelirdi 35. Koca adam yaşı. 2010 ile birlikte 35'i geçmiş olacağım. Tek düze haline gelmiş hayatımız iki küçük cimcimenin katılımıyla renklendi. Kedimizi de sayarsak 3 kişilik ailemiz 5 kişiye çıktı. 2009'u bebeklerin sağlıklı dünyaya gelişiyle hatırlayacağız. Bakalım ilerleyen yıllar neler getirecek. Bu yıl, özellikle bebeklerin dünyaya geldiği haziran ayından sonra, blog ile çok ilgilenemedim. Zamansızlığın yanı sıra blog'a yazacak şey leri (kitap okumak, tiyatroya gitmek, seyahat etmek gibi) yapmaya bir süreliğine ara vermek zorunda olduğum için yazılar azaldı. Ama bu arada geçtiğimiz ay koyduğum yazı gibi değişiklik yazılara hazırlıklı olun. Bu sene devam ettiğim bir y

grip aşısı sonrası

geçen hafta cuma günü domuz gribine karşı aşılananlar arasına katıldım. Daha önce aşılananlardan duyduğum baş ağrısı, müde bulantısı gibi yan etkileri yaşamadım. Sadece ertesi gün aşı olduğum omzumda, aşı yerinde ağrı oldu, ki o da uzun sürmedi. Şimdi korumanın başlayacağı yaklaşık 3 haftalık süre içerinde virüs ile karşılaşmamam gerekiyor. Yoksa Ali Kırca'nın durumuna düşerim...

kasım 2009 yazısı / Uluslararası İlişkilerde Tarih Boyunca Teoriler

Uluslararası ilişkiler çalışmalarında farklı teoriler görülür. Tarihsel süreç açısından incelendiğinde dönem dönem öne çıkan teoriler olsa bile, geri planda kalan teorilerin de yok olmadığı, olayları açıklamadaki eksikliklerinin giderilerek yeniden ortaya çıktığı söylenebilir. Bu bağlamda birbiriyle mücadele içindeki teorilerden bahsedilebilir. Uluslararası ilişkilerde öne çıkan teoriler incelendiğinde ilk ele alınan idealizm olmaktadır. Birinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerinin görülmesi üzerine yeni savaşların engellenmesi, barış içerisinde ortak çıkarların en çoklaştırılmasının sağlanabileceği düşünülmüştür. İdealistler, bireylerin rasyonelliğini vurgulayarak hukuka saygı, ortaklaşa güvenlik, ortak hukuk yapılarının oluşturulması yoluyla ülkelerin, müzakere ederek sorunlarını çözebileceğini ileri sürülmüştür. Uluslar üstü bir yapı olarak Milletler Cemiyeti’nin, olası anlaşmazlıkların giderilmesinde yeterli olacağı düşüncesi hâkimdir. Milletler Cemiyeti’nin uluslararası sorunla

açık hava ısıtıcıları

Bugünlerde kafanızı nereye çevirirseniz açık hava ısıtıcısı reklamı görüyoruz. Kapalı alanlarda sigara içmek yasaklanınca, kış günlerini düşünen işletmecilere yönelik ürünlerin tanıtımları çok düşündürücü. Bir yandan en ucuz enerjinin tasarruf edilen olduğunu söyleyeceğiz, bir yandan açık havayı ısıtmaya çalışacağız. Meseleyi parasını veren düşünsün diyerek geçiştiremeyiz. Dünyanın kaynakları böyle yok oluyor demek ki.

3G ya da Türkçe adıyla 3N ve insan sağlığına etkileri

Hizmetin sunulduğu her yerden hızlı internet, görüntülü konuşma ve mobil televizyon gibi yeniliklerle hayatımıza giren, televizyon ekranlarını durmadan dönen reklamlarıyla işgal eden 3. nesil iletişimin sağlığımıza etkileri ne olabilir ki? 2 Mart 2008 tarihinde blog sayfamda tanıttığım Tehlikeli Oyuncak kitabında başta cep telefonları olmak üzere elektromanyetik dalga yayan cihazların insan sağlığı üzerine etkileri incelenmişti. O kitapta yazılanlar bile yeterince ürkütücüydü. 3N ile birlikte hem telefonların kullanım sürelerinin ve yerlerinin (internete bağlanma, televizyon izleme gibi) artması hem de yeni teknolojinin daha yüksek güçlere ihtiyaç duyması nedenleriyle sağlığımızı olumsuz etkileme olasığı büyük. Bu konuda Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ile Gazi Üniversitesi Non-İyonizan Radyasyondan Korunma Merkezi (GNRK) 3 Eylül 2009 tarihinde ortak bir basın toplantısı düzenleyerek, alınması gereken önlemler konusunda uyarılarda bulundu. EMO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tarık

ağustosu yazısız geçirmeyeyim

Sayfayı ziyaret edenler uzunca bir süredir yeni yazı göremiyorlar. Daha önce tembellik hakkı demiştim bu yazısız geçen günlere mazeret olarak. Öyle görünüyor ki tembellik hakkı uzun sürecek. Arşiv bölümüne bakınca temmuz ayını tek yazı ile geçirmişim. Sigara yasağının başlamasına ilişkin bir yazımış o da. Ağustos ayında ise ilk yazı bu oldu. Belki eylül (hazan mevsimi) ile birlikte, televizyonların yeni yayın dönemine başlamaları gibi, yeniden yazmaya başlarım....O zamana kadar kalın sağlıcakla...

19 temmuz yaklaşırken

19 Mayıs 2008'de uygulanmaya başlayan sigara yasağı, 19 Temmuz 2009'da kapalı alanların tümünü içine alacak şekilde genişleyecek. Sigara dumanından çok rahatsız olan birisi olarak bu yasağı destekliyorum. Yasağın sigara içenlerin hayatını zorlaştıracağı bir gerçek. Belki bu zorluğun da katkısıyla sigara içmekten vazgeçenlerin sayısı artar. Umarım ki yasanın uygulaması, 15 Mayıs'ta yürürlüğe giren bölümünün uygulamasından daha sıkı takip edilir. Bir yıldan fazladır alış veriş merkezlerinde yasak sigara içmek. Ancak Ankara'daki bir çok alışveriş merkezindeki kafe-restaurantlarda sigara içiliyor.

blog yazılarında geçici durgunluk

Sayfamı ziyaret edenler, güncellenme sıklığında azalmayı fark etmiştir. Ay başına düşen yazı sayısı da son dönemde azaldı. Blog yazmanın güzelliklerinden birisi bu aslında:. Tembellik hakkı. Sanırım bir süreliğine bu hakkımı kullanacağım. Sayfam kapanmış, ölü bir blog değil. Yeni yazılar gelene kadar arşivdekileri okuyabilirsiniz :)

Çekmecelinin yeni çeşitleri

Geçen hafta yazmıştım çekmecelinin, yani Ülker'in napoliten çikolatasının antep fıstık dolgulusu çıkmış diye. Ülker'in web sayfasında fındık ve bademli türlerinin de üretildiğinden bahseden bir yazı görmüştüm. Sonunda bademli ve fındıklı çekmecelilerle de karşılaştık. Henüz tüm marketlerde bulunmuyor. Yakında yaygınlaşır umarım. Yaz ayları yaklaşırken, fazlalıkların kıyafetlerin altına gizlenemecek olmasının getirdiği endişe ile diyetlere hız verildi. Diyetlerin baş düşmanlarından olan tatlılara dayanamıyorsanız, tek tek kağıda sarılı küçücük çekmecilerden bir tanesi tatlı isteğinizi giderecektir.

Yeni lezzet: Antep fıstık dolgulu çikolata

Ülker'in yıllardan beridir çıkardığı çikolatalardan birisi, benim ve birçoklarının çekmeceli olarak adlandırdığı, Napoliten'dir. Bir kutu içinde, iki sıra halinde ayrı ayrı kağıtlara sarılı 8 tane çikolatadır Napoliten. Benim ve birçoklarının tabiriyle çekmeceli. Çekmeceli, sadece sütlü olarak piyasadaydı. Bugün görüp aldığım Antep fıstık dolgulusu, günün güzel sürprizi oldu. 52 gr'lık paket içerisinde 8 tane çikolata var gene. Ülker'in web sayfasında bu yeni ürünün fotografını aradım ancak bulamadım. Buradaki haberi görünce paket olarak farklı dolgulularla da karşılaşabileceğimizi düşündüm. Haberde anlattığına göre 2 yıl süren araştırma geliştirme süreci sonunda napoliteni 4 farklı lezzetle birleştirmişler. Kurban bayramında piyasaya sunulan bu dört lezzet: A ntep fıstığı, badem, fındık ve kahve kreması. Bakkallarda görmeye başladığım Antep fıstıklı napolitenin kutulanmış hali. Belki ileriki günlerde diğer çeşitleriyle de karşılaşacağız...

Erzurum - 2

Bir zamanlar ticaretin merkezi durumundaki kent son yıllarda azalan nüfusu ve daralan iş hacmiyle eski hareketli günlerini arıyor. 360.000 kişinin yaşadığı yazılı kentin girişindeki tabelada. Palandöken dağındaki kayak tesisleri turizmi canlandırmış bir ölçüde. Özellikle 2011'de kentte düzenlenecek Üniversiteler Kış Oyunları/Olimpiyatına yönelik beklenti büyük. Kentin merkezindeki tarihi yapıların durumu içler acısı. Selçuklular'dan kalma Çifte Minareli Medrese'nin minarelerindeki ince işçilik zamanın yıkıcılığına yenilmek üzere. Kente daha önceki ziyaretimin üzerinden 10 yıldan fazla geçti. 10 yıl önceki durumunu bile koruyamamışız ne yazık ki. Kale deseniz, kendi haline ve kaderine terk edilmiş. Avlusunda bir takım kazılar yapılmış ancak o da bakımsızlığın tüm izlerini taşıyor. Çifte Minareli Medrese'nin kapısında görevli bile yok. Yurt dışında tarihi eserlere ne kadar iyi bakıldığını gören birisi olarak eserlerimizin hali içimi daha bir acıtıyor. En üstte yer alan