Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tacettin Sultan Dergahı

Ankara'da bugün toprağa verilen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun defnedildiği Tacettin Sultan Dergahı'nın neresi olduğunu merak edenler olmuştur/olacaktır düşüncesiyle geçtiğimiz sene Eylül ayında çektiğim fotografları hatırlatayım istedim. Ankara'yı bilenler Büyük Doğumevi olarak bilinen Zekai Tahir Burak Hastanesi'nin yerini gözlerinin önüne getirsinler. Hastanenin yan tarafında Kurtuluş'a doğru uzanan sokaklardan birisi Sarı Kadın Sokağı. Altındağ Belediyesi tarafından restore edilen sokağın baş tarafında yer alıyor Tacettin Sultan Dergahı ve camisi. Mehmet Akif Ersoy'un da bir süre yaşadığı mekanın arka tarafındaki bahçede eski mezar taşları görülüyor. Caminin ön tarafına büyük bir İstiklal Marşı heykeli konulmuş. Heykelin arkasında görülen minare camiye ait. Yukarıdaki fotografta görülen kapı ise, fotografın çekildiği geçtiğimiz eylül ayında restorasyonu süren dergaha ait.

Etimesgut kebapçıları

Yakından tanıyanlar sadeceözgür Etimesgut'a ne zaman gitmiş de kebapçılarını yazmaya kalkmış demeyeceklerdir. Etimesgut Ankara'nın İstanbul tarafındaki ilçelerinden birisi. Sincan'a doğru giderken içinden geçiliyor. Emlak piyasasının yeni gözdelerinden Bağlıca köyü'de Etimesgut sınırları içerisinde. Ankara'nın ilk uzun dalga radyo vericisi de Etimesgut'taydı. 1930'lu yıllardan beri hizmet veren verici, teknolojini gelişmesine yenilmiş. Etimesgut kebapçıları olarak tanıtmaya çalışacağım mekanların tümü Devlet Hastanesi civarında yer alıyor. Yazacağım bir kaç mekan daha var gerçi ama onların adlarını, telefonlarını almayı unuttum. Liste kısa zamanda son halini alacaktır :) İlçe merkezindeki mekanları ilerleyen aylarda keşfedip tanıtmayı planlıyorum. Mekanların fotograflarını çekmedim henüz. Belki ilerde onlara da yer veririm. Gelelim mekanlara: ÖZ MUTLU İnegöl Köftecisi (312) 244 02 04 - 245 03 99 İstasyon mahallesi Alan Sokak 3/A Etimesgut adresindeki mekan

Canistan, Yusuf Atılgan

Az sayıda eser vermiş yazarlarımızdan birisi(ymiş) Yusuf Atılgan. Aylak Adam adlı romanını merak edip alıyorken, ideefixe 'de diğer kitapları gözüme çarptı. Anayurt Oteli filminin, aynı adlı romanından uyarlandığını öğrenmiş oldum böylelikle. 1921 yılında doğup 1989'da vefat eden yazardan okuduğum ilk kitap Canistan.  Canistan, yarım kalmış bir roman(mış). Kalp krizi sonucu 1989'da vefat ettiğinde roman üzerinde çalışıyormuş. Okuduğum haliyle (Yapı Kredi Yayınları-2000) üç bölümden oluşuyor. 1900'lü yılların başlarında Manisa köylerinde geçiyor. Osmanlı'nın son dönemi ve Kurtuluş Savaşı yıllarında Manisa köylerinden hayatlara süssüz, sade bir dille tanıklık ediyoruz. Bu haliyle bile bitmemiş gibi durmuyor. Yazarın diğer eserlerini okuma isteği uyandırdı. 

15 mart sürprizi: KAR ve GÜNEŞ

15 Mart sabahına kar ile uyandık. Ama ne kar: lapa lapa yağıyor ve yolları tutmuş. Aynı gün öğleden sonra aşağı yukarı aynı yerden çektiğim fotografta ise kardan eser kalmamış durumda...

Yalancı Tanıklar Kahvesi, Vedat Türkali

1999 yılında yayınlanan iki ciltlik Güven'den 5 yıl sonra gelmişti Kayıp Romanlar (2004). Yayınlandığı ay içerisindeki okumuştum Kayıp Romanlar'ı. Güven'in bıraktığı yerden alıp günümüzdeki olaylara bakan bir romandı ve gene 5 yıl sonra yeni romanı çıktı Türkali'nin: Yalancı Tanıklar Kahvesi. Bu kez 1970'lerin ikinci yarısını, 1980 darbesine kadar olan süreci konu edinmiş. Çoğunlukla Ankara'da geçiyor hikaye. Kahramanımız Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü öğrencisi Muhsin, güneydeki bir kasabadan, ağa çocuğu. Üniversitede tanıştığı Salih'in ve belki bir ölçüde okuduğu bölümün etkileriyle kendini solda konumlandırmış. Roman Muhsin'in kendini tanıma, hayattaki yerini bulma sürecini anlatıyor. Arka planda, siyasi cinayetlerle 1980 darbesine sürüklenen ülkenin yaşadıklarına tanıklık ediyoruz. Öyle sanıyorum ki, romanın bilen kişisi Nedim Hoca'nın ağzından Vedat Türkali, ülkenin yaşadıklarına yorumlar getiriyor. Nedim Hoca, okuldan

yeni gazete Habertürk

Ocaktı şubattı derken mart geldi, hatta neredeyse ilk 10 günü geçti. Havaların ısınmasının yanısıra günlerin uzaması, yazın yaklaştığının müjdecisi. Habertürk internet sitesi ve televizyonunun ardından gazetesi ile karşımızda bu kez. Baharın ilk ayının ilk gününe denk geldi Habertürk gazetesinin ilk sayısı. 1 Mart'tan bu yana takip ediyorum yeni gazeteyi. Hergün bir sürü ek veriyor. Özellikle internetin yaygınlaşmasından sonra gazeteleri haber için okumuyorum. Köşe yazarlarının yorumları, yazı dizileri ilgimi çekiyor. Bu açılardan Habertürk'ü değerlendirdiğimde ekonomi yazarlarının yorumlarını ilgi ile okuduğumu söyleyebilirim. Ankara eki, kentsel sorunlara eğiliyor. Ancak sayfalarının büyük bölümü ilanlara ayrıldığı için yeterli değil. Gazetede okuyacak fazla köşe yazarı bulamadım. Belki ilerleyen dönemlerde alışkanlık yapacak yeni yazarlarla tanışırım. El boyamayan mürekkebi ve kolay okunur boyutu ise diğer gazetelerden de beklediğim yenilikler. Habertürk'e yayın hayatınd

Afyonkarahisar kalesi

Fotoğraf makinesinin yakınlaştırma (zoom) özelliğini kullanarak, Afyonkarahisar'ın 266 metre yüksekliğindeki kalesini fotoğrafladım. Umarım beğenirsiniz. Bir toplantı için günübirlik gittiğim Afyon'un kalesine çıkacak vakit bulamadım. Hititlerden kaldığını öğrendiğim bu tarihi eserin restorasyonunun pek de başarılı olmadığı, özellikle alttaki fotoğraflarda belli oluyor.

son günlerdeki ziyaretçi sayısı

İstatistik tutan ücretsiz sitelerden olan StatCounter 'ın kodunu 2005 yılı mayısında sayfama eklemiştim. O günden beri ziyaretçi sayımın yanısıra, sık okunan sayfalar, ziyaretçi konumları gibi bilgileri arada kontrol ediyorum. Günlük ortalama 60-70 kadar tekil ziyaretçi geliyordu sayfama. Son zamanlarda ziyaretçi sayısında belirgin bir artış oldu. Sık ziyaret edilen sayfalara bakınca nedeni anlaşıldı: 91 ziyaretçi SADECEÖZGÜR: Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı 53 ziyaretçi SADECEÖZGÜR: Göksu Restaurant 46 ziyaretçi SADECEÖZGÜR: Göksu Restaurant

şehir, Eskişehir

Eskişehir'e günübirlik yaptığım ziyarette çektiğim fotograflar. İzlenimlerimi fotograflar anlatsın istedim.

Uluslararası okuyuculara müjde :)

Sayfamı kendi dilinde okumak isteyenler için Google'ın geliştirdiği çevirmen hizmeti başladı. İnceleyebildiğim kadarıyla tercümelerinde sorunlar olsa bile genel konunun anlaşılmasını sağlayan bir uygulama. Sayfanın sağ üst köşesindeki kutudan istediğiniz dili seçebiliyorsunuz. Bakalım bu yeni özellik sonrası okuyucu sayısı değişecek mi?

bahar geliyor derken kış kendini hatırlattı

Sanki daha dün çekmemişim tomurcuklanan ağacın fotografını. Sabah kar ile uyandık başkentte. Yüksek semtlerde yerde 10-15cm kar var. Tomurcuklanan ağacın akibetini ne olur bilmiyorum ama geçen yaz susuzluktan kırılan bizler için kar yağışı sevindirici.

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe

Ölüm ve Kız, Ankara Sanat Tiyatrosu

Şili fotografları sunumunun ardından Pinochet döneminde yaşananları konu alan Ölüm ve Kız adlı tiyatro oyununu izlemek, oyunun etkisini arttırdı. Ariel Dorfman'ın yazdığı oyunu Filiz Ofluoğlu dilimize çevirmiş. Oyunu Suavi Eren yönetmiş. 3 kişilik iki perdelik çarpıcı bir dram Ölüm ve Kız . İşkencelerden geçmiş, tecavüze uğramış kadın Paulina Salas rolünde Ebru Saçar, Paulina'nın kocası, cumhurbaşkanı tarafından darbe dönemindeki ölümleri araştırmak için kurulan komisyona atanan genç avukat Gerardo Escobar rolünde Tolga Tuncer ve Paulina'ya 15 yıl önce işkence yapıp tecavüz edenlerden birisi olan doktor Roberto Miranda rolünde Mehmet Akay yer alıyor. Ebru Saçar oldukça zor olan rolünün altından başarıyla çıkmış. Belleklerden silinmeyecek acıları, çoğunlukla tek başına, göğüslemek zorunda kalmış, şans eseri işkencecisini sorgulama olanağı bulmuş ve bu sorgulamayı yaparken bir yandan da adalete inancını sürdüren kocasıyla mücadele eden genç kadını etkileyici performansıyla

Şili (Santiago-Valparaiso) fotografları sunumu

Santiago ve Valparaiso'ya geçtiğimiz Ekim ayında yaptığımız 4 günlük gezimizin anılarından oluşan fotografları, Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi salonunda sundum. Sunum ile ilgili internete konulan haberi aşağıya kopyaladım. Sunuma gelemeyenler için bilgilendirici olacağı umuduyla. Kaç kişi mi geldi sunuma? Yanlış saymadıysam 17 :) Daha önce 3 kişiye de sunum yaptığım düşünülürse epey ciddi bir artış oldu... EMO Ankara Şubesi Eğitim Merkezi Toplantı Salonu‘nda 12 Şubat 2009 Perşembe günü gerçekleştirilen sunuma Şili‘nin demografik ve siyasi yapısı hakkında bilgi vererek başlayan Sadeceözgür sunum boyunca Şilili grup İnti İllimani‘nin müzikleri eşliğinde birbirinden güzel fotoğrafları izleyenlere sundu. 1970 yılında Şili‘de seçimle iktidara gelen Sosyalist Devlet Başkanı Allende ve orada yaşanan CIA destekli diktatör Pinoche askeri darbesinin izlerini süren Sadeceözgür sunumunda Şilili şarkıcı, askeri darbe sonucu tutuklu bulunduğu stadyumda önce elleri kırılan ve ardından

ÇAYKUR Ankara Satış Mağazası

Ülkemizde en çok içilen sıcak içecek çaydır sanırım. Uluslararası kahve zincirleri, birbiri ardına dükkan açsa bile evlerde çay tüketiminin ağırlığı yadsınamaz. Tiryakilerin vazgeçemediği bir kaç paketten birisi Çaykur'un sadece Rize'de satılan Çaykur Hediyelik ve onun ithal edileni olan Çaykur Present'tır. Ankara'da yaşayan çay tiryakilerine müjde gibi bir haber vereyim: Çaykur'un geçtiğimiz yaz açtığı satış mağazasında her iki paketi de bulmak olanaklı. Çaykur'un farklı fiyattan satışa sunduğu çayları bilirsiniz: Filiz, Çayçiçeği, Tiryaki, Kamelya gibi. Hep merak ederdim bunların fiyatları neden farklı diye. Sonunda öğrendim: Çay, üretim sürecinde 7 farklı elekten geçiriliyormuş. Çayın kalitesini bu eleklerin hangisinden elde edildiği belirliyormuş. Mağazanın adresini aşağıya yazıyorum: ÇAYTAŞ Gıda Pazarlama Umut sokak No:40 Kurtuluş - ANKARA

Şili (Santiago-Valparaiso) fotografları sunumuna davet

Değerli okuyucularım, 12 Şubat 2009 Perşembe akşamı saat 19'da Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi'nde Şili fotografları sunumuna beklerim. Sunumun yapılacağı adres şöyle: Necatibey caddesi No:102-3 Kızlıay - Ankara

3 Maymun, film

Nuri Bilge Ceylan'ın 3 Maymun filmini izledim sonunda. Sinemada izlemeyi tercih ederdim ancak denk gelmedi bir türlü. Ceylan'ın etkileyici bir final ile biten 3 Maymun'u, az diyaloga karşın sıkmadan ilerliyor. Hatice Arslan, Yavuz Bingöl, Ahmet Rıfat Şungar ve Ercan Kesal başlıca rolleri paylaşmış. Yavuz Bingöl ile Hatice Arslan karakterleri başarıyla canladırıyor olsa bile benim favorim Ahmet Rıfat Şungar. Hatırla Sevgili dizisinin Ali'si, 3 Maymun'da Bingöl ve Arslan'ın canlandırdığı Eyüp-Hacer çiftinin oğulları İsmail'i oynamış. Benim gibi sinemada izlememişler için DVD'sinin yayınlandığını hatırlatayım.

Kahve bardağı boyları ve önemli (!) keşfim.

Ülkemizde giderek yaygınlaşan kahve dükkanı zincirleri, içecekleri farklı boylardaki bardaklarda sunuyorlar. Zincirden zincire bardak boylarına verilen isimler değişse bile aynı kalan bir özellik var: en küçük boy bardak bile ülkemiz ölçülerine göre büyük. Bu tespitim, sadece bana ait değil. Arkadaşlarımın çoğunun düşüncesi aynı. En küçük boy bardakta (Starbucks'ta tall olarak geçiyor) istediğimizde bile sunulan içecek fazla geliyor. Geçtiğimiz günlerde yeni bir boy fark ettim Starbucks'ta: short . En küçük boy bardak istediğimizde seçenekler arasında sunulmayan short, çocuk boyu olarak adlandırılıyor. İlginç olan, özellikle istemediğiniz sürece bu boyun size hatırlatılmaması. Neyse bu önemli (!) keşfimi sizlerle paylaşmış olayım. Amerika'da yaşamadığımıza göre, alışageldiğimiz kupa-bardak boylarında kahve içebilirsiniz çocuk boy isterseniz...

Siyah Süt, Elif Şafak

Siyah Süt, yayınlandığı 2007 yılında epey ses getiren otobiyografik roman. Yazarların, kendilerininden bahsettiği kitapları okumayı sevmişimdir oldum olası. Yazma süreçlerini anlattıkları, okuyucu ile dertleştikleri kitapları. Çok severek okumuştum Adalet Ağaoğlu'nun Damla Damla Günler adlı anı kitabını. Siyah Süt'ü anı kitabı olarak nitelendirmek doğru olmaz. Zaten kitabın kapağında otobiyografik roman yazılı. Çocuk sahibi olma, yerleşik hayat yazarlık sürecini nasıl etkiler? Edebiyat tarihinde kadın yazarların kadınlık ile yazarlık arasındaki seçimleri ya da toplumun kadından beklentilerini karşılarken yazmanın zorlukları gibi konularda tarihten örnekler veriliyor roman boyunca. Benistan ülkesinin parmak kadınlarının (Hırs Nefs, Pratik Akıl, Sinik Entel, Anaç Sütlaç, Can Derviş ve Saten Şehvet hanımlar) hikayeleri romanı akıcı ve keyifli yapmış. Anlatılan süreç, bir çok kadının yaşadıkları sanırım: Çocuk sahibi olma kararının verilmesi. Bu konu üzerine düşünmeyip haya