Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Alo Naci Neredesin?

Yanlış hatırlamıyorsam Hürriyet gazetesinin Ankara ekinde okumuştum Ciğerci Naci'nin haberini. Geçenlerde Tunalı Hilmi caddesinde yürürken görünce tatmanın zamanıdır dedim. Ciğer, kokoreç gibi yiyecekleri herkes her yerde yemez. Ancak, okuduğum yazının etkisiyle bu yönde hiç bir çekincem olmadı. İyi ki de olmamış. Gerçekten oldukça lezzetli Arnavut ciğeri yapıyor Naci Usta. Anlattığına göre Almanya'dan arayan müşterileri oluyormuş. Sipariş için değil elbette. Hal hatır sormak için. Yeri belli ne de olsa :) Alo Naci Neredesin? Cep: (0532) 367 38 77 http://www.cigercinaci.20m.com eposta: cigercinaci@netscape.net

Cebit Broadcast notları

Bu yıl 10. düzenlenen Cebit Broadcast Cable & Satellite fuar ve konferansı yayıncılıkla ilgilenen herkesi İstanbul Fuar Merkezi'ne topladı. Son yıllarda olduğu gibi bu yıl da iki ayrı salonda düzenlenen fuar ve üst katta düzenlenen konferansa ilgi yoğundu. Ülkemizde sayısal uydu alıcısı sahiplerinin Avrupa ortalamasından fazla olduğunu düşününce uydu teknolojisinin son ürünlerini görmeğe bir çok vatandaşımızın gelmesi şaşırtıcı değil elbette. Uydu sektöründe rekabet bu kadar fazla olunca gün boyu süren çekilişler ve şovlar düzenlendi. Fotografın net olmayışı kimilerini üzebilir :) Ancak, yandaki fotograftan da görüleceği gibi şovlara yoğun ilgi vardı. Onca kalabalığın arasından bunu çekebilmek bile başarıdır. Uydu teknolojilerini tanıtıldığı salondaki kalabalıkla kıyaslandığında diğer salon oldukça boş kalmıştı. Fazla kalabalık olmamasına karşın sektör profesyonelleri için görecek bir sürü yenilik içeriyordu diğer salon. Yeni kameralar, kurgu setleri, otomasyon programları, mik

Binbir Gece dizisinin düşündürdükleri

Kanal D televizyonunda başlayan Kudret Sabancı'nın yönettiği (Aliye'nin yönetmeni) Binbir Gece adlı dizi çarpıcı bir bölümle başladı. Hasta oğlunun tedavi masrafını karşılamak için partonundan para isteyen genç ve güzel mimar (oğlunun hastalığından bahsetmiyor parayı isterken çünkü işe girerken çocuğunun olduğunu saklamış) 150.000 dolar karşılığında patronu ile birlikte olmayı kabul ediyor. Günlerdir kimi televizyonların sabah haberlerinde bile tartışılan bu bölüm aklıma aşağıdaki soruyu getirdi: Kayıt altında, sosyal güvenlik kurumuna ödentinizi ödeyerek çalışmaktasınız. Sizin, ya da bakmakla yükümlü olduğunuz birinin sağlığı bozuluyor. (Dizide oğlu lösemiye yakalanıyor) Tedavi olanağı var ancak tedavi çok pahalı. Böyle bir durumda bağlı bulunduğunuz sosyal güvenlik kurumu ne yapıyor? Tedavi çok pahalıymış kusura bakmayın, başınızın çaresine bakın mı diyor? Eğer böyle deniyorsa bu sosyal devlet ilkesine ters değil mi?

Ankara Tiyatro Festivali

Ankara'yı Ankara yapan şeylerin başında kültürel faaliyetlerin çeşitliliği geliyor. Bunlar içerisinde Ankara Tiyatro Festivali 'nin yeri ayrı. Bu yıl 11. düzenlenen festivalde bir çok oyunu izleyebilirsiniz. Festival programına buradan ulaşabilirsiniz. TAKSAV (Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat için Vakıf) tarafından düzenlenen festival ile ilgili ayrıntılı bilgiler için Vakıf'ın telefon numarasınıı aşağıya yazdım. İyi seyirler... TAKSAV Tel:0.312.419 83 98

Casino Royale, filmYorum

Bond filmlerini bir süredir kaçırmadan takip ediyoruz. Fleming'in 1953 yılında yazdığı roman bu güne dek çevrilen Bond filmleri serisine ilhan kaynağı olmuş. Daniel Craig'in Bond olarak ilk filmi Casino Royale . Bir önceki Bond ile kıyaslandığında oldukça sert, gözünü kırpmadan adam öldüren ve çok daha atletik bir 007 var karşımızda. 114 dakikalık filmin ilk yarısı bittiğinde Casino bölümüne başlanmamıştı bile. Oldukça uzun tutulan kovalamaca sahneleri ustalıkla çekilmiş. Filmin başındaki sahnede maymun gibi ordan oraya sıçr ıyor Bond. Bu film için uzun süre vücut çalışmış Craig. Karşılığını da fazlasıyla almış. Önceki Bond'a göre kısa boylu ve sarışın olan yeni 007, eski Bond filmlerinden alışık olduğumuz teknolojik oyuncaklarını bir kenara bırakmış. İşlerini kaba kuvvetle hallediyor. Ayrıca Bond kızlarının sayısı ve güzelliği azalmış. Kadınlara önem vermeyen Bond aşık olup işi gücü bırakıyor. Venedik'ten istifasını gönderiyor hatta. 114 dakikalık hareket ve kovalam

Belalı Aile, tiyatroYorum

Ankara, tiyatro sevenler için bir cennettir. Birçok sahneye sahip Ankara Devlet Tiyatrosu'nun yanı sıra Büyükşehir ve Çankaya Belediyeleri'nin toplulukları ile Ekin, Ankara Sanat başta olmak üzere özel tiyatrolar sezonun dolu dolu geçmesini sağlar. Turneye gelen topluluklarla birlikte neredeyse her hafta sonu farklı bir oyun izleme şansınız vardır. 10 Kasım'daki Belalı Aile oyunuyla sezona merhaba dedi Ankara Sanat Tiyatrosu. Rejisini Rutkay AZİZ'in yaptığı Coline SERREAU adlı Fransız yazarın trajikomik oyununda, deneyimli tiyatrocularla genç oyuncular biraradalar. Devlet tiyatrosu oyuncusu Füsun Oruç AKAY, anne rolünde harikalar yaratıyor. Hakan SALINMIŞ ve Cengiz SEZGİN yılların deneyimini oyunlarına yansıtıyor. Burada özellikle vurgulamak istediğim genç oyuncuların üstün performansı. Ailenin çocukları rollerinde Hayrullah Tarhan KARAGÖZ, Ceyda BAYKAL, Kemal UÇAR, Melodi ÇALIŞKAN, Aylin SARAÇ özel alkışı hak ediyorlar. Ailenin kızları rolünü üstlenen oyuncuların bi

Medya ve Bilişim

Geçen hafta 3 gün boyunca farklı toplantılarına katıldığım Bilişim 06'nın en ilgi çekici etkinliği Medya ve Bilişim adlı etkinlikti. NTV televizyonunun düzenlediği ve Oğuz Haksever'in sunduğu etkinlik kafamdaki bir çok sorunun yanıtlanmasını sağladı. Toplantıda Doğuş ve Doğan gruplarının yayın sektörü ile ilgili planlarını öğrendik. Ayrıca Cebit Bilişim'de tanıtılan Digitürk servisleri ile ilgili ayrıntıları da Digitürk adına konuşan katılımcı açıkladı. Türksat'ın sayısal kabloyu yakında başlatacağının müjdesini aldım. NTV, p2p (ayrıntıları uzun belki başka bir yazıda) bir servis başlatacağını duyurdu. IPTV hatta Internet TV'nin geleceğinin olduğuna inandıklarını söylediler. Doğan grubu, HDTV ve tematik kanallarda kendini gösterecek gibi görünüyor. Ayrıca etkileşimli TV'ye de yatırım yapmışlar. Digitürk temsilcisi, diğer konuşmacılara göre sessiz görünse bile yaptıkları ve yapacakları etkileyici. HDTV yayına geçeceklerinden, bir çeşit kişisel kaydedici (pvr) ola

Bilişim 06, Ankara

Türkiye Bilişim Derneği'nin düzenlediği Bilişim Kurultayları dizisi bir süredir yapıldığı yılın adıyla anılıyor. Bilişim 05'ten sonra bu yıl adı Bilişim 06 oldu. Oldukça üst düzey katılımın olduğu sunumlar, Avea'nın Ankara'ya taşıdığı üniversite öğrencilerinin cıvıltısı, eski arkadaşlar derken keyifli bir hafta oldu benim için. Öncelikle Google Türkiye Genel Müdürü'nün sunumundan, kendimce öne çıkan bir iki bilgiyi paylaşayım değerli okuyucularımla. Bir google hizmeti olan bloggerın (yani bu sayfaları okumanızı sağlayan blog hizmet sunucusu) kota sınırlaması olmadığını öğrenerek sevindim. Eskiden gene ücretsiz olan başka sunucularda sayfa oluşturan birisi olunca burada da sınırlama olabileceğini düşünüyordum. Neyse ki endişe etmeme gerek kalmadı. Bir başka altı çizilmesi gereken açıklama ise YouTube'ün alınması ile ilgili yapıldı. IP üzerinden video yayıncılığı ile ilgilenildiğinin göstergesi olarak düşünüldüğünde YouTube için ödenen bedelin yüksek olmadığı dile

Acıktım, Atakule karşısı, mekanYorum

Ankara'da taze sıkılmış meyva suyu ve tost çeşitlerinin satıldığı küçük büfeler çoktur. Acıktım, çok isabetli bir yere açılmış büfelerden. Atakule'nin karşı köşesinde. 1996 yılında açılmasına karşın marka haline gelmiş bie büfe. Küçücük mekanda çoğunlukla paket servis yapsalar bile az sayıdaki masalarında yer bulabilirseniz birbirinden lezzetli taze sıkılmış meyva suyu karışımlarından içebilir, 15x15 büyüklüğünde kare tostlardan ve daha bir çok lezzetten nasibinizi alabilirsiniz. Afiyet olsun... Acıktım Atakule Karşısı Ankara 438 87 07 440 35 45 438 90 92

Bahçemdeki Ayı, tiyatroYorum

Uzun zamandır gitmek istediğimiz, ama bir türlü fırsat yaratamadığımız Bahçemdeki Ayı isimli oyuna sonunda gittik. Salonun girişinde, 300. temsil olduğunu gösteren afiş, az da olsa endişelendirdi bizi. Çok tutan oyunlara ilişkin ön yargıya sahibiz. Genel beğeniyle pek uyuşmuyor görüşlerimiz. Çoğul yazmama bakıp kendimden söz ederken birinci çoğul şahıs kullandığım sanılmasın. Ben ve eşimden bahsettiğim için biz diye yazıyorum :) Şinasi sahnesi, Ankara'nın büyük salonlarından sayılır. Salon, 300. temsil olmasına karşın tam doluydu. Hatta koltukların yanına sandalyeler eklenmişti. Toplam 150 dakika süren (iki buçuk saat) oyunun ilk perdesi 90 dakikaydı. Tiyatro eserlerinde, her şeyi izleyicinin gözüne sokan tarzı oldum olsası sevmedim. Karakterlerin teker teker sahnede görünüp kendilerini, özlelliklerini tanıtan bölümle başlayan Bahçemdeki Ayı 'da bu özellik çok belirgindi. Aşırı abartılmış karakterler (özellikle Cabbar), rahatsız eden bir argo, zekice olmayan, güldürmeyen espir

Kadın mühendisler

Üyesi olduğum bir gruptan gelen ileti ile haberdar oldum Kadın Mühendislerin sorunlarını paylaştığı grup ve sayfadan . Yazıları (deneyimleri) okudukça, bu sayfanın daha çok okunması ve bilinmesinin sorunların farkındalığını arttırarak çözüm için başlangıç olabileceğini düşündüm. Özellikle kadın meslektaşlarıma, ama en az onlar kadar erkek meslektaşlarıma da öneririm sayfayı. Okuyun, okutun ve düşünün yazılar üzerine. Hayatınızdan kesitler bulacaksınız eminim. Kendi adıma ben buluyorum, kadın olmasam da... http://kadin.muhendisler.googlepages.com

İstanbul kitap fuarı

Dile kolay tam 25 yıl boyunca süren bir fuar. Yüzlerce yayıncı, yüzlerce yazar yüzlerce etkinlik ve yüzbinlerce ziyaretçi. Fuarın adı İstanbul kitap fuarı olsa bile etkileri bakımından ulusal sınırları zorlayan bir hale bürünmüş. Bu yıl ikinci kez ziyaret edeceğim fuarı. İlk ziyaret ettiğimde tepebaşındaydı, şimdi beylikdüzüne taşınmış. Öyle sanıyorum ki yerin genişlemesi rahatlatmıştır yayıncıları. Tepebaşı kadar merkezi olmasa bile düzenlenen otobüs seferleriyle ulaşım sorunu bir biçimde çözümlenmiş. Fuar izlenimlerimi önümüzdeki hafta paylaşmaya çalışacağım.

Saatler ve iç saatler

Geçtiğimiz haftasonu saatler bir saat geri alındı. Kağıt üzerinde yapılan bu değişiklik insanların ve kedilerin iç saatlerini geri almak daha uzun sürecek. Hayatın dayattığı zorunluluklar, iş-ev-iş döngüsü, insanın iç saatini daha hızlı kurarken bu tür insani zorunluluklardan uzak kediklerin saat ayarlaması ne zaman olacak belirsiz. Evimizi paylaştığımız Zeytin Bey, sabahları güneşin doğuşuyla uyandırma servisi görevini yerine getiriyor. Böyle bir talebimiz olmasa bile, her sabah -ki buna haftasonları da dahil- güneşin doğuşuyla miyaaaav serenatı ile uyandırılıyoruz. Eskiden 07'ye denk gelen günün aydınlanması şimdi 06'ya denk geliyor. Zeytin açısından değişen bir şey yok. O gene güneşe göre hareket ediyor :) Neyse, gülü seven dikenine Zeytoşu seven miyavına katlanacak.

Söke Un ile evde ekmek yapımı

Bilen bilir. Oldum olası evde bir şeyler pişirmeyi severim. Eskiden, evde yaptıklarımın tariflerini verdiğim sayfam bile vardı. Hala oradan kimi tarifleri bloga taşıyorum. Evde ekmek yapma denemelerimiz genellikle hüsranla bitiyordu. Söke Un 'un hazır ekmek karışımlarıyla tanışıncaya kadar. 7 tahıllı un karışımını denedik evde. Normal fırında kutunun üzerindeki tarife uyunca, marketlerde satılan ekmek görünümünde ama çok daha lezzetli ve ağır ekmeğimiz oldu. Tarifte fırına vermeden önce hamurun üzerini su veya süt ile ıslatmak öneriliyor. Biz sütü tercih ettik. Denemenizi öneririm...

İklimler, filmYorum

Nuri Bilge Ceylan, Türk sinemasında kendine ait dile sahip yönetmenlerden birisi. Kasaba, Mayıs Sıkıntısı ve Uzak isimli uzun metraj filmlerinden sonra İklimler 'i merakla bekliyordum. Açıkçası daha iyi bir film bekliyordum Uzak'ın ardından. Öncelikle oyunculuklarla ilgili bir iki satır yazayım. Nuri Bilge Ceylan, oyunculukta yönetmenlikte kadar başarılı olamamış. Ebru Ceylan (Bahar) (Nuri Bilge Ceylan'ın gerçek hayattaki eşi ve filmdeki sevgilisi), rolünde başarılı. Nazan Kesal de rolünün hakkını veriyor. Filmin ilk mevsimi (yaz) çiftin arasındaki sorunları anlatışı bakımından yetersiz. Özellikle yemek sahnesi inandırıcılıktan uzak, çok yapay. Sonbahar ve kış, yaza göre daha doyurucu anlatımlar içeriyor. Uzun sekanslar, film zamanı ile gerçek zamanın yer yer örtüşmesi Ceylan sinemasından alıştığımız özellikler. İsa'nın (Nuri Bilge Ceylan) çizdiği karakterin en belirleyici özelliği olan (elbetteki bence) bencilliği iyi vurgulanmış. Özellikle, Serap (Nazan Kesal) ile ya

Yalnız Değilsin, Ersin Toker

Yalnız Değilsin, yazar Ersin Toker tarafndan yazılmış, yayına hazırlanmış demek daha doğru belki de. Kaçak elektrik ile mücadelesi nedeniyle sürgüne gönderildiği Şanlıurfa'da katledilen meslektaşımız elektrik mühendisi Hasan Balıkçı'nın yaşam öyküsü yazar tarafından kaleme alınırken, dava süreci resmi belgelerle ortaya konulmuş. Kitabın kurgusu bu iki metnin iç içe geçirilmesiyle oluşturulmuş. Eserin sonunda dava süreci boyunca yazılarıyla sürece destek veren gazetecilerle yapılan söyleşilere ve Hasan Balıkçı anısına açılan deftere düşülen notlara yer verilmiş. Kitabın sonunda vurgulandığı gibi cinayeti işleyen tetikçi ve azmettirici yakalanıp ceza almış olsalar bile olayın diğer boyutları üzerindeki giz perdesi kaldırılamamış. Yıllardır kangren haline dönüştürülmüş, elektrikteki kaçakların nasıl olupta engellenemediğini görmek için Yalnız Değilsin'i okumak gerekiyor. Elektrik Mühendisleri Odası'nın sürekli vurguladığı konuların somut kanıtları kitapta ortaya konulmuş

Köpek-Kadın-Erkek, tiyatroYorum

40'lı yaşlarında, bekar, tek başlarına yaşayan bir kadın ve erkeğin birlikte yaşama çabalarının bir yılını konu alan oyun, 100 dakikalık tek perde olarak sahneleniryor. 3 oyuncunun yer aldığı ve Oda Tiyatrosu'ndaki Köpek-Kadın-Erkek , günümüzde gittikçe daha sık karşılaştığımız, kariyer sahibi, karşı cinse ihtiyacı olmadan yaşamaya alışmış/alışmaya çalışan kadın ve/veya erkeğin bu çabasında nereye kadar başarılı olduğunu/olabildiğini irdeliyor. Son on dakikasına kadar sıkmadan mantıklı bir çizgide ilerleyen oyunun son on dakikası ile ilgili fazla bir şey yazmak istemiyorum. Çünkü son on dakikasında olanların oyunun genel gidişi ile açıklanabilir yanı yok. Karakterlerin 90 dakika boyunca ortaya konuluş şekline bakan izleyici son 10 dakikadakileri çözemiyor. En azından ben çözemedim. Oyunu izleyen okyucularımın yorumlarını merak ediyorum. Benime ve sizlerle paylaşmalarını rica ediyorum. Son bir hatırlatma Oda tiyatrosunda oyunlar 18.30 'da başlıyor. Diğer sahnelerde 20'de

Kahve Evi, mekanYorum

Kahve, Türk kültüründe önemli bir yere sahip. Dünya mutfaklarında Türk Kahvesi olarak bilinen bir pişirme yöntemi var olsa bile ülkemizde kahve yetişmiyor. Türk kahvesi olarak içtiğimiz genellikle Brezilya'dan ithal arabica cinsi çekirdeğin çok ince çekilmesi ile elde ediliyor. Hepimizin bildiği üzre toz haline gelmiş kahve, cezvede kaynamaya yüz tutana kadar pişiriliyor. Yazımın amacı kahvenin nasıl yapıldığı konusunda ahkam kesmek değil. Dünyanın çeşitli ülkelerinde faaliyet gösteren zincir kahvecilerin ülkemize de gelmeleri ile artan kahve talebi beraberinde yıllardır bu işe gönül vermiş yerli firmalarımıza yeni olanaklar sunuyor. Kocatepe Kurukahvecisi Meşrutiyet caddesinin başındaki dükkanında 1949'dan bu yana (o yıldan beri aynı yerinde mi bilemiyorum) hizmet veriyor. Kahve dışında kuruyemiş ve içki satışının da yapıldığı dükkanın biraz ilerisinde Nurettin Bey Kahve Evi , kahveyi keyife dönüştüren bir mekan. Dünyanın dört bir yanından farklı lezzetleri bir araya toplayan

Yeni Yayın Teknolojileri

Etkileşimli TV, IPTV ve İsteğe Bağlı Video alt başlıklı Yeni Yayın Teknolojileri semineri vereceğim bu haftasonu Cumartesi günü (21 Ekim 2006). Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi 'nde vereceğim seminere katılmak için Telefon: (0312) 231 44 74 / (Dahili 128) Faks: (0312) 2321088 E-posta: ankara@emo.org.tr Adres: NECATİBEY CADDESİ NO:102 MALTEPE ÇANKAYA - ANKARA