Ana içeriğe atla

Protez Uzmanı Diş Hekimi Dr. Ege ERYÜRÜK söyleşisi

Smiles 312 Diş Kliniği'nde tedavi oldum. Çok memnun kaldığım tedavi sonrası bu söyleşiyi yapmak istedim. Vakit ayırıp sorularımı yanıtladığı için Dr. Eryürük'e bir kez daha teşekkür ediyorum. 

1. Diş hekimliğinde uzmanlık gerekli midir?

Diş hekimliğinde uzmanlığın gerekliliği üzerine düşüncelerimi taradığımda genelde Hacettepe yıllarında meslektaşlarımla ve öğrencilerimle yaptığımız konuşmaları anımsıyorum. O an belli bir branşta uzmanlık yapan veya yapmayı amaçlayan diş hekimleri veya diş hekimi adayları :) Eğer aklıma hala bu konuşmalar geliyorsa şunu öngörebilirim sanırım, hala tedavi talep eden toplumumuzda çok net bir branş uzmanı diş hekimi tercih etme talebi oturmamış durumda. Çoğunlukla biz branşımızı açıklıyor ve branşımıza özel odaklandığımız noktaları açıklar anlatır halde buluyoruz kendimizi hastaya. Hastalar üzerinde psikolojik gereklilik ve beklenti yönünde henüz zamana ihtiyaç varken protetik diş tedavisi üzerine 6 yıl süren uzmanlık eğitimimi, bana getirdiklerini mesleki olarak ortaya koyabildiklerimi, sizin gibi önceki deneyimlerine göre ölçülebilir şekilde pozitif deneyim yaşatabildiğim hastalarımı düşününce küçük görünen bir alan olan ağız içinde nitelikli tedavi ortaya koymanın ciddi bir gerekliliği olarak görüyorum uzmanlaşmayı. Sadece isminizin önünde bir titre değil bu titrenin içini dolduran bir bilgi beceriye sahip olma ve geliştirme çabası içinde olan diş hekimlerinin gelecekte daha farkedilir bir konuma sahip olacaklarına eminim diyebilirim.

2. Kliniğinizdeki diş hekimlerinin uzmanlıkları konusunda bilgi verebilir misiniz?

Kliniğin kuruluş aşamasından itibaren multidisipliner yani birbirinden farklı branşlarda hizmet veren diş hekimliği ile ilgili tüm tedavi taleplerine karşılık verebilecek bir klinik sistemi ve hekim kadrosu oluşturmak öncelikli hedeflerimden oldu. Arz talep dengesi, nitelikli hekime ulaşabilmek gibi faktörleri göz önüne alarak gelişen süreci düşündüğümde henüz yolun başlarında olduğumuzu söyleyebilirim. Hayalim ve hedefim bir iki yıl içerisinde vizyon ve misyonu ile ülke çapında örnek alınan bir klinik sistemi oluşturmak. Bunun oluşması için hem baştan beri geliştirmeye çalıştığım butik kurumsal yapılanmayı tamamlamamız veya belli bir seviyeye getirmemiz gerekiyor hem de belli bir süreklilikte hizmet veren branş uzmanı hekim kadrosunu genişletmemiz gerekiyor. Şu an yetişkin diş hekimliği ve çocuk diş hekimliği olarak ayrım yaptığımızda iki noktada da lokal anestezi altında yapılabilecek tüm diş hekimliği tedavilerini sunabiliyoruz. Başta söylemiş olduğumu arz talep dengesi gelişimi ile klinikte çalışma gün sayısı olarak daha uzun süreli bulunan branş uzmanlarını kadromuza katmaya devam edeceğiz. Mevcut durumda çalışma gün sayıları değişkenlik göstermek üzere protetik diş tedavisi uzmanı olarak ben haricimde, pedodonti, ortodonti, endodonti ve ağız diş çene cerrahisi branşlarına uzmanlarımız bulunmaktadır.

3. Kliniğin dekorasyonu modern ve ferah. Tasarım size mi ait?

Kliniğin dekorasyonu noktasında istediğim noktada mıyım asla hayır, çok daha etkili ve kusursuz olmalıydı o gayreti ve isteği göstermiştim ama tarihi zamanında yargılamanın gereğine inanırım. İlk tecrübemdi doğru ve yanlış tercihlerin, çalışılan kişilerin, o dönemki maddi manevi şartların etkisinde sizin gibi bir çok hastamızın dikkatini çeken ve pozitif görüşleriyle destekledikleri bir klinik çıktı ortaya. Butik kurumsal sisteme çok önem veriyorum ve kurumsal kimliğin şekillenmesinde kendi özelliklerimin de etkisi olduğunun farkındayım. Nezaket çok önemli, sistemin temel noktalarından birisi bu. Personel ve doktorlar bunu hastalara göstermek durumunda. Çünkü iletişimi kolaylaştırıyor bizi ve hastalarımızı sakinleştiren motivasyonu ve performansı arttıran bir ortam sağlıyor. Bunun desteklenmesi adına ve farklı bir klinik havası oluşturmak adına dekorasyon, kullanılan renkler ve eşyalar önemliydi. Bu noktalarda farklı hareket etmeye çalıştım. Tam istediğim gibi olmasa da ilk tecrübeme göre fena bir iş çıkarmadım diyebilirim :) Önümüzdeki yıl yapacağımız rutin kontrolünüzde bazı şeylerin değiştiğini bir mimari dokunuş daha yaşadığımızı göreceksiniz umarım. O zaman fikirlerinizi tekrar almak isterim :)

4. Eklemek istedikleriniz...

İletişim çok büyük bir güç, ülke olarak belki de dünyanın geneli olarak enteresan bir dönemden geçiyoruz, her şeye rağmen yaşamaya devam ediyoruz devam etmek zorundayız. Negatif faktörlerin etrafımızda biriktiği, yoğunlaştığı anlarda iletişimi hayatımızın her alanında doğru ve güçlü kullanmak bizi ayakta tutacaktır diye düşünüyorum. Benim işim her hastada önce hastayı dinleyerek sonra durumu analiz edip hastaya aktarımlar yapacak şekilde ilerliyor. Hastalarıma yaşadıkları negatif deneyimleri veya ihtiyaçlarını tam açıklamak bana çok keyif veriyor, onları bilinçlendirmek, bilgilendirmek tedavi süresince ve sonunda yükümü arttırıyor ve tedavilerin üst seviyede nitelikli olarak bitmesinde bana itici bir yönlendirici oluyor. Kendi tedavi sistemimi bu iletişim şekli üzerine kurdum diyebilirim. İşe yaradığını gördükçe bunu kliniğin geneline yaymak noktasında çalışmalarımı sürdürüyorum. Çünkü şunu aklımdan çıkarmamaya çalışıyorum benim onlarca yüzlerce hastam olabilir ama hastamın tek bir ağzı ve sadece kendi dişleri var. Herkes eşit nitelikte davranışı hakeder. Etik olmazsa olmaz bir faktör :)

Söyleşi ve tedavi için çok teşekkür ederim.

İlginize çok teşekkür ediyorum. Bu söyleşiden dolayı sayenizde kendimi çok şanslı hissettim.

SMILES 312 Diş Kliniği İletişim Bilgileri:

Yorumlar

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

IPTV World Forum İstanbul'un ardından

Bu satırları yazarken etkinliğin ikinci günkü programı devam ediyor. İki günlük, oldukça yoğun program tam zamanında başlaması, zaman çizelgesine uygun devam etmesi ile uluslararası bir organizasyon olduğunu belli etti. Katılım ücretinin yüksekliğinin getirdiği en önemli sonuç etkinlik izleyicilerinin gerçekten ilgili kişiler olmasıydı. Sadece ilk gününü takip edebildiğim etkinlikte TTNet ve AirTies CEO'ları gibi çok üst düzey konuşmacılar söz aldı. Oturumların araları, toplantı salonunun önündeki fuayede kurulan sergileri gezmek için yeterli uzunlukta tutulmuştu.  İstanbul'un en kolay ulaşılabilen otellerinden birisi olduğunu düşündüğüm Mövenpick'in seçilmiş IPTV Forum için. Levent metrosunun çıkışında yer alan otel, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet köprüsünün dibinde. Levent metrosundaki otobüs duraklarında Sabiha Gökçen havaalanına direkt giden İETT otobüsü kalkıyor. Zaten Atatürk havaalanına raylı sistemle, aktarmalar yaparak ulaşılabiliyor. Sabah 6 uçağı Atatürk hav

IPTV World Forum Ardından, Teknik Değerlendirme - 1

Yazının başlığını Teknik Değerlendirme - 1 dedim. Bunun bir dizi yazının ilki olduğunu düşünerek öyle yazdım. Pek uzun yazmayacağı, dizi yapmayı düşündüğüm için. Öncelikle Türk Telekom ve TTNet üzerine görüşlerimi yazayım. Etkinliğin ana destekçilerindendi her iki şirket. Türk Telekom'un üst şirket olarak görürsek, ki öyle aslında, Argela, TTNet ile birlikte sergi alanında büyük yer almışlardı. Argela, yazılım geliştirme alanında çalışıyor. TTNet, malum internet servis sağlayıcısı. Türk Telekom'un etkinlikte açıkladığı stratejisine göre IPTV , internet ve Voice over IP (IP üzerinden ses:VOIP) hizmetini TTNet üzerinden sunacak. İnternet ve telefonu tek faturada birleştirmeyen Türk Telekom, üç hizmet için tek fatura dönemine geçmeyi planlıyor. IPTV'yi itici güç olarak kullanacak. 3 farklı ekrandan (telefon, televizyon ve bilgisayar) televizyon izlemenin olanaklı olacağı ileri sürülüyor. Planlaması kolay, uygulaması ise zor bir hizmet IPTV. Multicast broadband internet bağl

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

Yarının Türkiyesine Seyahat / Ahmet Emin Yalman

Ahmet Emin Yalman , cumhuriyetin tanıklığını yapmış gazetecilerden. İmparatorluk zamanında, 1888'de, Selanik'te doğmuş ve 1972 yılında İstanbul'da vefat etmiş. Bu uzun ömrüne iki dünya savaşı, iki askeri darbe sığmış.  Yarının Türkiyesine Seyahat, ilk basımı 1944 yılında Vatan Matbaası tarafından yapılan ve Köy Enstitüleri deneyimini anlatan bir inceleme / tanıklık kitabı. Benim okuduğum bu eserin Cem Yayınevi tarafından 1990 yılında yapılan yeni baskısı. Yayınevi bu yeni baskıda 1944 yılındaki metnin yanı sıra Köy Enstitüleri neden kuruldu başlıklı bir inceleme ve ilk metinde adı geçen enstitü öğrenci ve yöneticilerinin 1990 yılındaki durumlarını eklemiş. Bunları eklemekle eseri güncelleştirmiş bir yerde. Ancak, yeni baskıya bu eklemelerin yapıldığına dair bir önsöz konulmamış. İçindekiler dizini de kitabın sonunda. Kitap, Ahmet Emin Yalman'ın önsözü ile başlıyor. Keşke yayınevi ayrı bir önsöz ile eseri takdim etseydi. Köy Enstitüleri deneyimi, genç cumhuriy

bir kez daha, nedir bu sayısal karasal televizyon?

Blog sayfamda DTT etiketiyle yayınlanmış 100'e yakın içerik bulunsa da, geçenlerde buluştuğumuz lise arkadaşlarımın sorusu üzerine, bir kez daha yazmaya karar verdim. Bilenler, okumadan geçebilir. Bilmeyenler ve sektörün uzağındaki kişiler düşünülerek hazırlanmış bir yazıdır.  Soru - yanıt şeklinde kurgulanmış yazılarımın daha çok okunduğu gözlemi üzerine, buyurun sık sorulan sorularla Sayısal Karasal Televizyon: Şimdi tam olarak neden bahsediyoruz? Çanak ile izlediğimiz televizyon mu?

Sayısal radyo - Norveç FM yayınlarını sonlandıran ilk ülke olacak mı?

Blog sayfamda sayısal radyo yayınlarıyla ilgili yazdığım yazılar var. Bunlara bir yenisini eklemenin yeri geldi. Yazıya karar vermemin nedeni, Avrupa Yayın Birliği (European Broadcasting Union: EBU) teknoloji dergisi Tech-i'in Aralık 2013 sayısının başlığı "end in sight for FM?" Dergide FM yayınlarını kapatmayı planlayan Norveç'teki durumu irdeleyen bir yazı var.  Norveç, FM radyo yayınlarını 2017 yılında sonlandırmayı hedefleyen ve bunu açıklayan ilk ülke . Ülkede sayısal radyo yayınları ile FM analog radyo yayınları eş anlı olarak yapılıyor. Sayısal radyonun tanıtılması ve desteklenmesi için kamu yayıncısı NRK ile Norveç'in en büyük özel radyo yayıncısı P4 ortaklığında Digital Radio Norway (DRN) adlı bir yapı kurulmuş . Bu kamu - özel birlikteliği sayısal radyonun yaygınlaştırılması için önemli bir sinerji yaratmış. 2013 sonu itibariyle Norveç'in %90'ını kapsayan iki adet DAB+ multipleksi bulunuyor. Norveç kamu yayıncısının yükümlülüğü ise 2014 son

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor.  Fi

Yaylapınar (Sinekçiler) Köyü Nazilli tatili

Yazılacaklar birikti, bu gidişler birikmeye devam edecek. Üst üste gelince seyahatler, okunanlar, teknik gelişmeler böyle oluyor. Yavaş düzgündür, düzgün ise hızlı deyip başlayayım bir yerinden.  Geçtiğimiz haftanın 6 gecesini, Aydın'ın Nazilli ilçesinin, eski adıyla Sinekçiler, Yaylapınar köyünde geçirdik. Ne ben, ne de eşim Nazilli'li. Oralarda yaşayan akrabamız da yok. Peki nasıl oldu da bir köyde kaldık 6 gece. Pınar Kaftancıoğlu sayesinde. Kendisini büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da, yaşayan çocuk sahipleri tanıyacaktır. Ayşe Arman'ın söyleşisinden sonra tanıyanlar ve alış veriş yapanların sayısında ciddi artış olmuş. Siz tanımayanlardansanız İpek Hanım'ın Çiftliği'nin web sayfasına bakmanızı ve yazının geri kalanını sonra okumanızı öneririm.  Kaftancıoğlu, bana kalırsa ülkemiz için uygulanabilir bir kalkınma modeli oluşturmuş. Ülkemiz, her ne kadar son dönemlerde ihmal edilmiş olsa bile, bir tarım ülkesi. Tarıma elverişli topraklara

Almanya'da televizyon yayınlarına erişim

Televizyon yayınları kablolu ve kablosuz olmak üzere iki ortam kullanılarak evlere ulaştırılır. Her iki ortam için de farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kablonun kullanıldığı durumlarda Kablo TV, IPTV seçenekleri mevcuttur. Kablosuz ortam için ise uydu ve karasal vericiler kullanılabilir. Her ortamın kendisine göre avantajı, dezavantajı vardır. Daha ayrıntılı analizlerde, yayıncı için ve izleyici için avantajlar ve dezavantajlar olduğu görülecektir. Hatta ülkelerin düzenleyici denetleyici kuruluşlarının desteklediği ve/veya kösteklediği televizyon dağıtım yöntemleri olduğu söylenebilir.  Bu uzun girişi yazmamın sebebi, Arthur D. Little adlı araştırma kuruluşunun yakın tarihte yayınladığı bir araştırma. Lars Riegel ve Julien Duvaud-Schelnast imzalı   Almanya'da TV Platformları 2014 ve sonrası başlıklı 10 sayfadan ibaret rapor, Almanya'da son dönemin sıcak tartışma konusu durumundaki sayısal karasal televizyonun geleceğine ilişkin önemli analizler içeriyor. Geçtiğimiz Nisan