Ana içeriğe atla

Tele Metin (Teletext)

Tele Metin (Teletext)
TARİHÇE
1970?li yıllarda İngiltere?de başlatılan araştırma çalışmaları sonucunda 23 Ekim 1972 tarihinde BBC, CEEFAX isimli bir sistemin duyurusunu yaptı. Aynı yıl ITV, ORACLE isimli sistemini duyurdu.
1973 yılı Mart ayında ilk deneme yayınları yapılmaya başlandı. Aynı yıl BBC ile ITV teleteks sisteminin özellikleri üzerinde anlaşma yaptılar.
1974 yılında CEEFAX, 30 adet sayfa ile kamusal Teleteks Servisi vermeye başladı. ORACLE da aynı yıl yayına başladı.
1975 yılında BBC, BBC Engineering Information Sheet 4008(5) isimli yayını ile CEEFAX iletim formatının detayları hakkında bilgi verdi.
1976 yılında yayımlanan CEEFAX index ile daha dikkat çeken sayfalar yapmak olanaklı hale geldi.
1977 yılı sonlarında teleteks yayını halkın ilgisini çekmeye başladı. İlk harici adaptörlerin satılması da bu döneme rastlar.
1979 yılında İngiltere?de teleteks adaptörlü televizyonların satışının artması ile birlikte Düzey 2 teleteks hizmeti çıktı.
1980 yılında ORACLE teleteks sistemine reklam almaya başladı.
1980?li yıllarla birlikte İngiliz hükümeti teleteks yayınını desteklemeye başladı. İngiltere?de Teleteks?li televizyon sayısı 1982 yılında 1.5 milyona, 1985 yılında 2 milyona ulaştı. Aynı yıl BBC Araştırma ve IBA Mühendislik teleteks buluşundan ötürü Kraliçe tarafından ödüllendirildi.
1980?li yıllarda altın çağını yaşayan teleteks sistemi
1990?lı yıllarla birlikte durgun bir döneme girdi. Artık Veri Yayıncılığı?nın devri başlıyordu.
1990?ların başında video cihazları ?akıllı? olmaya başladılar. Bu akıllı cihazlar PDC (Programme Delivery Control) kontrolü ile teleteks sistemi üzerinden aldığı verilerle istenilen programın kayıdını yapar hale geldi.
1990 yılların sonuna doğru gelişen uydu sistemleri ile birlikte kanallar kendi teleteks hizmetlerini diğer ülkelere taşımaya başladılar.
1999 yılında, 25. doğum gününde, teleteks sistemi yeni bir forma büründü: Sayısal Teleteks ( Digital Teleteks ) Sky TV ilk ?aktif metin? servisini başlattı.
TEKNİK ÖZELLİKLER:
Bu bölümde teleteks sisteminin temel çalışma mantığını anlatmaya çalışacağım. Teleteks, izleyicilerin gerçekleri (bu kelime BBC?nin CEEFAX sistemini tanıtmak için kullandığı 1975 tarihli belgeden alınmıştır) televizyon ekranlarında yazılmış ve çizilmiş olarak görmelerini sağlayan bir sistemdir. Bir teleteks yayınını iki ana bölümde inceleyebiliriz. İlk bölüm teleteks sayfalarının hazırlandığı sunucu bölümü, diğeri de yayının alındığı alıcı bölümü.
Sunucu Bölümü: Bu bölümde, yayınlanacak sayfalar hazırlanır ve veri tabanında saklanır. Hazırlanan sayfaların televizyon sinyaline uygun olarak düzenlenmesi, teleteks sayfalarını oluşturan veri paketlerinin televizyon sinyali ile birleştirilmesi ve birleştirilen tek sinyalin yayına verilmesi işlemleri de sunucu bölümünde gerçekleştirilen işlerdir.
Alıcı Bölümü: Bu bölümde teleteks kod çözücülü televizyon alıcısı tarafından alınan televizyon sinyali içerisindeki teleteks kodunun çözülerek izleyici istediğinde ekrana yansıtılması işi yapılır. Türkiye'de de kullanılan PAL sisteminde, her kare 625 satırdan oluşmaktadır. Pal sisteminde, ekran oluşturulurken 50 satır, resim bilgisi içermeyen siyah sinyali olarak gönderilir. Bu satırlara Dikey Karartma Boşluğu (VerticalBlankInterface-VBI) adı verilir. Teleteks ve diğer veri yayıncılığı alanlarında bu 50 satır kullanılmaktadır. Karartma boşluğunda 7-22 ve 320-335 satırlar arası kullanılabilir. CEEFAX ilk çıktığında 17-18 ve 330-331. satırları kullanmaktaydı. Her sayfa 24 satır ve 40 sütundan oluşmaktadır. İlk satır sayfa üst bilgi satırıdır ve 32 karakter içerir. Her bir sinyal ile birlikte iki satır gönderilir. Her sinyal 50 Hz frekansında gittiğine göre 24 satırlık bir teleteks sayfasını gönderme 0,24 saniye sürer. Her teleteks sayfası 24 satır içermeyebilir. Daha kısa satırlardan oluşan sayfalar vardır. Bu sayfaların sonuna özel kodlu satırlar eklenir. Bu nedenle bir sayfanın yüklenmesi daha kısa da sürebilir. Bir tam tur zamanını hesaplayabilmek için: Her sayfanın kaç satırdan oluştuğunu, sayfaların yayınlanış sırasını, sayfaların yayınlanış kurallarını (her sayfanın tur içerisindeki tekrar sayısını, sayfa numarası 100 olan indeks sayfasını, genellikle tur içerisinde birden çok kez tekrarlanır), bilmek gerekir.
TÜRKİYE'DE TELEMETİN:
Türkiye?de teleteks yayıncılığını, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu başlatmıştır. 3 Aralık 1990 tarihinde deneme yayını olarak başlatılan teleteks hizmeti (TELEGÜN) bu gün geniş içeriği ile bir bilgi kaynağı haline gelmiştir. TRT?nin öncülüğü ile Türkiye?de tanınmaya başlayan sistem, kod çözücülü televizyon sayısının artmasına paralel olarak diğer yayın kuruluşları tarafından da verilmeye başlanmıştır. 1991 yılında 184.159 olan teleteks?li televizyon sayısı 1996 Mayıs ayı sonunda 4.787.911 olmuştur. 1992 yılında, yani yayına çıktıktan iki yıl sonra, kültürel etkinliklerin programlarının verildiği bir bölümü hizmete sunulmuştur. 1992 yılındaki Barcelona Olimpiyat Oyunları ile ilgili bilgilerde teleteks kullanıcılarının hizmetine sunulmuştur. 1993 yılında kitap eleştirilerinin ve yeni çıkan kitaplarla ilgili bilgiler, önemli günler, resmi gazete haberleri, ekonomi haberleri, para ve döviz ile ilgili bilgilerin yer aldığı bölümler hizmete sunulmasıyla toplam sayfa sayısı Mart 1993?de 450?yi bulmuştur. Günümüzde eklenen yeni bölümlerle (son olarak turizm sayfaları eklenmiş) en kapsamlı teleteks içeriği TRT tarafından verilmeye devam edilmektedir.
KAYNAKLAR:
1.European Telecommunication Standard Enhanced Teletext Specification (ETS 300 706) 2.Teleteks Tanıtma Semineri Notları ETSI Technical Report Television systems; Register of Country and Network Identification (CNI) and of Video Programming Systems (VPS) codes. (TR 101 231 V1.2.2)

Yorumlar

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

IPTV World Forum Ardından, Teknik Değerlendirme - 1

Yazının başlığını Teknik Değerlendirme - 1 dedim. Bunun bir dizi yazının ilki olduğunu düşünerek öyle yazdım. Pek uzun yazmayacağı, dizi yapmayı düşündüğüm için. Öncelikle Türk Telekom ve TTNet üzerine görüşlerimi yazayım. Etkinliğin ana destekçilerindendi her iki şirket. Türk Telekom'un üst şirket olarak görürsek, ki öyle aslında, Argela, TTNet ile birlikte sergi alanında büyük yer almışlardı. Argela, yazılım geliştirme alanında çalışıyor. TTNet, malum internet servis sağlayıcısı. Türk Telekom'un etkinlikte açıkladığı stratejisine göre IPTV , internet ve Voice over IP (IP üzerinden ses:VOIP) hizmetini TTNet üzerinden sunacak. İnternet ve telefonu tek faturada birleştirmeyen Türk Telekom, üç hizmet için tek fatura dönemine geçmeyi planlıyor. IPTV'yi itici güç olarak kullanacak. 3 farklı ekrandan (telefon, televizyon ve bilgisayar) televizyon izlemenin olanaklı olacağı ileri sürülüyor. Planlaması kolay, uygulaması ise zor bir hizmet IPTV. Multicast broadband internet bağl

IPTV World Forum Eastern Europe bu yıl İstanbul'da.

Konu ile ilgililerin merakla beklediği etkinlik ilk kez ülkemizde gerçekleştirilecek. Mövenpick Hotel, İstanbul'da 12-13 Ekim (yani haftaya salı-çarşamba) günlerinde toplam 9 oturumda önemli konuşmacıların yer alacağı IPTV World Forum Eastern Europe ile ilgili ayrıntıları web sayfasında bulabilirsiniz. Etkinliğe katılım ücretli. Ücretler epey yüksek. 5 Ekim'den önce kayıt yaptırmışsanız, ki bu iletiyi yazdığım tarih düşünülünce artık çok geç :), 1499 € ödemeniz gerekiyor. Bugün kayıt yaptırırsanız ise 1799 € ödeyeceksiniz. Ancak Free Operator Pass adlı bir seçeneğiniz daha var. Free Attendance For Service Providers olarak ayrıntılandırılan bu seçeneğin tam olarak kimleri kapsadığını çözemedim. Eğer IPTV hizmet sağlayıcılar kastediliyorsa Türk Telekom, TTNet, Superonline gibi şirket çalışanları kapsanmış oluyor. İşin doğrusu kendimi de o kategoriye sokup kayıt yaptırdım :) Ancak kaydımın geçerli sayılıp sayılmadığı belli değil henüz. Neyse, fırsat bulursanız önemli bir etkinlik

IPTV World Forum İstanbul'un ardından

Bu satırları yazarken etkinliğin ikinci günkü programı devam ediyor. İki günlük, oldukça yoğun program tam zamanında başlaması, zaman çizelgesine uygun devam etmesi ile uluslararası bir organizasyon olduğunu belli etti. Katılım ücretinin yüksekliğinin getirdiği en önemli sonuç etkinlik izleyicilerinin gerçekten ilgili kişiler olmasıydı. Sadece ilk gününü takip edebildiğim etkinlikte TTNet ve AirTies CEO'ları gibi çok üst düzey konuşmacılar söz aldı. Oturumların araları, toplantı salonunun önündeki fuayede kurulan sergileri gezmek için yeterli uzunlukta tutulmuştu.  İstanbul'un en kolay ulaşılabilen otellerinden birisi olduğunu düşündüğüm Mövenpick'in seçilmiş IPTV Forum için. Levent metrosunun çıkışında yer alan otel, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet köprüsünün dibinde. Levent metrosundaki otobüs duraklarında Sabiha Gökçen havaalanına direkt giden İETT otobüsü kalkıyor. Zaten Atatürk havaalanına raylı sistemle, aktarmalar yaparak ulaşılabiliyor. Sabah 6 uçağı Atatürk hav

IPTV World Forum ardından, gözlemler

Etkinliğin teknik değerlendirmesini önümüzdeki haftaya bıraktım gerçi. Ancak, haftaya kadar bekleyemeyenler için kısa kısa gözlemlerimi aktarayım. Ayrıntılı değerlendirmeler gelecek merak etmeyin... Türk Telekom, yaklaşık 5 yıl önce başladığı IPTV projesinde sona gelmiş. TTNet şirketi üzerinden IPTivibu (TTNet CEO'sunun sunumunda, ki konferansın tümü simultane tercüme falan yapılmadan sadece İngilizce'ydi, bu ismin İngilizce'de that is IPTV anlamına geldiğini söyleyince fark ettim IP tivi işte bu anlamında bir kısaltma olduğunu :) adlı hizmeti sunmaya 2 hafta önce başadıklarını duyurdular. Konferansta soft launch (yumuşak duyuru ?) olarak yapılan duyuru ile hizmetin başlatıldığı söylense bile henüz web sayfasında bu konuyla ilgili bilgilere ulaşılamıyor.  IPTivibu hizmeti için en az 8 MBit/saniye hızında TTNet internet aboneliği gerekiyormuş. Şimdilik 101 kanal, ki bunların içerisinde HD olanları da olacakmış. Etkileşimli hizmetler, flick uygulaması falan da sunula

bir kez daha, nedir bu sayısal karasal televizyon?

Blog sayfamda DTT etiketiyle yayınlanmış 100'e yakın içerik bulunsa da, geçenlerde buluştuğumuz lise arkadaşlarımın sorusu üzerine, bir kez daha yazmaya karar verdim. Bilenler, okumadan geçebilir. Bilmeyenler ve sektörün uzağındaki kişiler düşünülerek hazırlanmış bir yazıdır.  Soru - yanıt şeklinde kurgulanmış yazılarımın daha çok okunduğu gözlemi üzerine, buyurun sık sorulan sorularla Sayısal Karasal Televizyon: Şimdi tam olarak neden bahsediyoruz? Çanak ile izlediğimiz televizyon mu?

Kocadağ At Çiftliği Kocadağ Köyü / Havran

Deniz, kum, güneş tatilinden sıkıldıysanız ve Edremit körfezi civarındaysanız size süper bir alternatif: At binmek. Edremit'ten Balıkesir'e giden yol üzerindeki şirin ilçe Havran'ın Kocadağ köyünde bu mekan. Henüz dört yaşında olan iki(z) kızlarımız çok keyif aldılar at binmekten. Altınızda sizden epey güçlü b ir hayvan varken dengede durmaya çalışmak, yorucu bir o kadar da keyifli bir uğraş. Eğer hayatınızda at binmeyi hiç denemediyseniz, emin olun deneyince siz de kabul edeceksiniz, çok şey kaçırmışsınız demektir.    Kocadağ At Çitfliği'nde at binmenin yanı sıra lezzetli mutfağını da deneyebilirsiniz. Mantı, haşlama içli köfte, ızgara köfte ve elbette demleme çay. Fiyatlar derseniz bu konuda ucuz / pahalı yorumu yapmak istemiyorum. Bunun yerine bir kaç seçtiğim ürünün fiyat bilgisini paylaşacağım. Ancak, öncelikle sipariş edeceğiniz yiyeceklerin hepsinin büyük bir özenle hazırlanıp, aynı özenle servis edildiğini belirteyim. Biz mantı, içli köfte, ızgara hellim ve

Sayısal radyo - Norveç FM yayınlarını sonlandıran ilk ülke olacak mı?

Blog sayfamda sayısal radyo yayınlarıyla ilgili yazdığım yazılar var. Bunlara bir yenisini eklemenin yeri geldi. Yazıya karar vermemin nedeni, Avrupa Yayın Birliği (European Broadcasting Union: EBU) teknoloji dergisi Tech-i'in Aralık 2013 sayısının başlığı "end in sight for FM?" Dergide FM yayınlarını kapatmayı planlayan Norveç'teki durumu irdeleyen bir yazı var.  Norveç, FM radyo yayınlarını 2017 yılında sonlandırmayı hedefleyen ve bunu açıklayan ilk ülke . Ülkede sayısal radyo yayınları ile FM analog radyo yayınları eş anlı olarak yapılıyor. Sayısal radyonun tanıtılması ve desteklenmesi için kamu yayıncısı NRK ile Norveç'in en büyük özel radyo yayıncısı P4 ortaklığında Digital Radio Norway (DRN) adlı bir yapı kurulmuş . Bu kamu - özel birlikteliği sayısal radyonun yaygınlaştırılması için önemli bir sinerji yaratmış. 2013 sonu itibariyle Norveç'in %90'ını kapsayan iki adet DAB+ multipleksi bulunuyor. Norveç kamu yayıncısının yükümlülüğü ise 2014 son

Yarının Türkiyesine Seyahat / Ahmet Emin Yalman

Ahmet Emin Yalman , cumhuriyetin tanıklığını yapmış gazetecilerden. İmparatorluk zamanında, 1888'de, Selanik'te doğmuş ve 1972 yılında İstanbul'da vefat etmiş. Bu uzun ömrüne iki dünya savaşı, iki askeri darbe sığmış.  Yarının Türkiyesine Seyahat, ilk basımı 1944 yılında Vatan Matbaası tarafından yapılan ve Köy Enstitüleri deneyimini anlatan bir inceleme / tanıklık kitabı. Benim okuduğum bu eserin Cem Yayınevi tarafından 1990 yılında yapılan yeni baskısı. Yayınevi bu yeni baskıda 1944 yılındaki metnin yanı sıra Köy Enstitüleri neden kuruldu başlıklı bir inceleme ve ilk metinde adı geçen enstitü öğrenci ve yöneticilerinin 1990 yılındaki durumlarını eklemiş. Bunları eklemekle eseri güncelleştirmiş bir yerde. Ancak, yeni baskıya bu eklemelerin yapıldığına dair bir önsöz konulmamış. İçindekiler dizini de kitabın sonunda. Kitap, Ahmet Emin Yalman'ın önsözü ile başlıyor. Keşke yayınevi ayrı bir önsöz ile eseri takdim etseydi. Köy Enstitüleri deneyimi, genç cumhuriy

Almanya'da televizyon yayınlarına erişim

Televizyon yayınları kablolu ve kablosuz olmak üzere iki ortam kullanılarak evlere ulaştırılır. Her iki ortam için de farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kablonun kullanıldığı durumlarda Kablo TV, IPTV seçenekleri mevcuttur. Kablosuz ortam için ise uydu ve karasal vericiler kullanılabilir. Her ortamın kendisine göre avantajı, dezavantajı vardır. Daha ayrıntılı analizlerde, yayıncı için ve izleyici için avantajlar ve dezavantajlar olduğu görülecektir. Hatta ülkelerin düzenleyici denetleyici kuruluşlarının desteklediği ve/veya kösteklediği televizyon dağıtım yöntemleri olduğu söylenebilir.  Bu uzun girişi yazmamın sebebi, Arthur D. Little adlı araştırma kuruluşunun yakın tarihte yayınladığı bir araştırma. Lars Riegel ve Julien Duvaud-Schelnast imzalı   Almanya'da TV Platformları 2014 ve sonrası başlıklı 10 sayfadan ibaret rapor, Almanya'da son dönemin sıcak tartışma konusu durumundaki sayısal karasal televizyonun geleceğine ilişkin önemli analizler içeriyor. Geçtiğimiz Nisan

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı

ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu. Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre. İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğe